İstanbul'da deprem anında hangi altyapılar çalışmaz? Şok gerçekler!
İstanbul'da 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, şehirdeki ulaşım, su, elektrik ve iletişim altyapısının dayanıklılığını bir kez daha gündeme getirdi.

Uzmanlar, bu tür afetlerin altyapı üzerindeki etkilerini değerlendirerek, olası bir büyük depreme karşı hazırlıkların önemine dikkat çekiyor.

🚇 Ulaşım Altyapısı: Riskli Bölgeler ve Zayıf Noktalar

İstanbul'daki ulaşım altyapısının büyük bölümü, olası bir depreme karşı yüksek risk taşıyor. Küçükçekmece, Bakırköy ve Bahçelievler gibi ilçeler, zayıf zemin yapıları ve eski inşaat teknikleri nedeniyle en riskli bölgeler arasında yer alıyor.

Araştırmalar, İstanbul'un yüzölçümünün %9'unun yüksek deprem riski taşıdığını ve şehirdeki yolların yaklaşık beşte birinin bu risk altında olduğunu gösteriyor . Bu durum, ulaşımın aksaması ve kurtarma çalışmalarının güçleşmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.

💧 Su ve Elektrik Altyapısı: Kritik Hizmetlerde Kesintiler

İstanbul'da 23 Nisan'daki depremde, su, elektrik ve doğalgaz altyapılarında herhangi bir kesinti bildirilmemiştir . Ancak, bu tür altyapıların büyük depremler karşısında kırılgan olduğu bilinmektedir.

Özellikle su ve elektrik hatlarının yer altı yapıları, zemin sıvılaşması ve fay hareketleri nedeniyle zarar görebilir, bu da su temini ve elektrik dağıtımında uzun süreli aksamalara yol açabilir.

📞 İletişim Altyapısı: Fiber Optik ve Mikrodalga Bağlantı Sorunları

Depremler, iletişim altyapısını da olumsuz etkileyebilir. Özellikle fiber optik kabloların kopması ve mikrodalga bağlantıların hizalanmasının bozulması, iletişimde kesintilere neden olabilir.

Bu durum, afet anında bilgi akışının sağlanamaması ve koordinasyon eksikliklerine yol açabilir .
🏚️ Deprem Toplanma Alanları: Mevcut Durum ve İhtiyaçlar
İstanbul'da, olası bir deprem sonrası halkın toplanabileceği yaklaşık 3.000 adet toplanma alanı bulunmaktadır . Ancak, bu alanların çoğu altyapı eksiklikleri ve yetersiz kapasite nedeniyle etkin bir şekilde kullanılamamaktadır. Acil durumlarda bu alanların etkinliği, altyapı iyileştirmeleri ve kapasite artırımı ile doğrudan ilişkilidir.