28 Şubat sürecine nasıl gelindi? İşte 28 Şubat gerçeği

Peki, Ergernekon ve Balyoz tertipleriyle saldırı hedefi haline gelen ve karartılan 28 Şubat gerçeği neydi?

Abone ol

Amerika'nın 1991 yılında Irak'ı parçalamasının ardından, tehdit Türkiye'ye yöneldi. Türk Ordusu da, Kuzey Irak üzerinden gelen bu tehdidi saptamış ve cephesini Amerika'ya dönmeye başlamıştı. 1994'te Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın Genelkurmay Başkanı olmasıyla bu değişim, daha da hızlanmıştı.

Aynı süreçte, Gladyo'nun operasyon odağının polis içine kaydırılmaya başlandı. Bu durum Tansu Çiller döneminde hızlandı. "Çiller Özel Örgütü" olarak faaliyet yürüten Gladyo, Güneydoğu'da ve büyük kentlerde faili meçhul cinayetler işliyordu. Genelkurmay da, gerici bir eğitimin yükseldiğine işaret etmişti.

28 Şubat Hareketi'nin en önemli başarısı, Fethullah Hoca'ya indirdiği darbeydi. Cumhuriyet Devrimi'nin kılıcından korkan Fethullah Gülen, o süreçte Amerika'ya kaçmıştı. 28 Şubat Gladyo'ya ağır bir darbe indirmişti.

Genelkurmay, aslında Gladyo'nun küresel merkezini cepheden karşısına almıştı. Gladyo'yu hedef alan bu programı 5 maddede özetleyebiliriz:

28 ŞUBAT'IN PROGRAMI

1. Cumhuriyet Devrimi Kanunları uygulanmalı

2. Temel eğitim sekiz yıla çıkarılmalı ve eğitimin birliği sağlanmalı

3. Yasadışı kur'an kursları kapatılmalı ve ihtiyaç fazlası imam hatip okulları ortaöğretim kurumlarına dönüştürülmeli

4. Ceza kanunu'na irticaya karşı ceza yaptırımları konmalı

5. İrticanın ekonomik temeli yok edilmeli

Milli Güvenlik Kurulu, 28 Şubat'ta 18 maddelik bir program kabul etmişti. Aynı program, Vatan Partisi tarafından 22 Kasım 1996 günü 4. Genel Kongresi'nde aynı başlıkla, "Cumhuriyet Devrimi Kanunları Uygulansın" başlığıyla kabul edilmişti.

Genelkurmay, 28 Şubat hareketinden sonra da, Amerika'nın "Ilımlı İslam" girişimine karşı mücadelesini sürdürdü. 29 Nisan 1997 günü açıklanan, "Milli Askeri Strateji Kavramı"nda, birinci tehdit olarak "irtica" gösteriliyordu. Üstelik tehlikenin, "Batı destekli" olduğu da saptanmıştı.

Gladyo, yalnız polis ve MİT içinde değil, Ordu içinde de Fethullahçılara dayanmaktaydı. Aynı tespiti Genelkurmay da yapmış ve harekete geçmişti. 26 Mayıs 1997 günü yapılan Yüksek Askeri Şurâ toplantısında, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın önüne, irtica bağlantılı 160 subayın ordudan atılması konmuştu. Genelkurmay, 11 Haziran 1997 günü, basına verdiği bilgilendirme toplantısında da, "İrticaya karşı gereğinde silah kullanma" kararlılığını ilan etmişti.

1998 yılında Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Ordu'nun Batı destekli irticaya karşı tutumunu şöyle özetlemişti: "28 Şubat'ı bin yıllık mücadele azmiyle sürdürmeye kararlıyız". Amerika'nın Körfez'e saldırı hazırlıklarına karşı da cepheden tavır alan Orgenera Kıvrıkoğlu, Washington ziyaretlerini de iptal etti. Amerika'nın buna cevabı tarihinin en büyük tatbikatı olan Millennium Challenge'tı. Yani bin yılın meydan okuması... 28 Şubat 90'ların başından beri süren Türk-Amerikan savaşında Türkiye'nin en net direncini ifade ediyordu.

28 Şubat kararlarınında alındığı 1997 yılında görev yapan komutanlar, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının hedefi oldu. Yapılan birçok tutuklamanın ardından, soruşturmalarda 28 Şubat kararları da gündeme getirildi.

ulusal.com.tr

28 Şubat davasında karar açıklandı! Vatan Partisi'nden ilk açıklama Gündem Dışişleri Bakanlığı: AİHM İsviçre aleyhine kararlar vermişti Gündem BM'den kritik Suriye çağrı Gündem Harp Akademileri dava dosyası mütaala için savcıya gönderildi Gündem