Forex'ten uzak durun

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Vücuda bir zehir girdi mi; en olmadık noktalara kadar ilerliyor. Kaldıraçlar bakımından 1 TL ile 100 TL’lik işlem yapmaya olanak sağlayan, hatta bankalarda bu sınırın da bulunmadığı forex piyasasının yeni müdavimlerinin sanayiciler olduğu haberi ajanslara düştü.

Forex piyasasından darbe yiyen küçük yatırımcının haddi hesabı yok. Fakat İSO 500’den anladığımız kadarıyla faaliyet dışı kârlara yönelen sanayici şimdi de dikkatini buraya çevirdi. Öncelikle bu işi birkaç açıdan değerlendirmek gerekiyor.

Bunlardan birincisi sanayicinin faaliyet alanıyla kâr elde etmesini olanaksız kılan girdi maliyetleri ve pazar daralması, öte yanda işini devam ettirme çabası, nakit döngüsünü arttırma hevesini ortaya koyan bu tip ortama, gerekçe yaratıyor.

Diğer taraftan haberin ‘paradan para kazanmayı seven sanayici’ olarak sunulmuş olması da, hem forex reklamı kokuyor; hem de sanayicinin hakkını yiyor. Sonradan görme olmayan hiçbir sanayici, işi dışında bir alana yatırım yapmak istemez.

Koşulları görmeden bu tip yaklaşımlarda bulunmak iyi niyetli bir tavır da olamaz. Elbette ot gibi bitip, her firması olanı sanayici saymak da tanımı sulandırmaktan başka bir işe yaramaz. Türkiye’de sanayinin önce düşük kur ile gırtlağına kadar borçlandıktan, sonra da yüksek kur ile yaşadıklarını görmezden gelemezsiniz.

İSO 500 raporu içindeki aşırı borçluluk oranını göz ardı edemezsiniz. Bence bundan daha kronik bir tablo KOBİ’lerin ağırlık kazandığı ikinci 500’de kendisini gösterecektir. Ülkede üretime inanmayanların, üretenleri yanlış yerlere yönlendirmesi ise çok daha tehlikeli…

Ama sanayicinin denize düşen yılana sarılır cinsinden kumar ekonomisinin göbeğine dalması hepsinden riskli. Bunun yerine riskleri hedge edecek (korunacak) formüller araması, alacak sigortalarına başvurması, yeni yatırım yapmayıp, atıl kapasitesini tam değerlendirmenin yollarını araması gibi çözümlerin peşine düşmeli.

Faaliyet dışı kârları tasvip etmek mümkün olmasa da, anlamak mümkün... Üreten kesim ile konuştuğunuzda ya işçi ve firmalarından vazgeçecekler ya da bu yolla finansman yaratmanın yollarını arayacaklar. Bu mecburiyeti görüyorsunuz. Mecbur edenler utansın.

Fakat forex piyasası diğerlerine benzemiyor. Son derece küçük marjlarla çalışan, sırat köprüsünde yürüyen, aşağı düştü düşecek noktada iflas mahkemelerine başvuran bir reel sektörün, bir iki seferden sonra kazanamayacağı bir Rus ruleti oyununa girmesi anlamını taşır.

Eskilerin bir tabiri vardır: En iyi iş, bildiğin iştir. Lütfen sanayicilikten vazgeçmeyin. İçinize dönüp küsmeyin. Kapalı kapılar ardında, mikrofonların, kameraların, teyplerin olmadığı ortamlarda bize anlattıklarınızı yüksek sesle gündeme getirin.

Biliyorum ki Maliye’nin ‘gözünün üstünde kaşın var’ uygulamasından ürküyorsunuz. Fakat hızla, kaybedeceğiniz hiçbir şeyin kalmayacağı noktaya koşuyorsunuz. Susmayın, konuşun; hakkınızı arayın. Çare kumar ekonomisine kurban olmak değil, bildiğin işte ısrar edip; sorunlarını cesurca anlatmaktan ve çözüm istemekten geçiyor.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster