Eller aya biz yaya

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türk tarımının geldiği nokta ortada... Yetkili ilgisizler ne söylerse söylesin, ortaya çıkan manzarada gerçek olan Belçika kadar bir tarım toprağımızı kaybettiğimiz, ithalat hakimiyetine girmiş bir ülke olduğumuzdur.

Ne yazık ki söylemler, verilen desteklerin ÖTV ve KDV ile geri alındığı, kooperatifçiliğin çıkarlara kurban edildiği, laboratuar niteliğindeki Atatürk Orman Çiftliği’ne yasalara rağmen bina dikildiği ve mercimekten kuru fasulyeye, samandan ete kadar her şeyin yurtdışından alındığı gerçeğini değiştirmiyor.

Gıda ya da tarım denildiğinde yaptığımız tartışmalara baktığımızda ise son derece güdük, günlük meselelerden ibaret olan, ‘nasıl üretiriz’ kaygısı taşıyan, tohumculuğunu hibrite kurban eden ve bunu da bazılarının normal gördüğü bir çerçeveden öteye gidemiyor.

Oysa bakın dünya ne tartışıyor? Uzay Tarım Projesi… Bunu bu memlekette ortaya atsanız ‘uçuyor’ derler. Ama gelecekte dünyanın en stratejik ve katma değerli sektörü olacak tarımı, biz ülkede belli bir disiplin altına alıp, halledemezken, dünyanın bu işi uzay düzeyinde tartışıyor olması dramatik değil mi?

NASA, uzayda tohumdan bitki yetiştirmeyi başardı. Şimdi olay daha da geliştiriliyor. “NASA, şimdi BASF’nin katkı verdiği çelikleme yöntemiyle uzayda bitki çoğaltma deneyleri yapacak. Bitki tomurcuklarının sıfır yerçekiminde kök geliştirip geliştirmeyeceğini test etmeye yönelik deney yapıyor.

Bu kapsamda oluşturulan “uzayda tarım projesi” için hazırlanan deney grubu bitkileri, BASF’nin desteğiyle 19 Şubat 2017 tarihinde Florida’daki Kennedy Uzay Üssü’nden fırlatılan roketle Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderildi.

Projeyi yürüten öğrenciler, uzayda sebzelerin tohumsuz çoğaltılıp çoğaltılamayacağını görmek istiyor. Çoğalmanın gerçekleşmesi halinde uzayda taze besin yetiştirmek mümkün olacak ve yeryüzünden büyük miktarlarda tohum taşınmasına gerek kalmayacak.”

Şimdi sadece bu satırları bile okuduğunuzda nutkunuz tutulmuyor mu? Ülkemizde tartışılan konuların anlamsızlığı, kayıkçı kavgası veren görüntüsü sizi de rahatsız etmiyor mu? Bir zamanlar dünyada kendine yetebilen sayılı ülkelerden biriyken, bugün bakanlık yetkililerinin ‘aslında ithalat yapmıyoruz’ demeye çalışarak, bizimle dalga geçercesine gerekçe yaratma çabası içinde olması size de trajik gelmiyor mu?

Biz bu konuları bir fantezi olarak nitelendirmeyi bırakmadıkça, elimizde aradaki farkı kapatmaya hazır, katma değer yaratacak sektörleri bilimsel mecraya çekmedikçe, tarımı, seçimlerde dağıtılan makarna ve mercimekten ibaret sandıkça, daha çok ağlarız.

Çözüm mü arıyorsunuz? Bu ülkenin kuruluşunda uygulanan ve müthiş sonuçlarla ortaya çıkan Milli Kalkınma Projesi’nin milli tarım ayağına bakın. Onu bugün güncelleyip, sisteminden ilham alıp, yine temeli bilime oturtarak bu işin içinden çıkabiliriz. Ama bu fotoğrafa bakınca insan üzülüyor. Ve söyleniyor kendi kendine: Eller aya, biz yaya…

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster