Akîl ile arif

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Eli kanlı teröristin dindar diye yutturulmaya çalışıldığı, neredeyse barış elçisi yapıp yol haritasına uyulduğu ülkemde bir akîl adamlar tartışması sürüp gidiyor. İktidar bu konuyu beğendi… Zaten getirmeye çalıştıkları ombudsman sistemiyle de paralellik gösteriyor.

Peki akîl adam kimdir? Tanım şöyle yapılıyor: “Gerek tecrübesi, gerek bilgisi, gerek yaşı itibariyle belli bir alanda sözü dinlenen, otorite durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılıp, sevilen, uzman ya da duayen kavramından farklı olarak içinde kâmil yani olgun insan kavramını da barındıran kişi.”

Diyelim ki gerçekten iyi niyetle Türkiye’nin bu özelliğe sahip insanlarına danışmak gerekiyor. Ne yapar yetkililer? Siyaseten bakarsanız, ülkenin eski Cumhurbaşkanlığı makamında ya da Meclis Başkanlığı’nda görev yapmış kişilerine gider. Başbakan yaşayanları geçtim, aramızdan ayrılanlarla bile kavgalı.

Sanat dünyasına bakalım. Tiyatroculardan edebiyatçılara kadar hemen hepsiyle ters düşmüş vaziyette. Hatta tiyatro üzerinden konuşmak gerekirse, bu insanları ‘boş yatıp, para kazanan’ kişiler olarak nitelediğini de unutmamak lazım.

İktidarın sanatçı anlayışını Dolmabahçe’deki sanatçı buluşmasına davet edilen Nihat Doğan karakterinden çözüyoruz. Burada da ümit yok. Bir de ülkenin görmüş geçirmiş gazetecileri olabilir. Daha siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin üzerinde ‘usta’ diye tanımlama yapabileceği Hasan Pulur’u işinden edeli ay olmadı.

Bilim adamları ya içeride ya da ‘sizin yetiştireceğiniz öğrenci buysa, yazıklar olsun’ modunda. İşadamlarının tecrübeli olanları ya iş bilmez tanımlamasına muhatap ya da vergi kıskacında…

İşçi dünyasından yola çıkarsak, hepsi provokatör… Başbakan’a göre AKP’li olmayan zaten herkes aklını kaçırmış durumda. Öğretmenler deseniz, maaşı alıp yattığını söylüyorsunuz. Eski olanlar da zaten Atatürk’ün ilkeleri gibi size göre zararlı fikirleri öğretmişler.

Ana muhalefet böyle bir öneriyle gelince Başbakan ne dedi? Bunu biz belirleriz… Hatta oluşturulan komisyonu da, Adalet Bakanı’na göbekten bağlarız. Ülkede köydeki ihtiyar amcadan bilim adamına kadar uzanan yelpazede o kadar büyük bir akîl adam potansiyeli varken, Başbakan kendine göre ekip kurma derdinde.

Son Ekonomik Sosyal Konsey’de DİSK Başkanı itiraz edip dışarı çıkmış ve çıkarken de ‘Burası sizin söylediklerinizi bizim onaylayacağımız yer ise, niye geliyoruz’ demişti ya, işte Başbakan’ın aklındaki akîl adam komisyonu da böyle olmalı.

Kadroya bakıyorsunuz, sen, ben, bizim oğlan yanına da iki terörist, İmralı’daki katilin yol haritasına evet desin, bu işi legalleştirelim. Halen bu hapı yutar mı bu millet bilemem ama, Başbakan iyi bilsin ki ‘arif olan’ anlıyor ve ariflerin de sayısı gittikçe artıyor. Oylarının perde arkasında erimesi de bundan.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster