Bir mesajla batış teklifi

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Vatandaşın TOKİ’ye olan borçları 940 milyar TL civarına ulaşmış vaziyette. Bu ne demek biliyor musunuz: Yaklaşık 113 milyar dolar… Rezervinin eksi olmadığını herkesi ikna etmeye çalışan ama başaramayan, 6,4 milyar dolar IMF parasıyla makyaj yapmaya çalışan ülkede bu borç kimsenin umurunda değil herhalde…

Üstelik bankacılarla konuştuğunuzda da gerçekten bu borçların ne kadarının sorunlu olduğu konusunda kimsenin bir tahmin yapamadığını görüyorsunuz. Elbette vatandaş tek değil, bir bu kadar KOBİ ve esnaf borcuyla, bunun dokuzda birine denk gelen bir çiftçi borcu da söz konusu…

Bankaların durumu da çok farklı değil; kamu ise sıkıştıkça iç borçlanmaya gidiyor. Yani özetle ortada borç batağında bir ülke var. Bunları duymaktan hoşlanmayanlar olabilir ama birinin de dile getirmesi gerekiyor.

Neden mi? Bak postacı geliyor kurumumuz PTT, şimdi özel bir bankayla anlaşmış insanlara ihtiyaç kredisi teklif ediyor. Ne var bunda diyeceksiniz? 40 bin TL’ye kadar varan, hatta emekliyseniz 60 bin TL’yi bulan kredi teklifinde kritik konu şu:

“ Eğer ki sizin de acil olarak ihtiyaç kredisine ihtiyacınız bulunuyorsa oturduğunuz yerden SMS atarak ya da bankanın internet sitesine giriş yaparak buradan ihtiyaç kredisi başvuru formunu doldurarak kredi başvurunuzu rahatlıkla yapabilirsiniz .”

Kredinin sunuluş biçimi bu; hem de kefilsiz koşulsuz… Peki bu ne demek? Eğer kredi notunuz sorunluysa bile size kredi olanağı tanıyacaklarını vaat ediyorlar. Hem de 36 aylık ödeme koşullarında…

Faizin yüksek seviyelerini dikkate alırsanız nasıl bir ödeme sorunu içinde olursanız olun; bu teklifin sıkışmış insane para satmaya çalışmaktan başka bir anlam taşımadığını sanırım anlamak güç olmasa gerek.

Hani Yeşilçam filmlerinde mahallenin kahvehanesinde oturan ve işi sıkışmış insanlara para satarak borçlandırmaya çalışanlar ve sonrasında da evini barkını alanlar var ya, sizce bu tavrın bundan farkı var mı?

Hadi filmleri bir kenara bırakıp, gerçek hayattan yaşanmış bir olayı size hatırlatayım. 2008 yılında başlayıp 2009 yılında iliklere kadar hissedilen, vatandaş arasında mortgage krizi olarak nitelendirilen, aslında bir hesapsız kredi dağıtma krizi olan olaydaki aynı hatayı siz de görmüyor musunuz?

O dönemde de bardağın taşan damlası, alım gücünü yitirmiş insanlara iştahla ve fütursuzca dağıtılan kredilerin ödenememe problem olmamış mıydı? Sonucu belli olan bu eylemde ısrarın nedeni ne?

Daha kötüsü buna PTT’nin alet olması… BDDK bir yandan bankalara uyarılarda bulunuyor; Hazine ve Maliye Bakanlığı frene basmaktan bahsediyor ama bizim bankacı olan postacı ‘gel vatandaş’ diye ortaya çıkıyor. Ayıptır ve yazıktır…

Tüm yazılarını göster