Kredi tehditli döviz arzı

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Sadece rakamlara kilitlenir ve o rakamlara nelerin neden olduğunu görmezden gelirseniz, yaptığınız her uygulama da kaş yapayım derken göz çıkaran cinsten olur. Ne yazık ki filmin sonu baştan belliydi ve ilk şikayetler gelmeye başladı.

Kur garantili TL mevduat meselesi zaten çarpık bir uygulama. Hem dolara endeksli bir ekonomi yaratıyorsunuz, hem de ortaya bir zarar çıkarsa, o konuyla hiç ilgisi olmayan insanlara mevduattaki zararı ödettiriyorsunuz.

Dolarize ettiğiniz bir ekonomik yapıda ise, dolarla mücadele ettiğinizi zannederek dolar kuru üzerindeki baskıyı artıyorsunuz. Bir bankacılık ürün olan bu uygulama sonuç verir mi bilmiyorum ama bunu bir ekonomik model olarak anlatmayı ise akıllara durgunluk verecek bir eylem olarak görüyorum.

İş burada da bitmiyor, ihracatçının dövizlerinin yüzde 25’ine el koymaya kalkıyorsunuz. Yetinmiyorsunuz, bankalarda firmaların döviz mevduatlarını TL’ye çevirmesi için baskı yapıyorsunuz.

Oysa o firmaların hammadde alımından döviz borçlarını ödemeye kadar geniş bir yelpazede o paraya ihtiyaçları var. Fakat siz kurla ilgili bir garanti bile vermeksizin paranın TL’ye çevrilmesini istiyorsunuz.

İş taleple kalsa bir yere kadar anlaşılabilir. Ama bankalar üzerinden firmalara bu konuda baskı yapmaya başladığınız noktada, iş tamamen çığırından çıktı anlamına gelir.

Bunun böyle olacağı zaten belliydi ama ben söylemiyorum. Türkiye’nin en köklü firmalarından birinin üst düzey yetkilisi yakınıyor. Ne diyor Sarkuysan Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı?

“Kamu bankalarına getirilmiş olan kısıtlamalar var. Diyorlar ki ‘Biz size kredi veririz ama döviz almayacaksınız.’ Peki ben dövizi nereden bulacağım? Böyle bir kısıtlama ile yol almak imkânsız. Özel bankalara da kısıtlama getirildi. Bankalar bizden taahhütname istiyorlar. Almış olduğum kredinin yüzde 94’ü hammadde ve döviz olarak kullanmak zorundayım. İthalat için döviz bulmakta gerçekten zorlanıyoruz.”

Bu o kadar açık bir durum anlatımı ki... Dolarize ettiğiniz bir ekonomide, dolarla borcu olan bir reel sektörü kaderiyle yalnız bırakıp hem tüm riski üzerine yıkıyorsunuz, hem de piyasanın işlemesini, üretim yapmasını olanaksız hale getiriyorsunuz.

Bu mudur sizin üretim ekonomisinden anladığınız? Bu mudur dolar konusundaki sorunu ortadan kaldırma biçiminiz? Bu mudur ‘bize güvenin’ diyerek reel sektör toplantılarında konuştuğunuz?

Türkiye ekonomide sorunlu bir yapıya sahipti. Sorunları görmeyerek başladı; işi saçmalama boyutuna getirdi. Ama şu bir gerçek ki bu saçmalığın sonu hiç iyi bir yere gitmiyor.

Tüm yazılarını göster