De Gaulle’ün plan ve piyasa ekonomisine bakışı

Ali Rıza Taşdelen Yazar arizatasdelen@yahoo.fr

İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’nın Nazi işgaline karşı direnişi örgütleme ve zafere ulaştırmada De Gaulle ve Komünistlerin işbirliği tayin edici olmuştur. Ana eksenini De Gaulle’cü güçlerle Fransız Komünist Parti’sinin (FKF) oluşturduğu ve daha sonra 1.Geçici Hükümetin nüvesini oluşturacak olan “Ulusal Direniş Konseyi” (Conseil National de la Résistance-CNR) 27 Mayıs 1943’de kurulur. 15 Mart 1944’de CNR’in programı hazırlanır. Program iki ana başlıktan oluşmaktadır: birincisi direnişi örgütleyecek ve başarıya ulaştıracak bir “Acil Eylem Programı” ikincisi kurtuluştan sonra kurulacak hükümetin programı.

8 Mayıs 1945’de zaferden sonra Geçici Hükümetin başında olan de Gaulle, CNR’nin işgal döneminde hazırladığı programı uygulamaya başlar. 4 Kasım’da devlete bürokrat yetiştiren  “Ulusal Yöneticilik Okulu” (ENA) kurulur. Aynı gün son 30 yıldır budanmaya çalışılan Sosyal Güvenlik Kurumu yasalaşır (SGY). SGY tasarısı 1943’de CNR Programının hazırlık sürecinde FKP ve CGT’nin çabalarıyla programa girmiştir. 4 ana başlıktan oluşmaktadır:  1. Tüm sağlık hizmetleri parasız olmalıdır, 2. Sosyal sigortalar işçi, patron ve devlet temsilcileri tarafından yönetilmelidir, 3. Tüm risklerin idaresi tek bir sandık tarafından yapılmalıdır, 4. Kurumun finansmanı, çalışanların aylık gelirinden ve patronlardan prim kesintileri şeklinde yapılmalıdır. Haftalık çalışma da 40 saate düşürülür.

5 Ekim 1945’de kadınlara oy kullanma hakkı tanınır ve hükümet hızla kamulaştırmalara başlar: Enerji kaynakları, Renault, Fransız Hava Yolları devletleştirilir.

1958’de kurulan V. Cumhuriyet döneminde De Gaulle tek başına iktidardadır. İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD emperyalizminin dünyaya dayattığı siyasi, askeri ve ekonomik düzene karşı çıkmaktadır.

Bu yazı, son iki haftada bu köşede çıkan “ De Gaulle döneminde ABD- NATO ilişkileri” ve  “De Gaulle: Bir gün dolar hakimiyeti sona erecek” yazılarının devamı olacaktır.

KAPİTALİZM İLE KOLLEKTİVİZİM ARASINDA ÜÇÜNCÜ BİR YOL

11 Temmuz 1962 Bakanlar Kurulu toplantısı. Konu ekonomi. De Gaulle kapitalizm ile kolektivizm arasında bir yol aramaktadır. Aktaran Alain Peyrefitte: “Dünya, şiddetli bir mücadele içinde olan iki rakip sistem arasında bölünmüştür: kapitalizm ve kolektivizm. Kapitalizm, toplumsal sonuçları açısından kabul edilebilir değildir. En mütevazı olanı ezer. İnsanı insanın kurduna dönüştürür. (Yazarın notu: Marksist bir sloganı söylemesi şaşırtıcı). Kolektivizm de kabul edilebilir değildir: insanların savaşma iradesini elinden alır; onları koyun yapar. Kurtlarla koyunlar arasında üçüncü bir yol bulunmalıdır.” Peyrefitte “Hangisi?” diye sorar. De Gaulle: “Katılım ve planlama. Katılım, çalışanları şirketin işleyişine dahil etmesi gerektiğinden, onlara kapitalizmin onlardan aldığı saygınlığı geri verir; planlama, çünkü kontrolünü tamamen kaybedersek kör olan pazarın hatalarını düzeltmeyi mümkün kılar.”. Ve devam eder, “Devlet, gerektiğinde kamu yararına müdahale etmelidir. İşçiler, şirketlerinin gelişimine katılmalıdır”.

PİYASA EKONOMİSİ MİLLETİN VE DEVLETİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR

De Gaulle piyasa ekonomisine toptan karşı çıkmamakta fakat sorgulamaktadır. Peyrefitte sorar: “Peki piyasa ekonomisinin hiç iyi tarafı yok mu? “Elbette var” der De Gaulle “…Piyasa, İnsanları kendi başlarının çaresine bakmaya zorlar, en iyiye mükâfat verir, başkalarını aşmaya ve kendini aşmaya teşvik eder. Ama aynı zamanda adaletsizlikler üretiyor, tekeller kuruyor, dolandırıcıları kayırıyor. Bu nedenle, pazarın önünde kör olmayın. Tüm sorunları kendi başına çözeceğini düşünmeyin.” diye cevap verir.

De Gaulle için hiç bir şey Milletin ve Devletin üstünde değildir. Özellikle ABD’nin dayattığı piyasa ekonomisine karşı çıkar: “Piyasa milletin ve devletin üstünde değildir. Piyasaya hakim olması gereken Millettir, Devlettir. Eğer Piyasa hakim olsaydı, Amerikalılar onun üzerinde hüküm sürecekti; (…) Bunların hepsi Amerikan hegemonyasının bir örtüsü. Gözlerimiz kapalı piyasayı takip edersek, Amerikalılar tarafından sömürgeleştirilirdik (…) Devlet gerekli inisiyatifleri almazsa hiçbir şey yerinden kıpırdamaz.”

PLANLI EKONOMİ

De Gaulle Alain Peyrefitte’e Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Kruşçev ile bir diyalogunu anlatır: “Bir gün Fransa'ya geldiğinde Kruşçev’e sordum: "Siz ne zaman çalışıyorsunuz? Sürekli seyahat ediyorsunuz, konuşmalar yapıyorsunuz, avlanıyorsunuz, Kırım'da dinlenmeye gidiyorsunuz. Peki çalışmaya ne zaman vakit buluyorsunuz? Bana şöyle dedi: Asla çalışmam. Neden çalışayım? Plan her şeyi öngörmüştür. Sadece çalışmasını sağlayın. Bu da memurların işi". Peyrefitte “ama biz Sovyet rejiminde değiliz.” der. De Gaulle “Farklı sistemlerden iyi olanı almalısınız. Plan ile nereye gittiğimizi biliyoruz. Plan olmazsa anarşi olur.” diye cevap verir ve devam eder: “Gizemli bir Plan yaratmalıyız. Plan kurtuluştur. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal konularda öngörülemeyen veya en azından ciddi bir şey olmamalıdır. Maliye Bakanı ve Çalışma Bakanı, Plan'ın dört yıllık süresi boyunca yapacak hiçbir şeyi olmamalıdır: Planın mekaniği kendi kendine çalışmalıdır”.

De Gaulle, bu ekonomik ve sosyal programı ne kadar uygulayabildi, kendisinden sonra gelen iktidarlar nasıl bir yol izledi? Ayrı bir yazı konusu.

Kaynak: Alain Peyrefitte, C’etait de Gaulle, Edition de Fallois, Fayard, 1. cilt, s.520-530

Ali Rıza Taşdelen, Paris Komünü’nden Sarı Yeleklilere Fransız Sosyal Demokrasisi, Kaynak Yayınları, 2020, s. 158-159

Tüm yazılarını göster