SGK uzmanı detayları paylaştı: Yaşlı ve bakıma muhtaç kişilere yeni sigorta sistemi geliyor!
Türkiye’de hızla artan yaşlı nüfus için sosyal güvenlikte yeni bir dönem başlıyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı İsa Karakaş, yaşlı ve bakıma ihtiyaç duyan bireyler için devreye alınacak uzun süreli bakım sigortası hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de 65 yaş üstü nüfus, son beş yılda yüzde 20,7 artarak 2024 itibarıyla 9 milyon 112 bine ulaştı.
Ekonomim'e göre, bu tablo, hem sağlık hem de sosyal güvenlik sisteminde yeni düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu ortaya koydu.
Karakaş, yaşlı ve bakıma ihtiyaç duyan bireylerin her geçen yıl arttığını vurgulayarak, bu sistemin sosyal devlet anlayışının önemli bir yansıması olacağını söyledi.
TAMAMLAYICI UZUN SÜRELİ BAKIM SİGORTASI
İsa Karakaş, uzun süreli bakım sigortasının Türkiye’nin temel strateji belgelerinde de yer aldığını belirtti:
“Tamamlayıcı uzun süreli bakım sigortası, Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Programı’nda öncelikli hedefler arasında bulunuyor. Bu sigorta sayesinde yaşlılık, engellilik, kronik hastalık, kaza veya afet gibi nedenlerle bakıma ihtiyaç duyan bireyler güvence altına alınacak.”
2024 verilerine göre Türkiye’deki 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde en az bir 65 yaş üstü birey yaşıyor.
Bu da her dört haneden birinde yaşlı birey bulunduğunu gösteriyor. Karakaş, “Bu veriler, bakım sigortasının artık zorunluluk haline geldiğini ortaya koyuyor” dedi.
Bakım maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Karakaş, sistemin finansmanına dair şu bilgileri paylaştı:
“Uzun süreli bakım sigortası, çalışanların ve işverenlerin prim katkılarıyla, ayrıca devlet desteğiyle finanse edilecek. Böylece bakım hizmetleri sürdürülebilir hale getirilecek ve ailelerin üzerindeki ekonomik yük önemli ölçüde azalacak.”
AİLELERİN YÜKÜ HAFİFLEYECEK
Karakaş, yeni sistemin en önemli etkisinin aileler üzerinde hissedileceğini söyledi:
“Bakıma muhtaç yakınlarının sorumluluğunu üstlenen kadınlar, bu sistem sayesinde iş hayatına geri dönebilecek. Hem ailelerin ekonomik gücü artacak hem de sosyal yaşamları rahatlayacak. Böylece toplumda üretim gücü korunacak.”