Van için korkutan 30 yıllık döngü! Uzman Alkan'dan 14. yıldönümünde kritik uyarı
23 Ekim 2011'deki 7.2'lik felaketin 14. yıldönümünde konuşan Van YYÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, bölgenin sismik karakteristiğine ilişkin çarpıcı bir tespitte bulundu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, Van bölgesinin sismik geçmişine dikkat çekerek, ortalama 30 yılda bir büyük bir deprem meydana geldiğini söyledi.
Bu kritik açıklama, 23 Ekim 2011'de yaşanan ve 604 kişinin hayatını kaybettiği büyük felaketin 14'üncü yıldönümünde geldi. Saat 13.41'de, merkez üssü Van'a 17 kilometre uzaklıktaki Tabanlı köyü olan 7.2 büyüklüğündeki deprem, sadece 25 saniye sürmüştü. Aradan geçen 14 yıla rağmen, depremin kentte bıraktığı acı izler hâlâ tazeliğini koruyor.
Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde bulunduğunu bir kez daha hatırlatan Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alkan, depremin bir doğa olayı olduğunu, ancak onu afete dönüştüren asıl unsurun insanlar olduğuna dikkat çekti.
"DEPREM BİZLERE ÇOK ÖNEMLİ DERSLER BIRAKTI"
İHA muhabirine konuşan Doç. Dr. Alkan, 2011 Van depreminin hem can hem de mal kayıpları açısından çok büyük bir olay olduğunu belirtti. Meydana gelen ilk depremde 604 vatandaşın hayatını kaybettiğini ifade eden Doç. Dr. Alkan, alınması gereken önlemlerin insanın sorumluluğunda olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Alkan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Deprem, sel, çığ veya fırtına gibi doğal bir olaydır. Bu tür doğa olaylarına karşı önlem almak insanın sorumluluğundadır. Bu önlemleri alırken de yaşadığı yeri ve yaptığı yapıyı bu gerçeğe göre inşa etmesi gerekir ki, doğa olayı bir afete dönüşmesin. 2011 Van depremi, şehrimizin tecrübe ettiği ve yaklaşık 604 vatandaşımızın hayatını kaybettiği çok büyük bir olaydı.
Hem can hem mal kayıplarına yol açan bu deprem, bizlere çok önemli dersler bıraktı. Aradan yaklaşık 14 yıl geçti. Bu süre içinde biz neler yaptık, şehrimizde ne tür gelişmeler yaşandı, bunlara bakmak gerekiyor. Elbette şehir bir toparlanma sürecine girdi. Bu süreçte devletimizin katkısı çok önemliydi. Vatandaşların çabaları, diğer şehirlerden gelen yardımlar da büyük bir etki oluşturdu. Bugün şehir olarak çok kötü bir durumda değiliz ama o dönemde çok büyük acılar yaşadık."
Bölgenin sismik aktivitesine değinen Alkan, Van Gölü ve çevresinin birçok fay hattı ve fay zonu üzerinde yer aldığını dile getirdi.
Alkan, bölgedeki fayları sıralayarak, "Batıda Muş Fay Zonu, kuzeyde Nemrut-Süphan Fay Zonu, Erciş Fayı; doğuda ise özellikle Saray ve Başkale civarında fay hatları bulunuyor. Daha doğuya, Hoy civarına doğru gidildiğinde ise İran sınırları içinde önemli tektonik yapılar mevcut." dedi.
Enerji birikimine dikkat çeken uzman isim, "Benim de yer aldığım birçok bilimsel çalışmada, enerjinin doğuya yani Hoy, Başkale ve Saray civarına doğru aktarıldığı açıkça görülüyor. Bu durum hem istatistiksel sismoloji hem de elastik parametre hesaplamalarıyla elde edilen sonuçlarla destekleniyor" diye konuştu.
"EN GEÇ 30 YILDA BİR BÜYÜK DEPREMLE KARŞILAŞAN BİR BÖLGEDEYİZ"
Depremlere karşı bilinçli olmanın öneminin altını çizen Alkan, sözlerini periyodik tehlikeye vurgu yaparak sürdürdü:
"Şu anda il sınırları içinde çok büyük bir deprem beklentisini taşımıyor olsa da yaklaşık her 30 ile 40 yılda bir büyük bir deprem tecrübe eden bir bölgedir. Örneğin 1976 Çaldıran depreminden sonra 2000'li yılların başında bir deprem, 2011'de ise bir başka büyük deprem yaşandı.
Sonuç olarak en geç 30 yılda bir büyük bir depremle karşılaşan bir bölgedeyiz. Bu nedenle unutmamalıyız ki depreme her zaman ve her yerde yakalanabiliriz. Türkiye böyle bir ülkedir. Dolayısıyla depremin öncesini, anını ve sonrasını doğru yönetmemiz gerekir. Eğer bu konuda bilinçli davranabilirsek, herhangi bir depremi ciddi sorunlar yaşamadan atlatabiliriz."