Dünyaya nam salmış Türk Atı: Ahal Teke
Dünyaya nam salmış Türk Atı: Ahal Teke Orta Asya’da özellikle Türkmenistan’da yaygındır. Ahal Teke’nin adı Manas ve Dede Korkut gibi Türk destanlarında geçer ve Türkmenistan’ın Ahal vilayetinde yaşayan Teke Türkmenlerinden gelmektedir.
Güzel, zarif ve çok yönlü Ahalteke atları, at ırkları içerisinde eski Sovyet ülkeleri dışında günümüze değin çok fazla tanınmamaktaydı. Bu inanılmaz at hızı, rahat yürüyüşü, akıllılığı, uysallığı, eğitilebilirliği, dayanıklılığı ile günümüzde anavatanı olan Türkmenistan ve Rusya dışında da hak ettiği önemi kazanmıştır.
Yaşayan en eski at ırkı olan Ahalteke, sıra dışı fiziksel gücünü ve duyarlı kişiliğini Orta Asya ülkelerinin kendine özgü doğa koşullarından almıştır. Ahalteke kanı birçok modern at ırkının gelişimini etkilemiştir. Ancak yine de yüzyıllar boyu kendine has özelliklerini ve safkanlığını koruyabilmiştir. Ahalteke atları sanıldığının aksine ılıkkanlı değil soğukkanlı sınıflamada yer alır. Ataları: Massaget, Parthian, Nisean, Persian, Türkmen ve son olarak da Ahalteke’dir (Hramova, 2003).
Güney Türkmenistan da yapılan araştırmalar sonucu İ.Ö. 2400 yıllarına uzun boylu düzgün ve orantılı bir kemik yapısına sahip iskelet kalıntıları bulunmuştur. Irkın ismi ise ancak 19. yılların sonlarına doğru anlaşılmıştır. Türkmen Bedev Atları adı da verilen Ahalteke atlarında iki kelimeden oluşan bu isimde Ahal adı; bugünkü Türkmenistan’da eski Pers imparatorluğunun da bir parçası olan Kopet dağlarının eteklerinde bulunan bir vahadan gelmektedir. Teke ise, bölgeye egemen olan ve yüzyıllarca Türkmen atı yetiştiren göçebe Türkmen boyunun adıdır.
Güney Türkmenistan’da bulunan Altıntepe, Yassıtepe ve Kermençetepe’de arkeolog B. A. Kuftin tarafından yapılan kazılarda elde edilen buluntularda, M.Ö. III ve II. yüzyıllara ait ince incikli atların kemikleri bulunmuştur. Bilim insanlarına göre bu kemikler yabani hayvanlardan daha çok evcilleştirilmiş ve saygı duyularak gömülmüş at kemikleridir. Yine bu kazılarda bulunan kalıntılarındaki tek oklu ve iki oklu araba rölyefleri de atlı araba kültürünün yaygın olduğunu göstermektedir
Yörenin coğrafyası da bu ırkın sıra dışı özelliklerine katkıda bulunmuştur. Orta Asya tarihi boyunca sürekli değişen ticaret ve savaşlar dolayısıyla kurulmaya çalışılan egemenlikler, Ahal vadisine ulaşamamıştır. Teke kabilesi Hazar Denizinin batısında yer alan dağların güneyinde ve Karakum Çölünün kuzeyine yerleşmişti. Bu doğal korumalı bölge burada yetiştirilen bu atların genetik özelliklerinin korunmasını sağlamıştır. Bölgede yer alan ve bölgenin %90 teşkil eden Karakum çölünün de etkisiyle sert iklim koşulları olan aşırı sıcak, kuru soğuk ve kuraklık bu ırkın dayanıklılığını geliştirmiştir. Bölgede Atların iyi beslen-mesi için taze otlar yılın sadece birkaç ayında bulunmaktaydı. Evcilleştirilmiş Türkmen atları koyun yağı ile karıştırılmış tahıl ile beslenerek hayatta kalmayı başardılar.