D Vitamini Değeri 50'nin Altında Olanlar Dikkat! Prof. Dr. Osman Müftüoğlu D Vitaminin Önemini Yazdı
Bağışıklık sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışabilmesi için D vitamini değerinizin 50'nin altına düşmemesi gerekiyor. Bunun için düzenli olarak D vitamininizi ölçtürmeniz lazım. İşte D vitaminin dengeli seviyede tutmak için dikkat edilmesi gereken 7 önemli madde...
MADDE 1: SÜLFATLI D VİTAMİNİ DAHA DEĞERLİ
Dışarıdan alınan D vitaminleri hayvan ya da bitki kaynaklıdır. Takviyelerdeki D vitaminleri sülfatlı değil, sülfatsız olarak satılıyor. Sülfatsız D vitaminleri de suda değil, yağda eriyebiliyor. Bunun sonucunda hücrelerimizdeki etkileri “hem suda hem de yağda eriyebilen doğal D vitaminine oranla” daha sınırlı kalıyor. Bu konu yalnızca sülfatlı olup olmamasıyla da sınırlı kalmıyor ve dikkat edilmesi gereken ayrıntıları da mevcut.
MADDE 2: D VİTAMİNİ Mİ GÜNEŞ PİLİ Mİ
Güneşten cildimize ulaşan UVB ışınları sayesinde cildimizde hazır bekleyen, öncü 7-dehidrokolesterolden ürettiğimiz “sülfatlı D vitamini/DOĞAL D VİTAMİNİ” sülfat bağından ayrıldığında bir “enerji” açığa çıkıyor. Kısacası sülfat bağı D vitaminine “hem suda hem yağda eriyebilme, hücrenin her alanına rahatça ve etkili bir şekilde ulaşabilme” yeteneği kazandırmanın da dışında, bir anlamda güneş enerjisini vücutta depolayan bir çeşit “güneş pili avantajı” da sağlıyor. Kanaatime göre, “kanserden korunma, bağışıklığı güçlendirme, depresyonu engelleme, şeker hastalığını frenleme, kalp damar hastalıklarını önleme” gibi kritik görevler söz konusu olduğunda bu gibi ek işlerde daha başarılı olan D vitamininin sülfatlı formuna öncelik vermemiz çok daha avantajlı bir yaklaşımdır.
MADDE 3: GÜNEŞLENMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ
Cildimizdeki D vitamini öncü maddesi 7-dehidrokolesterolden doğal sülfatlı D vitaminini üretebilmemiz için morötesi ışınlardan UVA’ya değil, UVB’ye ihtiyacımız var. Ne var ki “kapalı, bulutlu hatta kirli ve puslu havalarda” bile UVB ışınları cildimize yeterince ulaşamıyor. UVB ışınları pencere veya araba camı gibi bir engelle karşılaştığında da bu engeli yeterince aşamıyor. Bu nedenle pencere ardında güneşlenirken camdan geçebilen UVA ışınları sayesinde esmerleşebilirsiniz ama yeterince D vitamini üretemezsiniz. Kısacası kaliteli ve düzenli bir D vitamini üretimi için bulduğunuz her fırsatta ve açık havada cildinizi güneşle buluşturmak zorundasınız.
MADDE 4: UVA MI UVB Mİ
Morötesi ışınlardan UVA’lar, cildimizdeki “melanin hücreleri”ni uyararak bronzlaşmayı yani kararmayı arttırıyor. Ama ne var ki UVA’lar D vitamini üretimine herhangi bir katkı sağlamıyor. Hatta tam tersine UVA’ların D vitamini üretimini azaltıcı etkileri bile var: UVA ile gelişen aşırı bronzlaşma hali UVB ışınlarının cildin derin tabakalarındaki 7-dehidrokolesterole ulaşmasını engelleyerek D vitamini üretimini bloke bile edebiliyor. Diğer bir deyimle, “aşırı bronzlaşmak” yani gün boyu kumlara uzanıp “marsık gibi kararmak” bir avantaj değil, dezavantaj da olabiliyor.