Türkiye'de Salgın Hastalığa Dönüştü! 🤒 Ne Koronavirüse Ne De İnfluenzaya Benziyor! Mayıs Ayına Kadar Bu Hastalıkla İç İçe Olacağız!
Kış mevsimine girmemizle beraber hastalıklar ortaya çıkmaya başladı. Son günlerde çocuk yaşlı demeden herkeste görülen bir salgın başladı. Ne koronavirüse ne de influenzaya benzeyen bu salgına karşı uzmanlar uyardı. Salgının Mayıs ayına kadar bizimle olacağını söyleniyor. İşte detaylar...
Kış mevsimiyle hayatımıza giren salgın karşı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, konuya ilişkin detaylı bilgilendirmeleri yaptı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, dört farklı solunum yolu enfeksiyonunda belirgin artışlar ortaya çıktığını açıkladı. Bu enfeksiyonların ilk sırada olduğunu ifade eden uzman isim, "Rhinovirüs dediğimiz, nezle ve soğuk algınlığı yapan virüs ilk sırada, ardından sırasıyla RSV, influenza ve Kovid-19'u görüyoruz" dedi.
Ülkemizde özellikle de sonbahar mevsiminden kış mevsimine geçişte solunum yolu enfeksiyonlarının hep artış gösterdiğini ifade eden Balık, şimdilerde ise ciddi bir salgının söz konusu olmadığını söyledi. Balık, k, “Özellikle okulların açılmasıyla birlikte solunum yolu virüslerinde artış başlar, sonrasında dalgalanmalarla mayıs ayına kadar devam eder. Ülkemizdeki solunum yolu enfeksiyonlarının seyri genellikle hep bu şekildedir” diye konuştu.
SOLUNUM YOLU İLE BULAŞIYOR
Kış dönemlerinde viral enfeksiyonların “pik” yapabileceğini söyleyen Balık, son zamanlarda solunum yoluyla bulaşan hastalıklarda artış gözlemlendiğini açıkladı. Uzman isim yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Son günlerde solunum yoluyla bulaşan bazı virüs enfeksiyonlarında belirgin bir artış var. Bunlar içinde özellikle ‘rhinovirüs’ dediğimiz, nezle ve soğuk algınlığı yapan virüs ilk sırada geliyor. Bize başvuran hastaların büyük bölümünün tablosu bu şekilde. Ardından sırasıyla RSV (respiratuvar sinsityal virüs), influenza ve Kovid-19’u görüyoruz.”
Balık, yalnızca belirtiler üzerinden virüslerin saptanamayacağını ifade ederek, bazı virüslerin kendine özgü belirtileri doktorlar tarafından dikkate alındığında ayırt edilebilir olduğunu açıkladı. Öte yandan bazı testler kapsamında virüsün kesin olarak belirlendiğini açıkladı.
Prof. Dr. Balık, “Aslında risk grubunda olmayan, ağır enfeksiyon tablosu, özellikle zatürre bulguları bulunmayan, sıradan soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerin bu testleri yaptırmak için hastanelere, büyük sağlık kuruluşlarına gitmesine de gerek yok” ifadelerine yer verdi.
ÖKSÜRÜK, BALGAM, NEFES DARLIĞI…
Zatürre ile sıradan soğuk algınlığının arasındaki farka dikkati çeken uzman isim, sıradan soğuk algınlığı durumlarında göz yaşarması, burun akıntısı, öksürük, hapşırık, bazen ateş, boğazda gıcıklanma, kimi zaman da ishal, kusma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti. Öte yandan zatürre belirtisi olduğu takdirde bir uzmana gidilmesi gerektiğini söyleyen Balık, şunları dile getirdi:
"Zatürre belirtilerini kişiler şöyle anlayabilir; yoğun öksürük, sürekli balgam çıkarma, nefes darlığı, yüksek ateş varsa bu durumda viral enfeksiyon akciğere inmiş veya akciğerde komplikasyon yapmış demektir. Bu, viral enfeksiyon veya ona sonradan eklenen bakteriyel ne ev enfeksiyon nedeniyle olabilir. Bu durumda mutlaka sağlık kuruluşuna başvurup muayene olmak gerekir."
MASKE KULLANIMINA DİKKAT EDİLMELİ
Solunum yolu virüslerinin bulaşıcılığı karşısında maske ille önlem alınması gerektiğinin altını çizen Balık, “Bu virüsler özellikle kalabalık ortamlarda solunum yolu üzerinden bulaşır. Bu nedenle hastalığın yaygın olduğu dönemlerde mecbur kalmadıkça kalabalık ortamlardan uzak durarak virüs enfeksiyonlarından da kendimizi koruyabiliriz” dedi.
Sıralanan belirtileri taşıdığını düşünen kişilerin kalabalık ortamlardan uzak durmasının iyi olacağını söyleyen Balık, sözlerine şöyle devam etti:
“Hastalık tablosu gösteren kişiler, otobüs, metro veya iş yeri gibi kalabalık ortamlara girme mecburiyetindeyse mutlaka maske takmalı. Hasta olanların maske takması toplumda enfeksiyonların yayılmasını, bulaşı engellemek açısından çok önemli bir koruma yöntemi. Ayrıca risk grubundaki kişilere de bu dönemde kalabalık ortamda maske takmasını öneriyoruz. Sadece Kovid-19 değil tüm solunum yolu virüslerinden korunmak için maske çok faydalı bir korunma yöntemi, özellikle kış aylarında bunun sürdürülmesinde yarar var. Elbette el hijyeni de çok önemli, virüsler yüzeylere temas ile bulaşabiliyor. Örneğin, otobüste, metroda, yüzeylere dokunduktan sonra elinizi yıkamadan ağzınıza veya yüzünüze değdiğinizde hastalık kolaylıkla bulaşabilir.”
SOĞUK ALGINLIĞINDA ANTİBİYOTİK KULLANILMAMALI
Soğuk algınlığı geçiren kişilerin doktorların önerdiği ilaçları kullanması gerektiğini söyleyen Balık, , “Antibiyotikler ise sadece bakterilerden kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde etkilidir, yani virüsler üzerinde antibiyotiğin hiçbir etkisi yoktur. Dolayısıyla soğuk algınlığı geçirenlerin asla antibiyotik kullanmaması gerekiyor. Bu tip hastalıklarda antibiyotik hiçbir işe yaramayacağı gibi antibiyotik direnci gelişmesine de sebep olabilir” ifadelerine yer verdi.
HASTALIĞIN SONUNA KADAR BULAŞMA RİSKİ VAR
Virüsten virüse bulaşıcılık süresinin değiştiğine dikkati çeken Balık, “Bulaşıcılık genel olarak semptomların ortaya çıkmasından 1-2 gün önce başlar ve hastalığın sonuna kadar sürebilir. Ancak özellikle semptomların yoğun olduğu dönemde işe, okula, kalabalık ortamlara gitmemek, gitmek zorunda kalındığında da maske takmakta yarar var” dedi.