Hocalı Katliamı: 31 yıldır dinlemeyen acı
Hocalı Katliamı'nın üzerinden 31 yıl geçti fakat acısı bugün de Azerbaycanlıların kalbinde tazeliğini koruyor. Azerbaycanlılar, Ermeni güçlerinin 26 Şubat 1992'de Hocalı'da kadın, çocuk ve yaşlı gözetmeksizin yaptığı katliamın kurbanlarını anıyor.
Hocalı Katliamı'nın üzerinden 31 yıl geçti fakat acısı bugün de Azerbaycanlıların kalbinde tazeliğini koruyor. Her yıl Hocalı'yı mağlup halk olarak anan Azerbaycanlılar, ordularının 2020'de 44 günlük savaşta kazandığı zafer dolayısıyla 2 yıldır şehitlerini galip bir halk olarak anıyor.
İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılan bu katliam, hiçbir zaman unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpti. Azerbaycanlıların şimdi tek istediği, Hocalı Katliamı'nın faillerinin yargı önüne çıkartılması ve adaletin yerini bulması.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı işgal için harekete geçti.
Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı.
Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek, esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamlarından birini gerçekleştirdi.
Daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden hala haber alınamadı.
Katliamda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti.
Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve şahit ifadeleri, Hocalı sakinlerinin kafa derilerinin soyulması, kurak, burun, cinsel organlarının kesilmesi, gözlerinin çıkartılması gibi kadın, yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmaksızın akıl almaz işkencelere maruz kaldığını açıkça kanıtlıyor.