Türk Büyükelçi Hitler'e ne söylemişti?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Berlin Büyükelçisi ve Kurtuluş Savaşının kahraman komutanlarından Kemalettin Sami Paşa, görevinden ayrılmadan önce Nazi Almanya’sının lideri Adolf Hitler ile bir görüşme yaptı. Peki Sami Paşa, Hitler'e ne söyledi?
1930’lu yıllar... Avrupa yeni bir genel savaşın eşiğindedir. Versailles Barış Antlaşması’yla çözülemeyen sorunlar daha büyük sorunlar üretmiştir. Birinci savaşın ardından yapılan paylaşım emperyalistleri memnun etmemişti. İngiltere ve Fransa, kurdukları Milletler Cemiyeti üzerinden suni bir denge yaratmıştı. Bu denge Almanya’nın kontrol altında tutulmasına dayanıyordu. Almanya’nın altında ezildiği yüklü savaş tazminatı, zaten içerisinde bulunduğu ekonomik buhranı ağırlaştırıyordu. Savaş sonrası, imparatorluğun yıkılması ve cumhuriyetin ilanı hiçbir soruna çözüm olmamıştı. Hatta cumhuriyeti ilan ettiren ve hâlihazırda ülkeyi yöneten sosyal demokratlar buhranın sorumlusu sayılmıştı. Komünistlerin başarısız iktidar teşebbüsünün ardından halk, Almanya’yı yenilgi cenderesinden kurtarma vaadiyle ortaya atılan Nasyonal Sosyalistlere sarılmıştı. Nazi iktidarı Almanya aleyhinde kurulan uluslararası dengeyi bozmak ve Almanya'nın “yaşam alanı”nı genişletmek için fırsat kolluyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Berlin Büyükelçisi ve Kurtuluş Savaşının kahraman komutanlarından Kemalettin Sami Paşa, görevinden ayrılmadan önce Nazi Almanya’sının lideri Adolf Hitler ile bir görüşme yapar. Bu, Kemalettin Sami Paşa’nın son görevidir. Paşa, Balkan Savaşlarından I. Dünya Savaşına ve Kurtuluş Savaşına uzanan süreçte hep en ön cephelerde yer almış, birliklerine komuta ederken onlarla birlikte savaşmış ve yaralar almış bir komutandı. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Sinop Milletvekilliği görevinde bulunmuş, ardından Berlin büyükelçiliğine atanmıştı. On yıla yakın bir süredir Berlin’de görevliydi. Bu görüşmenin ardından görevinden ayrılacak ve 1934’te Berlin’de vefat edecekti.
Kemalettin Sami Paşa, Hitler ile görüşmeyi 8 Temmuz 1933 tarihli raporunda tüm ayrıntılarıyla anlatır. Hariciye Vekâleti’ne (Dışişleri Bakanlığı) gelen bu rapor, Vekâlet tarafından Başvekâlet’e (Başbakanlık) de gönderilir. Başvekilliğe gönderilen raporda Almanya’yla ilişkilerimize dair fikir ve öneriler de yer alır.
Bu görüşmenin gerçekleşmesi bile büyük bir olaydır. Diplomatik teamüller gereği büyükelçiler genel olarak devlet başkanlarıyla ya da başbakanlarla değil dışişleri bakanlarıyla görüşür. Üstelik söz konusu başbakan dünyayı ateşe atmak üzere olan bir faşist diktatörse bu daha da zordur. Görüşmenin içeriği ise bambaşka bir önem taşır. Büyükelçimiz Kemalettin Sami Paşa, Almanya’nın dış politikasına ilişkin “sakat” bulduğu noktaları “Führer”e karşı açıkça söyler. Bu görüşmenin en çarpıcı yanı, büyükelçimizin sakat bulduğu noktanın Nazi Almanya’sının Sovyet düşmanlığı olmasıdır. Bu görüşün büyükelçimizin sadece şahsi fikri olmadığını, bir hükûmet politikası olduğunu ise Atatürk’ün Sovyet dostluğunu esas almasından çıkarmak mümkündür.