TTB Başkanı Fincancı FETÖ kanalının konuğu
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, FETÖ'cü Erkam Tufan Aytav'ın yayınına konuk oldu. Aytav'ın sorularını yanıtlayan Fincancı Sağlık Bakanlığı'nın güvensizlik yarattığını öne sürdü
Aydınlık Gazetesi Haber Merkezi
Türkiye karşıtı açıklamaları ve faaliyetleriyle tepki çeken Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, FETÖ firarisi Erkam Tufan Aytav'ın kanalına konuştu. Fincancı açıklamalarında, Sağlık Bakanlığı'na güvensizlik olduğunu bunun da aşı karşıtlığına neden olduğunu savundu. Türkiye'nin Çin ile ilişkilerini geliştirmesi ve Çinli Sinovac aşısını alması FETÖ'cüleri kızdırdı. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı konuk alan Aytav, aşıyla ilgili algı yaratmaya çalıştı. ''İnsanlar Çin aşısına güvenmeli mi? Siz Çin aşısı olacak mısınız'' sorularına verdiği yanıtta ''aşının ülkesi markası olmamalı'' diyen Fincancı şunları söyledi:
‘ŞEFFAFLIKTAN KAÇINMA'
''Yaşam kurtarıcı bir araç diye bakmamız gereken bir nokta. Sağlık Bakanlığı'na tutum belgesini bu yüzden ilettik. Aşı tereddüdüne yol açacak bir kapalı ortam olmasın. Bütün veriler şeffaflıkla paylaşılsın. Şu an itibariyle ara değerlendirme itibariyle etkili ve güvenli olduğu görülüyor. Dolayısıyla evet ben bu aşıyı da vurdururum elbette. Tek sorunum ben 60 yaş üzerindeyim. Benim yaş grubumla ilgili çalışmalar yayınlanmadığı için bir şey söylemem zor. Burada çağrım Sağlık Bakanlığı'na. Şeffaflıktan kaçınma davranışı toplumda güvesizliğe yol açıyor. Bu güvensizlik de aşı tereddüdüne yol açıyor. Bu çalışmada yer alan bilim insanlarıyla birlikte bir açıklama yaptılar. Siz siyasi iradeyle bilim insanlarını yan yana getirip bir açıklama yaparsanız burada bir bağımlılık ilişkisi mi var diye kuşku da uyandırırsınız. Mutlaka bağımsız bir bilimsel kurulun da değerlendirmesine ihtiyaç var bu noktada.'' Fincancı, ''Öfkeli tivitler atıyorsunuz. Öfkeliyiz çünkü ölüyoruz etiketleri attınız. Ne oluyor?'' sorusuna da şu yanıtı verdi: ''Dünyanın tamamında aslında sağlık çalışanları daha sık hastalanıyorlar. Ama Türkiye'de rakamlara baktığımızda özellikle hastalanma ve ölüm oranları diğer ülkelere göre daha yüksek. Başlangıçta kişisel koruyucu malzemelerin erişiminde sorun yaşandı. Ayrıca çalışma ortamlarıyla çalışma süreleriyle ilgili sorun var. Çalışma süreleri çok uzun, çalışma ortamları böyle bir salgın için çok uygun değil. Ama diğer ülkelerde meslek hastalığı olarak kabul edilirken Türkiye bu tür nedensellik bağını gerektirmeyen düzenlemeden kaçınıyor. O yüzden biz haklarımızı talep ediyoruz. Ekonomik koşulları iyileştireceğim dediler. Hala ek ödemeleri bile yapamayan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Emeklilik maaşları çok düşük Türkiye'de. Ve sağlık çalışanlarının birçoğu emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalıyorlar.''