Doğu Perinçek: ''Vatanımızı bölmeye ve nifaklar sokmaya kimsenin gücü yetmez''
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Talat Paşa Komitesi ve ASEF (Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Federasyonu) tarafından düzenlenen “İki Devlet Bir Millet: Karabağ Zaferi ve Ermeni Meselesi” başlıklı konferans ve fotoğraf sergisinde katıldı. İki Devlet Bir Millet: Karabağ Zaferi ve Ermeni Meselesi Konferans’ı halk oyunları gösterisiyle başladı. Konferansa; Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ASEF Başkanı Cahit Uğurlu, Talat Paşa Komitesi Yöneticisi ve Görev Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Önsel ve Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu katılarak konuşma yaptılar.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Talat Paşa Komitesi ve ASEF(Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Federasyonu) tarafından düzenlenen “İki Devlet Bir Millet: Karabağ Zaferi ve Ermeni Meselesi” başlıklı konferans ve fotoğraf sergisinde katıldı.
İki Devlet Bir Millet: Karabağ Zaferi ve Ermeni Meselesi Konferans’ı halk oyunları gösterisiyle başladı. Konferansa; Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ASEF Başkanı Cahit Uğurlu, Talat Paşa Komitesi Yöneticisi ve Görev Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Önsel ve Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu katılarak konuşma yaptılar.
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta konuşma yapan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Burada bir zaferi onurla kutluyoruz. Azerbaycan Türkleri ve Asya'daki diğer Türkler ile insanlığın zaferini kutluyoruz. Kafkaslarda emperyalizmin basacağı toprak kalmaması ve doğru strateji ile kurtarılması sevindirici.”dedi.
“BU İŞ BİTMEDİ, BÜTÜN MAHKEMELERDE ÇIKARILAN KARARLARI KALDIRACAĞIZ”
AİHM’de kazandıkları zaferi anlatan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Türkiye'nin ve Azerbaycan’ın güvenliğini sağlamak, barışın sürekli kalması için doğru strateji çok önemli. Doğu Akdenizde cephe oluştu. Amerika ve İsrail’i görüyoruz, Nemesis tatbikatını görüyoruz. Burada cepheleşme önemli. 2005 yılında Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Soykırımının olmadığını söylediği için kendisine soruşturma açıldı. Biz bu olayın üzerine gidelim dedik. Anlaşmanın yapıldığı yeri, Lozan’ı seçtik. Oradan yanıtınızı vermek için bir bildiri açıkladık. Orada şunu dedik: Ermeni Soykırımı emperyalizmin yalanıdır, biz vatanımızı savunduk. Bizim amacımız, fikir özgürlüğümüzü kullanıyoruz, hodri meydan şeklinde bir uygulama idi. Soruşturma açılınca komiteyi örgütledik. İsviçre ve Avrupa basını önünde soykırımın bir yalan olduğunu ve ülkeyi parçalama kapsamında silahlanma yaptıklarını ifade ettik. İsviçre'nin yargısı önünde mücadele ettik. Muhteşem bir yürüyüş ve miting yaptık. Rauf Denktaş konuşmacı idi. Gürül gürül tekrar ettik: ‘Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır. Tarihsel bir yalandır. Biz soykırım yapmadık vatanımızı savundu’ diye. 19 Eylül'de bizi Lozan’a sorguya çağırdılar. Onların suç dediği eylemi yapa yapa geldik. O salonda yine aynı fikirleri söyledik. Amerika doğrudan doğruya İsviçre'ye baskı yaptı ve bir duruşma verdiler. Yoğun bir katılım oldu. Bizi mahkum ettiler. Avrupa İnsan Hakları’na başvurmak için hazırlıklar yapıldı. Sakın yapmayın dediler, vazgeçirmeye çalıştılar. Hepsini reddettik. Rauf Denktaş’a gideceğiz sizi CIA ajanı ilan edeceğiz dediler. Biz bu davayı kazanacağız dedim. Denktaş'ı bilgilendirdik. Moskova arşivlerinden çok sayıda belge toplandı. Raporları kitaplar halinde bastık. Yüzbinlerce insana yayıldı. Biz, bize yapılan baskıları dinlemedik. Burada bir macera yapmıyoruz, kazanacağız dedik. Biz hapisteyken, 2013’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim özgürlüğümüzü savunduğumuzun ve haklı olduğumuzun kararını verdi. Ve mahkeme kararında, 1915 olayları ile Yahudi soykırımının hiçbir benzerliği yoktur, soykırım işlenmemiştir ve Doğu Perinçek düşünce özgürlüğünü kullanmıştır.”denildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük hatası Ermeni Soykırımı yalanını tarihsel zeminde ele alması ve bizim zaferimizi görmezden gelmesi. Biz sonuç olarak AİHM 2. Mahkemesinde Türkiye lehinde bir karar çıkardık. Soykırım bir tarih olayı değil, bir suç tanımı. Soykırım dediğimiz zaman bu bir suç demek. Suç dediğimiz zaman kararı mahkeme verir. Suç nerede işlendiyse oranın yerel mahkemesi yoksa ulusal mahkemeler karar verir. Bu iftira 1948'de atılıyor o zamana kadar mahkeme kararı yok, bizim tezimiz bu. Onun için mahkeme kararları dışında soykırımı tartışmak yanlıştır. Bu tezi Türk Devleti benimseyip, arkasında durduğunda hiçbir devlet önünde duramaz. Bu olayları neden anlatıyorum çünkü bu iş bitmedi, bütün mahkemelerde çıkarılan kararları kaldıracağız.Soykırımdan bahsedemezsiniz, suça hükmedemezsiniz. İsviçre'de iktidar partisi ile iletişime geçtik ve tezimizi kabul ettirdik. Fransa'da Anayasa Mahkemesi bizim yaptığımız davaya gönderme yaparak hükmü kaldırdı. Bizim devletimizin bunu görmesi lazım. Bu zeminde mücadele edersek bu kararları kaldırırız, ders kitaplarından kaldırırız.”ifadelerini kullandı.
“TSK VE AZERBAYCAN ORDUSU BU OYUNU BOZDU”
Ermeni Soykırım yalanının tekrar gündeme getirilmesinin sebeplerini açıklayan Perinçek, “Bugün neden gündemde? İstiklal Savaşı'nda kullanılan bir malzeme idi. Şimdi ABD’nin ikinci bir İsrail devleti kurma planları uygulamaya başlanınca piyasaya sürüldü. Ama bu olay bitiriliyor. TSK ve Azerbaycan Ordusu bu oyunu bozdu. Hiç kimsenin vatanımızı bölmeye ve nifaklar sokmaya gücü yetmez. Biz vatanımızı bölmek için eğittiğiniz orduyu etkisiz hale getiririz. Onlara en güzel cevap, TSK ve Azerbaycan Ordusu tarafından verilmiştir.”diye konuştu.
“BU BİR YALAN VE HERKES TARAFINDAN BİLİNİYOR”
ASEF Başkanı Cahit Uğurlu, “Bugün burada Karabağ Zaferini kutluyoruz. Ermeni meselesini ciddiye almak zorundayız. Avrupa, Soykırım yalanını 45’lerden sonra baskı için ortaya çıkardı. Bu bir yalan ve herkes tarafından biliniyor. Genel Başkanımız’a Türkiye'de açılan tek Ermeni Soykırımı davası için teşekkür ediyoruz. Biz bu zaferi kazandık, tüm Türk dünyasına hayırlı olsun diyorum.”dedi.
“STRATEJİMİZİN MERKEZİNDE AMERİKAN EMPERYALİZMİ İLE MÜCADELE VARDI”
Talat Paşa Komitesi Yöneticisi ve Görev Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Önsel, stratejilerinin Amerikan emperyalizmiyle mücadele olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Talat Paşa Komitesi bir strateji ile başladı. O stratejinin merkezinde, Avrupa merkezli Amerikan emperyalizmiyle mücadele vardı. Paris'te, Berlin'de, Lüksemburg'da binler harekete geçti. Bu hareketin önünde Talat Paşa Komitesi yer alıyordu, onun da önünde Rauf Denktaş yer alıyordu. Çok doğru bir karar vererek Rauf Denktaş'ı Talat Paşa Komitesi'nin başına geçirdik. Avrupa’nın merkezlerinde Ermeni Soykırımı yalanıyla mücadele ettik. Kıbrıs ve Ermeni Soykırımı mücadelesinde on binlerce Türk’ü harekete geçirdik. Ermeni Soykırımının tarihsel bir yalan olduğunu aktardık ve başardık.”
“YALANIN GÜNDEME GETİRİLMESİNİN AMACI İŞBİRLİKLERİN ÖNÜNE GEÇMEK”
Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu, Ermeni Soykırımı yalanının emperyalizm oyunu olduğunu belirterek, “Günümüzde karşımıza çıkan en önemli yalanlardan bir tanesi, Ermeni Soykırımı vardır demek. Bu Avrasya coğrafyasında, o halkların arasında olabilecek güç birliğini engellemenin en kolay yoludur. Sürekli gündeme getirmelerinin sebebi, olası işbirliği süreçlerinin önüne geçmektir. Bu bir emperyalizm oyunudur. İşbirlikleri engellenmektedir. Karabağ’da Türklerin yardımını da bu şekilde engellenmeye çalıştılar. Ermeni Soykırımı yalanı ortaya atıldı. Devlet güçlü bir politika belirlemeli. AİHM zaferi daha iyi kullanılmalıdır.”şeklinde konuştu.