TBMM kürsüsünden kışkırtıcı faaliyet

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında Uygur bir kadını kürsüye çıkararak CIA yalanlarını tekrarlattı. Akşener’in tutumu, Çin'e karşı mücadeleyi ilk madde olarak belirleyen Biden yönetimine bir mesaj olarak değerlendirildi.

Abone ol

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin TBMM grup toplantısında konuşmasının önemli bir bölümünü Çin’e karşı bölücü politikalara ayırdı. Akşener konuşmasında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i de hedef alarak şöyle konuştu: “Üç kuruş menfaat uğruna, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar uğruna, kardeşini yüzüstü bırakan, vicdansız bir iktidarla karşı karşıyayız. Görüyoruz ki Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, namı diğer ‘Kısmen İktidar’ Sayın Cinping Perinçek, ‘Müslümanım’ diye diye gezen Sayın Erdoğan’ı da, ‘Türk Milliyetçisiyim’ diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de nasıl olduysa esir almış.”

AVRUPA VE AMERİKA'YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Çin’in, Uygurlara zulüm uyguladığını iddia eden Akşener, “Buna Avrupa’dan, Amerika’dan ses geliyor, ama Ankara’dan hâlâ çıt çıkmıyor” ifadelerini kullandı. Çin ile 2017 yılında yapılmış bir, “Suçluların İadesi Anlaşması” olduğunu hatırlatan Akşener, şöyle sürdürdü: “Bunu, Dışişleri Komisyonu gündemine almaya cesaret edebilecekler mi çok merak ediyorum. Buradan ilan ediyorum, bunu yapacak kişi, kardeşlerimizin mezalimine imza atacak kişidir ve bunu bir utanç nişanı olarak, ömür boyu taşıyacaktır. İktidar ve ortakları sussa da biz susmayacağız. ‘Müslüman Türküm’ diye haykıran kardeşlerimizi, yalnız bırakmayacağız. Her gün, her yerde, her fırsatta, duyana duymayana, Doğu Türkistan’daki insanlık dramını anlatacağız.”

AYNI İDDİALAR...

Akşener daha sonra kürsüye, Çin’in Uygur bölgesi için bölücülük faaliyetleri ile tanınan Nursiman Gül Abdurraşid'i çıkardı. Nursiman Gül Abdurraşid, Meclis’teki kürsüden CIA yalanlarını tekrarladı.

Kürsüde konuşan Nursiman Gül Abdurraşid, Komünizm Kurbanları Vakfı üyesi olan ve defalarca kez yalanlanmış olan Uygur iddialarının üreticisi olarak dikkat çeken Adrian Zenz’in ortaya attığı yalanları tekrarladı. Haziran 2017’den beri ailesiyle görüşemediğini, ailesinin hapis cezalarına çarptırıldığını savunan Abdurraşid konuşmasında dini sömürü yapmayı da ihmal etmedi. Avustralya’da yaşayan, CIA’nın Uygur yalanlarının sosyal medyadaki dağıtıcılarından olan ve Emre Uslu gibi firari FETÖ’cü isimlerin ilgi gösterdiği Arslan Hidayat’ın programlarına da konuk olan Abdulrashid şunları söyledi:

“Benim feryadım siyasi değildir. İnsanlıktan Müslümanlıktan Türklükten yardım bekleyerek dört sene geçti. Her geçen gün can kaybı artıyor. Uygur gençleri köle işçi olarak çalıştırılıyor. Kızlarımız resmen Çinliler tarafından seçilerek evlenme adı altında tecavüze uğruyorlar. Anne babasız çocuklar çocuk kamplarına götürülerek kendi dilinden, dininden kopartılarak birer Çinli olarak yetiştirilmektedir. Dünya neyi bekliyor? Oradaki milyonlarca insanın ölmesini mi? Eğer gerçekten sizin bu suskunluğunuz Doğu Türkistan’daki kardeşlerimin silinmesine sebep olursa ben nasıl inanırım ki insan hakları diye bir şeyin olduğuna. Müslümanların, Türklerin kardeş olduğuna. Lütfen elinizi yüreğinize koyunuz. Bu zulme hep birlikte dur demenizi istiyorum.”

AİLESİ 'TERÖR HAZIRLIĞINDAN' CEZA ALMIŞ

Özellikle 2020 Haziran ayında çok öne çıkmaya başlayan Abdurraşid’in ailesi, terör faaliyetlerine hazırlanma suçundan tutuklandı. Nursiman Abdurraşid 2020 Haziran ayında Euronews’te çıkan habere göre ailesiyle ilgili şunları söyledi:

“Babam Abdureshid Tohti, 13 Aralık 2017’de 'terör faaliyetlerine hazırlanma düşüncesi' suçlamasıyla 16 yıl 11 ay hapis cezasına çarpıtılmış. Annem Tacigül Kadir aynı gün (13 Aralık 2017’de) ‘terör faaliyetlerine hazırlanma düşüncesi’ suçlamasıyla 13 yıl ve kardeşim Muhammed Ali’ye de yine 20 Ağustos 2017'de, 'terör faaliyetlerine hazırlanma düşüncesi’ suçlamasıyla 15 yıl 11 ay hapis cezası verilmiş.”

BIDEN'LA EŞZAMANLI

ABD’de Biden yönetiminin Çin’e yönelik faaliyetlerini artırdığı, Uygur bölgesinde bölücü faaliyetleri yoğunlaştırdığı, Tayvan’a uçak gemisi gönderdiği bir ortamda İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bu hareketi, ABD’de Biden yönetimine “göz kırpma” olarak değerlendirildi. ABD’de yeni göreve atanacak Dışişleri, Milli Savunma Bakanlarının, Ulusal Güvenlik Danışmanlarının ve diğer üst düzey yöneticilerin en önemli konusunun Çin’i ekonomik ve askeri olarak durdurmak olduğunu vurgulayan uluslararası ilişkiler ve Asya uzmanları, Meral Akşener’in Biden göreve başlar başlamaz ABD’nin en hassas konusuna dikkat çekmesinin, iç kamuoyundan çok ABD’deki Biden yönetimine mesaj olduğunu bildirdiler.

İDDİALAR VE GERÇEKLER

Abdurraşid’in savunduğu iddialar birçok kez Çinli yetkililer tarafından belgeleriyle yalanlandı. Abdurrashid’in tekrarladığı iddialara ilişkin Çin İstanbul Başkonsolosluğu'nun internet sitesinde yer alan gerçekler şöyle:

İddia: Sinciang'da etnik azınlıklara karşı toplu zorunlu çalıştırma gerçekleşiyor.

Gerçek: Bir ABD haber sitesi olan Grayzone'ye göre, zorunlu çalışma hikayeleri aslında ABD ve Avustralya'dan Çin karşıtı güçler tarafından düzenlenen bir PR saldırısıydı. Hikayeler uzun zamandır ABD hükümeti ve Amerikan silah satıcıları tarafından finanse edilen Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) tarafından hazırlandı. Enstitünün hiçbir güvenilirliği yok.

Sinciang'daki etnik azınlık işçileri, ülkenin işgücünün bir parçasıdır. Onlar, yasaların öngördüğü şekilde, çalışma, iş sözleşmesi imzalama, işçilik ücretlerini alma, dinlenme ve tatil alma hakkı, iş güvenliği ve sağlığı haklarına ve sosyal sigorta ve refahtan yararlanma haklarına sahiptirler. Mesleklerini seçme özgürlüğüne sahipler. Kişisel özgürlükleri hiçbir zaman kısıtlanmamıştır.

YOKSULLUKTAN KURTULDULAR

Sanayileşme ve kentleşme az gelişmiş olduğu için, güney Sinciang'ın dört vilayetinde (Hotan, Aksu ve Kashi vilayetleri ve Kizilsu Kirgiz özerk vilayeti) sadece sınırlı iş fırsatları vardır. Sinciang Özerk Bölgesi hükümeti, yerel halkın kendi memleketlerinde, yakındaki şehirlerde veya Sinciang'ın diğer bölgelerinde ya da Sinciang'la çift destek programları olan il ve şehirlerde iş bulmalarına yardımcı olmak için yerel halkın isteklerine dayalı önlemler almış ve böylece halkların azami ölçüde çalışma hakkını sağlamıştır. Sinciang, 2018'den bu yana güney eyaletlerindeki yoksul ailelerden 151 binden fazla kırsal işçiye başka bir yerde iş bulma konusunda yardımcı olmuştur. Ortalama yıllık geliri 45 bin Yuan'ın üzerinde olan bu işçilerin hepsi yoksulluktan kurtarılmıştır.

KARARI ÖĞRENCİ VE AİLESİ VERİYOR

İddia: Uygur çocuklar, zorla yatılı okullara gönderiliyor ve ailelerinden zorla koparılıyor.

Gerçek: Yatılı okul uygulaması, Çin’in sınır bölgelerindeki eğitim düzeyini yükseltmek ve yerel öğrencilerin ve ailelerinin yükünü hafifletmek için uygulanan etkili bir araçtır. Sinciang Bölgesi’nde tüm etnik kökenden öğrenciler evlerine en yakın mesafedeki okullara gidiyorlar. Evi okula yakın olan öğrenciler her gün okuldan eve dönüyor. Evi okuldan uzak olan öğrencilere ise okulda ücretsiz yurt sağlanıyor, kırsal bölgelerdeki öğrencilere ayrıca ücretsiz iaşe sağlanıyor. Okulda yatılı kalıp kalmama kararını öğrenci ve ailesi veriyor.

'UYDURMA OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI'

İddia: Yurtdışındaki Uygurların Sinciang’daki ‘temaslarını kaybettikleri’ veya ‘kaybolmuş’ aileleri ve ‘arkadaşları’ hakkında söylentiler var.

Gerçek: Uygurlar dahil olmak üzere tüm etnik grupların seyahat özgürlüğü ve yurtdışındaki akrabaları arasındaki iletişimi hiçbir zaman kısıtlanmadı. İlgili birimler tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, yurtdışındaki ‘Doğu Türkistan’ unsurları tarafından ileri sürülen sözde ‘iletişim kesilmiş’ şahısların bir kısmının toplumda normal bir şekilde yaşamlarını sürdürdükleri, geri kalanların ise uydurma olduğu ortaya çıktı.

2020 Şubat ayında BM İnsan Hakları Konseyi'nin oturumunda, ‘Dünya Uygur Kurultayı’ Cenevre Palais des Nations'un önünde Kırık Sandalye Meydanı'nda sözde ‘Çin hükümeti tarafından zulüm uygulanan Uygurlar’ hakkında bir dizi fotoğraf sergiledi. Ama bu fotoğrafların asılsız olduğu, sadece toplumda normal hayatlarını sürdüren Uygur memurların ve sıradan halkın fotoğrafları olduğu ve onların kişisel bilgilerinin ayrılıkçı gruplar tarafından çalındığı ve söylenti yaymak için kullanıldığı ortaya çıktı.

HAMİLİĞİ ÜSTLENDİ

Ayrılıkçı Uygur iddialarının Türkiye’deki hamiliğini üstlenen İyi Parti’nin çalışmaları devam ediyor. Daha önce ayrılıkçı iddiaların Türkiye’deki elebaşı Doğu Türkistan Kültür Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk ile sık sık bir araya gelen, ortak mitingler düzenleyen, ABD’ye istihbarat hizmetleri veren ve NED tarafından fonlanan Rushan Abbas ile görüşen, TBMM’de ayrılıkçı Uygur iddiaları üzerine önergeler veren İyi Parti, bu iddiaları şimdi de TBMM kürsüsüne taşımış oldu.

ABD'den terör örgütüne tebrik Gündem Abdülhamit Gül'den Whatsapp açıklaması Gündem Türk Gençliğinden Ulusal Kanal'a hep destek tam destek Gündem Beykoz'da karaya oturan kargo gemisi kurtarıldı Gündem