Şırnak Üniversitesi'nden öğretim üyeleri: FETÖ'ye karşı susmayacağız!

Skandallarla gündeme gelen Şırnak Üniversitesi'nden öğretim üyeleri, “FETÖ virüsü üniversitelerde ama tedavi eden yok” diye isyan ettiler. Öğretim üyeleri, YÖK'e ve Devlet Denetleme Kurulu'na harekete geçme çağrısında bulundular.

Şırnak Üniversitesi'nden öğretim üyeleri: FETÖ'ye karşı susmayacağız!

Firari FETÖ ileri gelenlerinden Şerif Ali Tekalan’ın Şırnak Üniversitesi'ndeki öğretim üyesi İ.E. ile yazışmalarında, FETÖ’nün hâlâ üniversite kadrolarına atanacak kişileri belirlediğinin, FETÖ ile bağlantılı isimlerin yükselmesini organize ettiğinin ortaya çıkması üniversitede tepkiye yol açtı. Üniversite öğretim üyeleri, FETÖ’nün faaliyetlerini haberleştirmemiz üzerine gazetemize bir mektup göndererek görüşlerini şöyle açıkladılar:

SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ

Baskıyla, tehditle, aba altından sopa gösterilerek, yapılan kanunsuz işlere karşı yazdığımız dilekçeler yüzünden huzuru bozuyoruz gerekçesi ile cezalar veriliyor, susturulmak isteniyoruz ama susmayacağız. Aslında ülkemizdeki tüm üniversitelerde yaşanan ama Şırnak'ta iyice çığırından çıkmış bozuk düzeni anlatıyoruz. FETÖ ve tarikatlar eliyle yapılanlara seyirci kalmadık, kalemimizle ve vatan sevdasıyla yanan yüreğimizle mücadele etme yolunu seçtik. FETÖ ve darbe girişimi sonrası içine girdiği Süleymancılar, İlim Yaymacılar, Menzilcilerin eliyle üniversitede imza attıkları skandallara karşı mücadelemizde Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal bizi yalnız bırakmıyor, dirayet gösteriyor.

'FETÖ ÜNİVERSİTELERDE'

FETÖ ile mücadele askeriyede, adliyelerde, emniyette hassasiyetle yapılırken ne yazık ki üniversitelerde yapılmamaktadır. Şırnak Üniversitesi özelinde ülkemizdeki her üniversitenin tüm idari ve akademik birimlerine bir virüs gibi yayılmış FETÖ ve diğer tarikat müritleri kanun dışı yol ve yöntemlerle makamlar kaparak, usulsüz akademik kadrolar ilan ederek, akademi dünyamızı var güçleri ile ele geçirmeye devam ediyorlar. Hesap sorulmadığı için yaşanan skandallara karşı hiçbir cezai işlem yapılmıyor, yapılanlar faillerin yanına kâr kalıyor. FETÖ elamanları ise bukalemun gibi gizlendikleri tarikatlar içinde, Şırnak'ta olduğu gibi üniversitelerimizde at koşturmaya devam ediyor.

YAYINLARI FETÖ EKİBİ HAZIRLIYOR

FETÖ'nün akademi imamı firari vatan haini Şerif Ali Tekalan ile üniversitemizdeki FETÖ'cü Doçent'in gizli yazışmaları, oynanan oyunu tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermiştir. Bir akademik ilan kişiye özel şartla çıkıyorsa, ya FETÖ ya da diğer tarikat müritleri için çıkıyor. Yeter ki FETÖ'nün adamı olsunlar, mezun oldukları alanlarla hiç alakası olmayan bölümlere öğretim üyesi olarak atanıyorlar. Akademik yayınlar FETÖ'nün yurtdışında (Amerika'da) oluşturduğu her bilim dalındaki komisyon eliyle hazırlanıyor, uluslararası hakemli dergilerde kendi elemanlarının adıyla yayınlatıyorlar. Tüm bu hummalı çalışma, usulsüz kadrolar açarak üniversitelere yerleştirdikleri adamlarını jet hızıyla Profesörlük seviyesine yükseltmek için yapılıyor. Liyakat ilkesi hiçe sayılıyor. Tercih edilmeyen, öğrencisi bulunmayan bölümler için sürekli usulsüz ilana çıkıp kadroları sadece kendi elemanları ile dolduruyorlar.

ÖĞRENCİLERİN BEYNİNİ YIKAMAKLA VAZİFELİLER!

Kadrolara atanan FETÖ’cüler ise kendilerinden istenen her şeyi yapıyorlar. Sadakatle hizmet ediyorlar, devletin imkanlarını, elde ettikleri gücü öğrencilerin beyinlerini yıkamak için kullanıyorlar. Tüm bu hazırlıklar, genç neslin yeniden kendilerine sempati duymasını sağlamak, onları kullanarak yeniden ülkede güç sahibi olmak amacıyla yapılıyor.

SINIR TANIMIYORLAR!

Birbirinden farklı iki alan düşünün. Bu alanları kapsayan bölümlerin kadrolarına öyle skandal atamalar yapılıyor ki akıl almıyor. Tarla bitkileri alanında lisans, yüksek lisans, doktora yapan kişiyi Profesör yapmışlar başka bir üniversiteden üniversitemizin en önemli Fakültesi olan Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalına, usulsüz ilanlarla, kendi adamlarının önünü açmak için geçişini yapmışlar.

Bu rezalet yetmiyormuş gibi, üstüne jet hızıyla üniversitenin yönetiminde Rektör Yardımcısı olarak görev verilmiş. Firari FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan'ın ifşa olan yazışmaları açıkça gösteriyor ki üniversite, FETÖ'nün oyun sahası haline gelmiş. Rektörün ya olan bitenden haberi yok, ya da öyle bir elini kolunu bağlamışlar ki ne isteseler yapıyor hale getirilmiş.

AKADEMİNİN SUSURLUK'U

Tekalan ile FETÖ'cü doçent İ.E.'nin deşifre olan yazışmalarında görüldüğü üzere bugüne kadar üniversitemizde kişiye özel ilanla açılan tüm akademik kadrolar, Tekalan'ın bilgisi ve onayı dahilinde açılmış. Susurluk olayı nasıl Türk siyasetinde büyük bir etki yaratmışsa ve halen hafızalarda yerini koruyorsa; bu olay da 'akademinin Susurluk’udur.

DEVLET HAREKETE GEÇMELİ

YÖK'ün ve Devlet Denetleme Kurulu'nun yaşanan bu skandal karşısında derhal soruşturma başlatması gerekiyor. 4 Mayıs tarihli kişiye özel maddeli kadro ilanlarının iptal edilmesi gerekiyor. Yoksa suçlular ödüllendirilmiş, FETÖ güçlendirilmiş olacak.

TEHLİKELİ BİR SORUN!

FETÖ'ye sadakatle bağlı olan kişiler jet hızıyla terfi ettiriliyor ve yüksek makamlara getiriliyor. Üniversitelerin özerk yapısını kendi örgütsel amaçları için kullanıyorlar ve denetleme mekanizması çalışmadığından ötürü faillerinden hesap sorulmuyor. İşledikleri suçlar yanlarına kâr kaldıkça cesaretleniyorlar, gizli hain emellerine ulaşmak için var güçleri ile çalışmaya devam ediyorlar. İşledikleri suçlara karşı ses yükselten, itiraz eden kişileri kendilerine tehdit olarak görüyorlar, türlü iftiralar atarak cezalar yağdırıyorlar. İfşa olan yazışmalarda görüldüğü gibi kendilerine engel olan kişileri türlü oyunlarla itibarsızlaştırıp etkisiz hale getirmek için Tekalan'dan talimat almışlar.

“Ortaya çıkan bu ilişkileri sadece Şırnak Üniversitesi'nde yaşanan bir skandal olaylar zinciri olarak görmek büyük bir hata olur. Bu olay üniversitelerimizin genelinde FETÖ eliyle oynanan akademik kadro oyunu olarak sahnelenmektedir. Üniversitelerde yapılan kanuna aykırı usulsüz ilanlı terfilerin, FETÖ'nün hain emelleri için çok önemli olduğunun da delilidir. Akademinin Susurluk'u olarak zihinlere kazınan bu skandal ile ortaya çıkan sorun özel değil, akademinin devam eden genel bir sorunudur. Ülkemizin tamamını ilgilendiren bir sorundur. Tedbir alınmaz ise ülkemizin başına çok büyük belalar açacağı aşikardır.

'AYDINLIK DİRENME GÜCÜMÜZ'

Şırnak Üniversitesi öğretim üyeleri, gazetemize gönderdikleri mektupta şu satırlara da yer verdiler:

"Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal sesimiz olmaya devam ettikçe FETÖ ve en az FETÖ kadar tehlikeli olan tarikatlar eliyle Türk akademi dünyasının içine düşürüldüğü bataklığı anlatmaya devam edeceğiz. Aydınlık Gazetesi taşıdığı misyon ile ülkemizin istikbali ve istiklalini koruyan akıldır, haksızlıklarla, yolsuzluklarla ve hukuksuzluklarla ve ülkemizin geleceğini karartmaya yeminli kirli ittifaklarla mücadelemizde tüm akademisyenlerin umududur, direnme gücüdür. Velhasıl akademisyenler olarak biz Aydınlık'ı ülkemizin yarınları için milletimizin asırlık mazisinin en kıymetli yadigarı ve en gür sedası olarak görüyoruz." AYDINLIK

# fetö # Şırnak Üniversitesi