Kanal İstanbul’da dev arsa vurgunu: Yönetimi sahte imzayla ele geçirdiler
Kuveyt’in en büyük inşaat gruplarından Tamdeen’in Türkiye’deki iştiraki, Kanal İstanbul güzergâhında kurduğu yatırım şirketi üzerinden dolandırıldı. Arsalardan birinin satışı gündeme gelince olay ortaya çıktı. Mahkeme, şirkete kayyum atadı ve tapulara tedbir koydu.
Kuveyt merkezli Tamdeen Grubu’na bağlı Shurak Al Ajdad Gayrimenkul şirketi, İstanbul’un Arnavutköy ve Başakşehir ilçelerinde, Kanal İstanbul hattı üzerinde toplam 164 bin 446 metrekarelik arsa satın aldı. Ancak bu yatırımlar, dolandırıcıların hedefi oldu.
Sahte imza ile yönetim devralındı
Patronlar Dünyası’ndan Eyüp Serbest’in haberine göre; şirket ortakları Khaled Issam Ahd Almarzooq ve Mohammad Mad Almarzouq’un imzalarını taklit eden Kahraman K. adlı bir kişi, 2025 Nisan ayında sahte bir yönetim kurulu kararı ve karar defteri düzenledi. Noter tasdiki de alınarak şirketin yönetimi sahte belgelerle dolandırıcının kontrolüne geçti.
Dolandırıcılığın fark edilmesi, arsalardan birinin satış sürecinde yaşanan şüpheyle ortaya çıktı.
Mahkemeden kayyum ve tedbir kararı
Kuveytli yatırımcılar, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak şirketin yasa dışı yollarla ele geçirildiğini belirtti. Mahkeme, şirkete kayyum atanmasına, tüm taşınmazlara ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verdi. Sahtecilikle ilgili adli soruşturma da başlatıldı.
Rantın odağında: Arnavutköy
Kanal İstanbul güzergâhının yaklaşık 27 kilometrelik kısmını barındıran Arnavutköy, projeye dair en büyük rantın döndüğü ilçe olarak öne çıkıyor. Özellikle Sazlıdere Barajı havzasındaki TOKİ’nin 24 bin konutluk projesi ve çevresindeki yoğun inşaat faaliyetleri dikkat çekiyor. İstanbul’un içme suyunu sağlayan Sazlıdere’de barajdan su aktarımı ise durdurulmuş durumda.
Öte yandan Arnavutköy Belediyesi, Kanal hattında yer alan Durusu, Haraççı, Taşoluk, Boğazköy, Hadımköy, Bolluca ve Ömerli mahallelerindeki bazı taşınmazları satışa çıkarmıştı.
75 milyarlık proje ranta dönüştü
Kanal İstanbul projesinin maliyeti resmi açıklamalara göre 75 milyar TL olarak öngörülüyor. Ancak uzmanlara göre, bölgede hızla artan imar faaliyetleri kamu yararından çok özel çıkarları destekliyor. Kuveytli yatırımcıların yaşadığı dolandırıcılık olayı da, bölgedeki spekülatif yatırım ortamının risklerini bir kez daha gözler önüne serdi.