PKK/DEM'in Seçim Bildirgesi'nin anlattıkları

Etnik ve dini farklılıkları çatışmaya dönüştürme çabasındaki örgütün işlerini kolaylaştırmak için kurulan DEM Parti her hâlükârda bölücüdür. Bu nesnel olguyu görmezden gelenler PKK’nin değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmamış olurlar.

Murat İnce Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

61 Maddeden oluşan DEM’in Tüzüğünden:

PARTİNİN AMACI

Madde 2

b) Partimiz, Kürt sorunu, Alevi sorunu ve tüm etnik, dini ve kültürel kimlik sorunlarının barış içinde kalıcı ve onurlu çözümünü hedefler. Bu sorunların diyalog ve müzakere yoluyla, eşit yurttaşlık ilkesi temelinde ve kolektif haklarla çözülmesi için mücadele eder.

Yukarıda ki (b) şıkkı bile tek başına DEM denilen PKK’nin partisinin barışçıl olmadığını göstermeye yeter. Etnik ve dini farklılıkları çatışmaya dönüştürme çabasındaki örgütün işlerini kolaylaştırmak için kurulan DEM Parti her hâlükârda bölücüdür. Bu nesnel olguyu görmezden gelenler PKK’nin değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmamış olurlar.

DEM Partinin sitesinden aldığımız Seçim Bildirgesinin özünü Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak oluşturuyor. Bildirgenin hiçbir yerinde ABD/İsrail haydut devletlerine yer verilmez. Emperyalizm onlar için yanaşılacak güvenli limandır.

DEM’in 31 Mart Yerel Seçim Bildirgesini Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan sundu. Baştan sona gerçekleştirilmesi mümkün olmayan vaatlerle dolu Bildirge yeni bir şey söylemiyor. “Yerel demokrasi” ve “Özgür kentler” denilerek özerkliği çağrıştıran öneriler sıklıkla vurgulanıyor ve bunun başarılması için kısaltarak verdiğimiz şu önerilerde bulunuluyor:

-Türkiye’yi yönetenler; tüm dünyaya yayılan yeni şiddet ve savaş sarmalına sırtını yaslıyor.
-Kürt meselesinde, içeride ve dışarıda savaş ve kaostan besleniyor,
-İstanbul Sözleşmesi’ni reddediyor,
-Göçmenleri ve mültecileri her türlü haktan yoksun bırakıyor,

Dikkat edilirse Bildirge baştan sona Türkiye’yi suçlayan görüşlerle dolu! “Savaş sarmalı”, vb. sözleri TSK’nın kararlılıkla sürdürdüğü operasyonlara yönelik olarak dillendiriliyor. LGBTİ+ tehlikesini meşrulaştırmayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesini savunmaları, göçmenlere sahip çıkıyormuş havasına girmeleri DEM’in hangi mevzide bulunduğunu açıkça gösteriyor.

YARATICI YIKICILIĞIN PİYONLARI

31 Mart Yerel Seçimini yaratıcı yıkıcılık ekseninde hayata geçireceklerini şu sözlerle açıklıyorlar:

-Rejimin eril, sömürgeci, ayrımcı politikalarına karşı eşitlik ve özgürlük bayrağının yükseleceği,
-Merkezileşmeye karşı yerel demokrasilerin güçleneceği bir eşik olarak görüyoruz.
-Çok dilli belediyeciliği, eş başkanlık sistemini ve yerel demokrasi deneyimlerini bu ülkenin tarihine yazdık.
-Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na ve diğer evrensel hukuk anlaşmalarına konulan çekincelerin kaldırılmasını savunur ve bunun için mücadele eder.
-Tüm inançların özgürce yaşamasını, gelişmesini, örgütlenmesini ve inanç merkezlerini kurmasını savunur ve buna destek olur.
-Yerel yönetimlerde siyasi, idari ve mali özerkliği savunur.
-Farklı halkların ve inançların yerel yönetimlerde temsil edilmesini ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasını savunuyoruz.
-Yerel demokrasi, sadece yerellerde yaşanan sorunların değil, aynı zamanda merkeziyetçilikten kaynaklanan sorunların çözümünün de anahtarıdır.
-Yerel Demokrasi İçin Kayyım Rejimine Kalıcı Olarak Son Verme Zamanı: Halkın Olanı Geri Alacağız!
-KHK’larla işlerinden atılan emekçiler için yeniden istihdam olanağı yaratacağız.

1) Türkiye hiçbir zaman sömürgeci bir ülke olmadı, değildir. Ülkemiz, T.C. ’ne vatandaşlık bağıyla bağlı tüm halkımızın ortak vatanıdır. Çözülmüş sorunları bile sorun olarak gösteren DEM’in iç kargaşalığı artırıcı rolü görmezden gelinmemelidir.

2) PKK’nin “özgürlük bayrağı” altında ABD’nin kara gücü haline dönüştüğünü yaşayarak gördük. PKK’nin silahı İran’a, Irak’a, Suriye’ye ve Türkiye’ye çevrilidir. Özgürlüklerin bir numaralı düşmanı ABD/İsrail ise menzilin dışında tutuluyor.

3) “Merkezileşmeye karşıyız” söylemi Ankara’yı başkent olarak görmeme ve üniter yapıyı tanımama zihniyetinin örtüsüdür. Özerklik, federasyon, konfederasyon, eyalet sistemi gibi oluşumları savunan PKK/DEM zihniyeti engellenmelidir.

4) “Ses bayrağımız Türkçe”nin ortak dilimiz olduğu gerçeğini zayıflatmak planının ilk adımını “çok dilli” perdesi oluşturuyor. Anadolu dillerinin tümü güzeldir ve bize aittir. Kürtçede bizim, Zazacada bizim, Süryanicede bizim…

5) “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” emperyalist bölücülüğün planıdır. PKK/DEM bu maskenin ardına saklanarak Türkiye ile siyasi ve silahlı olarak çatışıyor.

Yukarıda kısaltarak verdiğimiz listenin tümünü bir çırpıda değerlendirecek olursak karşımıza bölücülük projesi çıkıyor. Gerçeği olgularda aramayan dar görüşlü siyasetçiler DEM’in PKK olduğunu saklayarak işbirliği yolunu açmaları en hafif değimle aymazlıktır!

PKK neden hala ayakta diye soranlara verilecek cevap bellidir; HDP/DBP ve şimdiki DEM Parti ve destekçilerinin kuruluşları kapatılmadıkça örgüt bölücü faaliyetlerine ara vermeksizin devam edecektir. İktidarıyla, muhalefetiyle DEM’e gözlerini kapadıkları sürece ülkemize gerçek anlamda huzur gelmeyecektir.

Tüm yazılarını göster