Danıştay Başkanı'ndan Andımız açıklaması

Danıştay Başkanı Güngör, "Danıştayın faaliyetlerinde tabi olduğu tek ilke kuşkusuz hukukun üstünlüğüdür. Unutulmamalıdır ki, hukuki güvenlik ilkesi, hukukun üstünlüğünün temel unsurlarındandır." dedi.

Danıştay Başkanı'ndan Andımız açıklaması

Danıştayın kuruluşunun 150'nci yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen, "Şura-yı Devlet'ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu"nun açılış töreni, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlendi.

Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, yüksek yargı organları başkan ve üyeleri ile hakim ve savcılar katıldı.

Açılışta konuşan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, bilimsel toplantıya, 19 ülkeden, Danıştay ve yüksek mahkeme üyelerinin de katıldığını belirtti.

Günümüz dünyasında bilimsel ve sosyal alanlardaki gelişmeleri takip eden bir yargı düzeninin, çağdaş hukuk sistemlerinin vazgeçilmez unsurlarından olduğunu ifade eden Güngör, 150'nci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Danıştayın, gelenekleri oturmuş, bilgi ve birikimleriyle hukuka yön vermiş köklü bir kurum olduğunu söyledi.

Danıştay Başkanı Güngör, şöyle devam etti:

"Danıştayın idari ve yargısal alanda sürdürdüğü tüm faaliyetlerinde tabi olduğu tek ilke kuşkusuz hukukun üstünlüğüdür. Unutulmamalıdır ki, hukuki güvenlik ilkesi, hukukun üstünlüğünün temel unsurlarındandır. Türk milleti adına karar veren hakimlerin, hukukun evrensel ilkeleri yanında özellikle içinde yaşadıkları toplumun değerleriyle çelişmeyen, adalet duygusunu güçlendiren kararlarıyla güven yaratan bir yargı düzeni, hepimizin arzusudur."

"Hukuki metinlere destek olmak amacıyla ortak çalışmalar"

Danıştayın istişari ve danışma görevi de bulunduğunu hatırlatan Güngör, ihtiyaç duyulması halinde hukuken gerekli araştırmayı yapmak ve idarelerin hazırlayacağı hukuki metinlere destek olmak amacıyla ortak çalışmalar yapılabileceğini ifade etti.

Zerrin Güngör, bugün etki ve hizmet alanı giderek genişleyen devletin bu işleve duyduğu ihtiyacın giderek arttığının görüldüğünü vurguladı.

16 Nisan'daki halk oylamasıyla kabul edilen anayasal düzenlemelerle hukuk ve yönetim sisteminde köklü değişiklikler yapıldığını hatırlatan Güngör, şunları kaydetti:

"Kanaatimizce, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle reform süreci yaşayan hukuk düzenimizde, bu işlevin uygulanmasına ilişkin üç temel görevin Danıştay tarafından yerine getirilmesi mümkündür. Hazırlanma sürecinde kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında istişari görüş verilmesi, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler hakkında görüş bildirilmesi, ekonomi, ticaret, sanayi, eğitim, sağlık, turizm, enerji, maden, orman, doğal kaynaklar, ulaşım, altyapı, özelleştirme, iletişim, haberleşme, çevre, imar ve kıyılar gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda idarece yöneltilen sorular hakkında görüş bildirilmesi şeklinde sıralanabilir. Kanun çalışması yapılırken bu yola başvurulması halinde çıkarılacak kanunun Anayasa ile uyumlu olup olmadığı, uygulanma şartları ve hukuk sistemi üzerindeki etkileri yürürlükten önce değerlendirilecek, olası sorunlar bu aşamada giderilecektir."

"Danıştaydan istişari görüş alınabilir"

Bunun dışında, Anayasanın 104. maddesinde, "Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabilir" hükmüne yer verildiğini hatırlatan Başkan Güngör, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin, kanunla açıkça düzenlenen konularda çıkarılamaması, kanunlardan farklı hükümler içerememesi, sosyal, ekonomik hak ve ödevler dışındaki temel hak ve ödevleri düzenleyememesi gibi son derece önemli hususların tespiti, hukuken teknik bir değerlendirmeyi, dolayısıyla istişari görüş almayı gerektiren niteliktedir. İdarenin hukuki düzenlemelerini iyileştirme, üst norma aykırılıkları, tutarsızlıkları giderme, idari ilkelere uymayan yönleri dikkate sunma hususlarında da Danıştaydan istişari görüş alınabilir. Bu sayede mevzuatın iç bütünlüğü, henüz düzenleme yürürlüğe girmeden koruma altına alınabilecek, hukuk normlarında anlam açıklığı sağlanarak düzenlemelere etkinlik sağlanacaktır."

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, son dönemde köklü değişimler gerçekleştirerek, muasır medeniyetler seviyesi üstüne çıkma azim ve kararlılığıyla emin adımlarla ilerlediğini belirten Güngör, yargının da buna uyum sağlamasının son derece önem taşıdığını vurguladı.

Güngör, yargılamanın amacının uyuşmazlıkları sonlandırmak olduğunu, ancak yargısal denetimin, doğası gereği, işlem tesis edildikten ve işlemin hukuki sonuçları doğduktan sonra yapıldığını belirtti.

Yargılamanın da uzun ve zahmetli bir süreç olduğunu kaydeden Güngör, bu nedenle yeni uyuşmazlıkların ortaya çıkmasının önlenmesi ve bazı uyuşmazlıkların yargıya intikal etmeden çözülmesi gerektiğine işaret etti. Danıştay Başkanı Güngör, şöyle konuştu:

"Devletin geçmiş dönemde hem zaman hem de ekonomik yönden kayıplar yaşamasına, hukuki güvenlik ilkesinin sarsılmasına neden olan yargısal süreçlerin, ülkemizin büyük gelişme kaydettiği yeni dönemde tekrarlanmaması, her alanda istikrarlı gelişimin sağlanması, hukuksal öngörülebilirliğin temini, kamu kaynaklarının gereksiz yere tüketilmesinin önlenmesi için Danıştayın idari görevlerini etkin kılacak bir sistemin hayata geçirilmesi elzemdir. Danıştay bütün bunları yaparken politik değerlendirmelerden kaçınacak ve yalnızca kendisinden görüş istenen konuyu hukuka uygunluk, iyi idare ilkeleri, hizmet gerekleri yönleriyle ele alacak ve kanunen belirlenen süre içinde idarenin takdirine sunacaktır."

"Kararlarımızın bilimsel eleştirisine her zaman açığız"

Güngör, Danıştayın, Anayasa ile görevlendirilmiş yüksek idare mahkemesi olmasının yanında danışma ve inceleme mercisi olarak da görev yaptığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Danıştayın her iki fonksiyonu nedeniyle verdiği kararların hukuki sınırlar içinde, bilimsel yönden eleştirilmesi mümkündür. Yargı mensupları olarak kararlarımızın bilimsel eleştirisine her zaman açığız. Yargı kararlarının taraf menfaati bakışıyla değil objektif, bilimsel kriterlere göre değerlendirilmesinin hukukun gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Öte yandan özellikle yargılama süreci devam eden bir dava hakkında görüş beyan edilmesinin, hukuka, adalete ve yargıya olan güveni sarsacağı unutulmamalıdır."

Yaşanan tecrübelerin, Danıştayın danışma ve inceleme fonksiyonunun aktif hale getirilmesinin ne kadar önemli ve yararlı olacağını gösterdiğini söyleyen Güngör, "Danıştay olarak etkin bir danışma görevi üstlenmeye ve devletimize, hukuken ihtiyaç duyulan alanlarda danışma ve inceleme görevimiz kapsamında gereken desteği vermeye her zaman hazır olduğumuzu belirtmek isterim." dedi.

Zerrin Güngör, Danıştayın hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması hususunda adaletten ödün vermeden, birlik beraberlik içinde azimle çalışmalarını sürdürmeye devam ettiğini sözlerine ekledi.

# Andımız # danıştay