Kuzey İrlanda'da barış tehlikede mi?

Emre Şenbabaoğlu

Emre Şenbabaoğlu

Köşe Yazısı

İngiltere’ye bağlı Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır, Kuzey İrlanda’daki şiddet eylemlerinin başlamasının en büyük nedenlerinden biriydi. 25 yıllık çatışmanın ve 13 yıllık barış görüşmelerinin ardından 1998’de imzalanan ve Kuzey İrlanda’ya barışı getiren "Hayırlı Cuma Anlaşması" bu sınırı "görünmez" hale getirdi.

Hatırlanacağı gibi Brexit öncesi tartışmalarda bu sınır sorunu tekrar gündeme gelmişti. Kuzey İrlanda’daki Demokratik Birlik Partisi (DBP) ve Sinn Fein kuzey ve güney arasında oluşabilecek sert bir sınıra karşı çıkıyordu, ancak Kuzey İrlanda’nın İngiltere’ye bağlı kalmasını isteyen birlik yanlıları Brexit anlaşması taslaklarında öngörülen İrlanda Denizi’ndeki sınırdan dolayı büyük bir endişe içindeydi. Buna göre, Kuzey İrlanda ve İrlanda arasında bir sınır olmayacak ancak Kuzey İrlanda’ya giren mallar için gümrük kontrolleri gerekecekti. Bu Kuzey İrlanda ile İrlanda’nın resmi olmasa da fiili olarak birleşmesi anlamına geliyordu.

İngiltere’nin 31 Ocak 2020’de AB’den ayrılması ile birlikte bu endişeler somut hale geldi. “Kuzey İrlanda Protokolü” gereğince Kuzey İrlanda, Avrupa Tek Pazarı içinde kaldı ve İrlanda Denizi’nde fiili bir gümrük sınırı oluştu. Aslında İngiltere, Brexit’ten ayrılarak Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti’ni fiilen birleştirmiş oldu. 1997-2007 arasında Kuzey İrlanda barış müzakerecisi olarak görev yapan tecrübeli diplomat Jonathan Powell, 19 Ekim 2019’da The Irish Times’ta yazdığı makalede, tam da bu yüzden “Şimdi bir ülkenin ve iki sistemin parçası olan bir Kuzey İrlanda'mız var” demişti.

KUZEY İRLANDA’DA GERİLİM ARTIYOR

29 Mart 2021’de Kuzey İrlanda’da birlik yanlısı gruplar ile güvenlik görevlileri arasındaki çatışmalar Kuzey İrlanda’daki birçok şehre ve ilçeye sıçradı. Göstericiler Londonderry, Belfast, Carrickfergus, Ballymena and Newtownabbey’de polise molotof kokteyli atıyor, araçları ateşe veriyor ve barikatlar kuruyor. Herkes, bu çatışmaların arkasındaki nedenleri merak ediyor.

Gösterilerin nedenleri arasında, 21 Haziran 2020’de hayatını kaybeden eski bir IRA üyesi olan Bobby Storey için 30 Haziran’da Belfast’ta en az 1500 kişinin katıldığı cenaze töreni ilgili savcılığın almış karar gösteriliyor. Savcılık, bu cenaze törenine katılan ve COVID19 düzenlemelerini ihlal ettiği iddia edilen 24 Sinn Fein üyesi hakkında 30 Mart 2021’de herhangi bir işlem yapmama kararı alınca, Kuzey İrlanda Özerk Yönetimi başkanı Demokratik Birlik Partisi lideri Arlene Foster, karara tepki göstermiş ve Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı Simon Byrne’nin istifa etmesini talep etmişti. Savcılığın bu kararı aldığı tarihte gösterilerin ikinci gününe girilmiş olması asıl nedenin cenaze olmadığını gösteriyor, ancak söz konusu kararın göstericileri daha da öfkelendirdiği söylenebilir.

Gösterileri tetikleyen asıl neden ise Brexit sonrası ticaret düzenlemelerinin Kuzey İrlanda’da yol açtığı ticari ve ekonomik sıkıntılar. Daha önce de değindiğimiz gibi, Kuzey İrlanda’nın yasal olarak Birleşik Krallık gümrük bölgesinde yer alması, ancak fiili olarak mallar için Avrupa Tek Pazarı’nda kalması bu sıkıntıların ortaya çıkmasındaki en önemli etken.

Söz konusu düzenlemeler Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda arasında ek ticaret engelleri ortaya çıkarıyor. Bu yılın başında Kuzey İrlanda’daki bazı ürünlerde eksiklilerin yaşanması Brexit düzenlemelerine yönelik kızgınlıkları artırmıştı. Örneğin Ocak ayında Britanya adasındaki bitki işletmeleri AB’nin bitki sağlık sistemi kurallarına uymak zorunda oldukları için Kuzey İrlanda’ya bitkilerin satışını durdurmak zorunda kalmış ve Kuzey İrlanda’daki bahçe merkezlerinde bitki sıkıntısı yaşanmıştı. Aynı şekilde süpermarketlerde gıda tedariği konusunda çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştı.

Tüm bu sıkıntılar, birlik yanlılarının Kuzey İrlanda Protokolü’nün ticarete zarar verdiği zararı somut olarak görmesini sağladı ve birlikçilerin şiddet eylemlerine başvurmasına neden oldu. Bu yüzden, birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi, İngiliz hükümetinin Kuzey İrlanda Protokolü’nden çekilmesini talep eden dilekçe için şimdiye kadar 140 binden fazla imza topladı. Birçok birlik yanlısı, protokolün koşullarının Kuzey İrlanda’nın İngiltere içindeki konumunu zayıflattığını ve İrlanda’nın bütünleşme olasılığını daha da artırarak Kuzey İrlanda’yı AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti’ne yaklaştırdığını düşünüyor. Avrupa Birliği ise sert bir sınırdan kaçınmak için Protokol’ün tek yol olduğunu belirtiyor.

Jonathan Powell 11 Nisan 2021 tarihli The Guardian’daki yazısında bölgenin Brexit oylamasından bu yana bir piyon olarak kullanıldığını ve bundan dolayı Kuzey İrlanda’da barışın tehlikede olduğunu belirtiyor. Powell, sorunları aşabilmek için İngiliz hükümetinin daha eylemci olması ve Protokol’e yönelik yeni bir yaklaşım geliştirmesi, birlikçilerin taleplerinin ihmal edilmemesi ve Kuzey İrlanda’daki ortak noktanın genişletilmesi gerektiğini vurguluyor. Johnson yönetimi, Powell’in belirttiği noktalara dikkat etmezse, gidişat İngiltere’nin bundan sonra Kuzey İrlanda’dan dolayı başının sık sık ağrıyacağını gösteriyor.

# haber # makale # irlanda # yazı # kuzey irlanda # Kuzey İrlanda Protokolü