Asya bizi çağırıyor: ''Yol al Türkiye''

Sebahattin Arslantürk

Sebahattin Arslantürk

Köşe Yazısı

Tarihi İpek ve Baharat Yolu’na 300 yıl sonra Türkiye’den Asya’ya yola çıkarılan trenle tekrar işlev kazandırılması çalışılması, gerekenler yerinde ve zamanında yapılır ise, Dünya’da, ticaret, finans ve üretim modellerinde de değişiklikler olacak yönde ilerliyor.

Tabii başta da ifade ettiğimiz gibi, yani “gerekenler yerinde ve zamanında” ekonominin kuralları çerçevesinde ve de en önemlisi, biz yani Türkiye gerçek manada ister ise.

Yani, sağlam hesaplar ve planlar yapıp, öncelikleri dünya gerçeklerine göre dizayn ederek sıralayıp, sahip olduğumuz avantajlarının üzerine sürdürülebilir ve uzun vadeli politikalarla kalıcı bir şekilde oturtur isek…

Kısa ve net bir şekilde ifade edecek olur isek, Dünya da kurulmak istenen yeni düzende av değil, avcı olur isek!

Av yerine avcı olmak için hamaseti bir kenara koyarak, “Dünya gerçekleri” dediklerimizi, yani tarihi İpek Yolu üzerinden yaptığımız son 300 yılın nasıl yaşandığını da akılcı bir şekilde irdelememiz, incelememiz gerekir.

Bugün, bunu yaptığımızda son 300 yılın tamamen Avrupa’nın lehine geliştiğini görürüz.

Daha doğrusu Avrupa ülkelerinin nasıl birliktelik oluşturarak gelişmeleri kendi lehlerine çevirdiklerini anlarız.

Taşımacılıkta özellikle deniz yollarını azami oranda kullanarak dünyanın zenginliklerini daha rantabl şekilde ülkelerine yar ettikleri gerçeği ile karşı karşıya geliriz.

İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi ülkeler lojistik, üretim ve finans sektöründe inanılmaz bir şekilde yol olarak bugünkü konumlarına geldiler.

“İnanılmaz” diyor isek, bu Türkiye açısından, bizim baktığımız yerden böyle değerlendirilmektedir. Yoksa Avrupalılar bunların plan ve programlarını çok önceden yapıp yola çıktıkları, yani “inandıkları” için çok mesafe almışlardır.

Demek ki, başarı için hesabı-kitabı iyi yapmak ve ondan sonra da inançla yola çıkıp, taviz vermeden yürümek gerekiyor.

İşte bu gerçekler ışığında, yani bizim duraksadığımız son 300 yılda Avrupalılar hatırı sayılır ölçüde yol almış olsalar da, Türkiye sahip olduğu coğrafi konum ve jeopolitik imkânları iyi değerlendirirse hızla yol alır.

Şimdi tekrar üst tarih bizi çağırıyor sanki! Mazini hatırlayıp, geçmiş ile geleceği birleştirerek, “Yol Al Türkiye” diyor.