Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'de konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen "Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı"nda katılımcılara hitap etti.
Sözlerine "Biz ilk emri 'İkra bismi rabbikellezi halak' yani, 'Yaradan Rabbinin adıyla oku' olan bir inancın müntesipleriyiz" diyerek başlayan Erdoğan, "İlim erbabımız bilgiyi yitik malları olarak görmüş ve hayatları boyunca bilginin peşinde koşmuşlardır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu da öncelikle ifade etmek durumundayım. Kütüphanecilik anlamında 1300 yıllık çok köklü bir geleneğimiz var" diyerek, Emevilerden Abbasilere, Selçuklulardan Osmanlı Cihan Devleti'ne ve bugünkü Cumhuriyete kadar bu alanda ciddi bir birikime sahip olduğumuzu belirtti. Erdoğan, "Asırlar boyunca imar ettiğimiz şehirlerde, kurduğumuz devletlerde, inşa ettiğimiz medeniyetlerde kitap ve alim hep merkezde yer almıştır" diye konuştu.
“İLİM VE BİLGİDEN KOPTUĞUMUZDA GÜCÜMÜZÜ KAYBETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihteki ilim merkezlerine dikkat çekerek, "Şam'daki Beyt'ül Hikme, Bağdat'taki Nizamiye Medresesi, Anadolu'da Karatay Medresesi, Gök Medrese, İstanbul'da Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Kütüphaneleri ve daha nicesi... Tüm bu yapılar yalnızca kendi muhitlerine değil, tüm dünyaya ilim ve irfan yaymışlardır" dedi. "Gerek cami, gerekse vakıf ve medrese kütüphanelerimiz hem dini ilimlerde hem pozitif bilimlerde güvenilir bilginin temel kaynakları oldu" diyen Erdoğan, Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden bilim insanlarının ve talebelerin asırlar boyunca bu merkezlerde ilim tahsil etmeye geldiklerini belirtti. Erdoğan, "Buralardan öğrendikleri bilgi ve metotlarla kendi ülkelerindeki üniversite ve kütüphanelerin kurulmasına öncülük ettiler. Hakkımız tam manasıyla teslim edilmese dahi günümüzün bilim ve kültür mirasına milletimizin yaptığı katkı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür" ifadelerini kullandı.
Tarihten bir ders çıkarılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Tarihimize şöyle bir göz attığınızda karşınıza çıkan ilk hakikatlerden biri şudur değerli dostlar: İlme ne zaman hak ettiği kıymeti vermişsek, kitaba ve bilgiye ne zaman dört elle sarılmışsak, dünya tarihine geçen en büyük başarılarımızı işte o zaman elde etmişiz. Huzur ve güvenliğimizi, refah seviyemizi işte o zaman istediğimiz düzeye getirebilmişiz. Fakat ilimle, irfanla, bilgiyle, kitapla aramız açıldığında ise geriye düşmüş, zayıflamış, güç kaybetmiş, takip edilen değil, takip eden konuma gelmişiz" değerlendirmesinde bulundu.
"ALİMİN ATININ AYAĞINDAN SIÇRAYAN ÇAMUR İFTİHAR VESİLESİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler, burası çok önemli" diyerek Yavuz Sultan Selim Han ile ilgili bir anekdotu paylaştı: "Yavuz Sultan Selim Han hem alimlere büyük hürmet gösterir hem de okumayı çok severdi. O kadar ki sefere çıktığı zamanlarda seyyar kütüphanesini de yanına aldırırdı. Mısır seferi dönüşünde devrin en büyük alim ve müverrihlerinden Kemal Paşazade ile yan yana at üstünde ilmi bir sohbete koyulmuşlardır."
Bu sırada Kemal Paşazade'nin atının ayağının aniden bir çukura girdiğini ve Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanına çamur sıçradığını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Son derece müteessir olan Kemal Paşazade'ye Yavuz Sultan Selim şu hükmetli cümleyi kurdu: 'Üzülmeyiniz hocam, alimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için üzüntü değil, bir iftihar vesilesidir.' Sonra döndü ve maiyetinde bulunanlara şu talimatı verdi: 'Alınız bu çamuru, bu çamurlu kaftanımı öldüğüm zaman üzerime örtünüz.' Evet, sadece bu örnek bile tarih ve medeniyetimizde ilmin ve alimin tuttuğu yeri göstermesi bakımından öyle zannediyorum ki önemli bir referanstır."
"TEK PARTİ DÖNEMİNDE BU ZENGİN MÜKTESEBATI DEĞERLENDİREMEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cami ve medrese kütüphanelerinin yanı sıra müstakil kütüphanelerin 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükselmeye başladığını belirtti. "Köprülü Kütüphanesi, Atıf Efendi, Ragıp Paşa, Nuru Osmaniye ve Hamidiye gibi kütüphaneler uzun yıllar ilim hayatımıza damga vurdu" diyen Erdoğan, "Hepsi birer bilgi hazinesi olan bu yapılar sadece belli bir kesimin değil, halkın tamamının kullanımına açık bir haldeydi. Okuyan, sorgulayan, merak eden, araştırma yapmak isteyen herkes bu kütüphanelerden faydalanabiliyordu" dedi.
Konuşmasının sonunda acı bir gerçeği de ifade etmek mecburiyetinde olduğunu belirten Erdoğan, "Bu zengin müktesebatı, özellikle Cumhuriyetimizi maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki yeterince değerlendiremedik. Eşsiz kaynaklarla bezeli kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci uygulamalarından dolayı merhum Cemil Meriç'in benzetmesiyle birer tuğla yığınına dönüştü" ifadelerini kullandı.