Federalizm hamlesi: PKK'nın silah bırakmaması için ABD ve İsrail devrede

PKK/YPG ve ENKS, 26 Nisan’da Suriye’nin Kamışlı kentinde düzenlenen "Birlik ve Ortak Tutum Konferansı"nda "federal, ademimerkeziyetçi bir idari yapı" talebinde bulundu.

Abone ol

PKK/YPG ve ENKS, 26 Nisan’da Suriye’nin Kamışlı kentinde düzenlenen "Birlik ve Ortak Tutum Konferansı"nda "federal, ademimerkeziyetçi bir idari yapı" talebinde bulundu. Oysa YPG lideri Mazlum Abdi, sadece 1,5 ay önce, 10 Mart’ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü esas alan 8 maddelik bir anlaşma imzalamıştı.

Kısa süre içinde yaşanan bu keskin değişim dikkat çekerken, PKK ve YPG'nin tavrındaki dönüşümün arkasında ABD ve İsrail’in olduğu öne sürüldü.

Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Yıldırım Gencer, süreci şöyle değerlendirdi:
"Bu girişimi, PKK-PYD’nin silah bırakmasını engellemeye yönelik bir hamle olarak görüyoruz."

Konferansın sonuç bildirisine Türkiye anında sert tepki verdi. Ankara, bölünme çizgisine karşı "demir yumruk" seçeneğini masada tuttuğunu belirtti. Suriye Cumhurbaşkanlığı da bölücü talepleri reddettiğini açıkladı.

Uzmanlar, yaşananların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı silah bırakma çağrısına karşılık, ABD ve İsrail’in geliştirdiği bir karşı hamle olduğunu vurguladı.

Gencer, "Bu sürecin arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu net biçimde görüyoruz. Çünkü PKK’nın silah bırakmasını istemeyen güçlerin başında bu iki ülke geliyor," ifadelerini kullandı.

Gazeteci Gökçe ise İsrail’in bölgedeki rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:
"İsrail, Gazze’de askeri harekât açısından başarısız oldu. Hizbullah’a karşı da aynı sonucu alacak. Bu başarısızlığını örtbas etmek ve bölgedeki yayın politikasını sürdürmek için dini, etnik ve mezhepsel farklılıkları kullanarak küçük devletçikler kurma çabasını sürdürüyor."

Suriye’de federalizmi teşvik eden bu hamlelerin, bölgedeki Amerikan ve İsrail varlığını kalıcılaştırmaya yönelik olduğu ifade edildi. Uzmanlar, çözüm için öncelikle PKK ve PYD’nin silah bırakma sürecine girmesi gerektiğini vurguladı.

Bu konuda Yıldırım Gencer, şöyle konuştu:
"Öcalan’ın mektubunda yer alan çağrı, PKK ve PYD tarafından derhal hayata geçirilmeli. Türkiye de bölge ülkeleriyle birlikte Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda net bir tavır almalı. Gerekirse silahlı müdahale konusunda da cesur davranmalı."

Gazeteci Gökçe de diplomasinin önemine işaret etti:
"Suriye’deki gelişmeleri yalnızca Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla açıklamak yetersiz kalıyor. Bölgedeki olaylarda, İsrail gibi dış aktörlerin etkisi büyük. Bu süreçte Türkiye'nin diplomasiyi yeniden devreye sokarak Suriye hükümetiyle birlikte kararlı bir tutum sergilemesi gerekiyor."

Öte yandan, bölgedeki gelişmeleri yakından izleyen uzmanlara göre, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kararlı bir şekilde sahada bulunması, bölünme planlarını bozabilecek en önemli unsur olacak.

Gencer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu süreçte çeşitli çelişkiler yaşanacaktır. Ancak Türk ordusunun kararlı tutumu ve bölge ülkeleriyle yapılacak iş birliği, nihayetinde başarıyı getirecektir."

Vatan Partisi'nden devrimci çözüm Yerel Yönetimler Oteldeki toplantıda kamerayı bantlayan korumanın ifadesi ortaya çıktı Gündem Marmara Kariyer Fuarı Kocaeli'de kapılarını açtı Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar Gündem