Uzmanlar uyarıyor: Gereksiz sezaryenler hem anneyi hem bebeği etkiliyor
Türkiye’de sezaryen doğum oranlarının dünya ortalamasının oldukça üzerinde olması üzerine Sağlık Bakanlığı harekete geçti. Yapılan açıklamada, her 100 doğumdan 61’inin sezaryen ile gerçekleştiği belirtilerek, normal doğumun teşviki amacıyla "Normal Doğum Eylem Planı" hazırlandığı duyuruldu.
OECD ülkeleri arasında en yüksek sezaryen oranına sahip ülkelerden biri olan Türkiye’de bu durum, kamuoyunda sıkça tartışılıyor. Bakanlık, tıbbi gereklilik bulunmadıkça sezaryen doğumdan kaçınılması gerektiğini vurgularken, anne ve bebek sağlığı açısından normal doğumun öncelikli olduğunu belirtti.
“Bazı psikiyatrik durumlar ya da kaygı bozuklukları sezaryeni zorunlu kılabilir. Ancak doğal ve ideal olan normal vajinal doğumdur.”
Kadın doğum uzmanları, normal doğumun hem annenin süt üretimini hızlandırdığını hem de bebeğin doğum kanalı sırasında karşılaştığı doğal flora sayesinde bağışıklığının desteklendiğini ifade ediyor.
Uzm. Dr. Zermine Büyükeçici: “Normal doğum, fizyolojik bir süreçtir. Sezaryen ise yalnızca tıbbi zorunluluk varsa tercih edilmelidir. Örneğin bebeğin ters gelmesi, kordon dolanması gibi riskli durumlar sezaryeni gerekli kılar.”
Jinekolog Prof. Dr. Faruk Buyru da doğum tercihlerinin kişiye özel değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Doğum yöntemi, ailenin ve hekimin ortak kararıyla belirlenmelidir. Sezaryen, bir cerrahi operasyondur ve sonraki doğumlar için risk oluşturabilir. Bu nedenle mecbur kalınmadıkça tercih edilmemelidir.”
Bakanlığın hazırladığı eylem planı kapsamında, doğum öncesi eğitimlerin artırılması ve sağlık personelinin bu konuda daha bilinçli yönlendirme yapması hedefleniyor.