Akaryakıt istasyonunda 3 kişinin öldüğü heyelanla ilgili sanıklar hakim karşısında: Acılı anneden yürek burkan feryat!

Samsun'da bir akaryakıt istasyonunda meydana gelen ve üç kişilik bir ailenin hayatını kaybettiği heyelan felaketine ilişkin dava, istasyon sahibi ve mesul müdürün yargılanmasıyla resmen başladı.

Abone ol

Samsun’un Canik ilçesindeki bir akaryakıt istasyonunda araçlarını yıkadıkları sırada yaşanan toprak kayması sonucu baba ve iki kızının ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması görüldü.

Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, felakette ailesini kaybeden mağdur Çiğdem Kaya'nın yanı sıra, tutuklu yargılanan istasyon sahibi M.Z.G. ve adli kontrolle serbest bırakılan mesul müdür K.Y. ile tarafların avukatları katıldı. Toprak kaymasında yaşamını yitiren Adem Kaya'nın annesi Nurhayat Kaya ve babası İrfan Kaya da mahkemede hazır bulundu ve davaya katılma talebinde bulundu.

İSTASYON SAHİBİ: "MADDİ VE MANEVİ SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEYE HAZIRIM"

Tutuklu sanık M.Z.G.'nin mahkemeye sunduğu yazılı savunma okundu. Sanık M.Z.G., olayın üzüntüsünü dile getirerek, "Sabah İl Emniyet Müdürlüğüne avukatım ile gittim. Teslim oldum. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. İki yavrumuz ile babalarının acısını hafifletmek adına söylenecek hiçbir sözüm yok. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Anneye ve aileye baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Maddi ve manevi her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırım. Başka türlü ben de huzurlu olamam." ifadelerini kullandı.

Ayrıca, olaydan sonra gelini aracılığıyla anne ile iletişim kurmaya çalıştığını ancak Çiğdem Kaya'nın "Kendileriyle değil avukatlarıyla görüşmemizi önermiş" sözlerini aktardı. Tesisinin ruhsatlarının "yasaya uygun şekilde alındığını" vurgulayan M.Z.G., iş yerinin açıldığı 2011 yılından olayın gerçekleştiği ana kadar faaliyette olduğunu ve bu süreçte "ilgili bakanlık ve kurumlarınca, TSE, Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve ana firma tarafından denetlendiğini" kaydetti.

TUTUKLU SANIK 82 YAŞINDA OLDUĞUNU BELİRTEREK TAHLİYE İSTEDİ

82 yaşındaki sanık M.Z.G., tesisin 27 Nisan'dan itibaren kapalı olduğunu belirterek, "4 şirketimde 100 çalışanımla 400-500 kişiyi yönetiyor, yönlendiriyorum. Bu koşullarda ayakta durmakta zorlanıyoruz. Cezaevi koşulları zor. 82 yaşındayım ve birçok hastalığım var. Kaçma şüphem yok. Tahliyemi talep ediyorum. Aileye elimden gelenin fazlasıyla yardımcı olacağım" şeklinde konuştu.

Tutuksuz yargılanan mesul müdür K.Y. ise olay günü izinli olduğunu, haberi alır almaz olay yerine giderek kurtarma ekiplerine yardım ettiğini söyledi. İş yerinde 15 yıldır çalıştığını ifade eden K.Y., görev tanımını "Şifahen istasyondan sorumluyum. Bankaya para yatırıyorum. İstasyonda personeli yönetiyorum. Patronumun bilgisi dahilinde personeli alıp çıkarıyorum. Muhasebeyi tutuyorum" şeklinde açıkladı.

Mahkeme başkanının, iş sağlığı ve güvenliği raporunda yer alan "İstasyondaki eksiklik ve önlemler neden alınmadı?" sorusuna karşılık K.Y., "Bunlar patronumun sorumluluğundadır" yanıtını verdi.

ACILI ANNE: "SAÇLARININ TELİNE KADAR ADALET İSTİYORUM"

Müşteki Çiğdem Kaya, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve adaletin yerine getirilmesini istedi. "27 Nisan'da ailemle mutlu mutlu arabamızı yıkayıp dönecektik ama maalesef başımıza bu olay geldi. Yanımda evlatlarım ve eşim öldü. Seslerini duyamadım. Ben orada yardım isterken onlar can vermiş. Benim çocuklarımla eşimin hayalleri vardı." sözleriyle yaşadığı acıyı dile getiren Kaya, kazadan sonra 8 aydır fiziksel ve psikolojik olarak zor günler geçirdiğini anlattı: "Ben de 8 aydır hastane hastane geziyorum. Kolumu kullanamıyorum. Bacaklarım aksıyor. 8 aydır benim çocuklarım o toprağın altında çürüdü."

Kaya, "Ben evlatsız bir anneyim. Kim bana 'anne' diyecek. Benim bu ay çocuğumun doğum günü. Kim pasta üfleyecek... Çocuğum yok benim. Ben çok zor dünyaya getirdim onları. Böbreğim şişti. İki tane düşüğüm oldu. Saçlarının teline bile zarar gelsin istemiyordum. Ben saçlarının teline kadar adalet istiyorum. Kimler suçluysa cezalandırılmalarını istiyorum. Adalet arıyorum. Benim canım yandı. Psikolojim iyi değil. Keşke orada ölseydim ben bunları görmeseydim diyorum. Bence o gün 4 cenaze çıktı ama 3'ünü gömdüler. Beni unuttular. Hayatım alt üst oldu. İstanbul'a dönmek zorunda kaldım. Bir Samsun'a sığdıramadılar. Adalet istiyorum" ifadeleriyle kimler suçluysa cezalandırılmalarını talep etti.

Maktul Adem Kaya’nın ebeveynleri Nurhayat ve İrfan Kaya da tek evlatlarını ve torunlarını kaybetmenin üzüntüsü içinde olduklarını belirterek, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

DURUŞMA NİSAN 2026'YA ERTELENDİ

Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan istasyon sahibi M.Z.G'nin tutukluluk halinin devamına, K.Y'nin ise adli kontrol tedbirinin sürmesine karar vererek duruşmayı 7 Nisan 2026 tarihine erteledi. Hatırlanacağı üzere, Samsun-Ordu kara yolu üzerinde bulunan bir alışveriş merkezinin yanındaki oto yıkama alanında 27 Nisan'da meydana gelen heyelanda, araçlarını yıkamakta olan 4 kişilik aileden anne Çiğdem Kaya yaralı kurtarılmış, baba Adem Kaya ile çocukları Ayla Kaya ve Açelya Mina Kaya ise toprak altında kalarak hayatını kaybetmişti.

Duruşma çıkışında basına konuşan Çiğdem Kaya, "Hayatımı perişan ettiler. Neler yaşadığımı bir ben bir Allah biliyor. Benim yuvamı yıktılar, evim yıkıldı. Ben hakkımı hiçbir şekilde helal etmiyorum. Önce Allah'ın adaletine, sonra adaletimize bırakıyorum. İnşallah cezalarını alırlar" dedi. Müşteki avukatı Kartal Akcan ise sanıkların "bilinçli taksirle" mahkumiyet almaları yönünde talepte bulunduklarını kaydetti.

Meteoroloji’den şiddetli yağış alarmı Yurt Aşık olduğu kadının amcalarını öldürmüştü: 19 yıl sonra hüküm verildi Yurt Samsun’da kaçakçılık darbesi: Tarihi eser ve silah operasyonunda 4 gözaltı Yurt Yola çıkmadan önce bakın! Yurt