PKK/KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'tan farklı çıkış

Murat İnce, PKK/KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'ın K24 adlı haber sitesinde yer alan, ABD'li petrol şirketi ile PKK'nın yaptığı anlaşma hakkında yaptığı yorumu ele aldı.

PKK/KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'tan farklı çıkış

8 Ağustos 2020 günü K24 (Kürdistan 24) haber sitesine bir haber düştü. PKK ileri gelenlerinden Cemil Bayık ABD’li bir şirketle (Delta CrescentEnergy LLC) sözde Demokratik Suriye Güçleri (DSG) denilen PYD/YPG’nin kontrolünde örgütle petrol anlaşması imzalamasını savunamadı. Sorulan soruları geçiştirmesi anlamlıdır ve araştırılması gerektirir.

PKK İLE PYD ARASINDAKİ İKTİDAR MÜCADELESİ

24 Temmuz 2015 PKK açısından milattır ve yeni bir dönemin başladığı gündür. Örgüt tepetaklak giderken, önderlikteki çatlaklıklarda büyüyordu. PKK kaybediyor ama onun kurduğu PYD/YPG Amerikan emperyalizminin işgali sonucunda gerçekleşen “Rojova Devrimi” safsatasıyla güç kazanıyor, efsaneşiyordu. Hatta PKK “Rojova Devrimi” sözleriyle Türkiye’deki destekçilerini avutuyordu. Kaybetmedik kazandık ruhunu kalıcılaştırmaya ramak kalmışken, Türk Silhlı Kuvvetleri’nin (TSK) Fırat Kalkanı Harekâtı ardından 2018 yılı başında Zeytin Dalı Harekâtları ve sonrası ard arda gerçekleştirdiği hamleler neticesinde ABD’nin “Rojova Devrimi” tuzla buz oldu. Bu iki olgu PKK ile PYD arasındaki rekabeti daha da kızıştırdı. Biz bu gerçeği daha önceden görmüş ve Aydınlık Gazetesi’nde defalarca dile getirmiştik.

PKK ile PYD ‘nin hala birbirlerine ihtiyaçları var ve bu mecburiyet onları bir arada tutuyor. Ne zamanki ABD/İsrail; yeter artık ayrılın dediğinde de ayrılacaklar ve herkes kendi yoluna devam edecek. ABD emperyalizmi PYD/YPG sopası üzerinden PKK önderliğine de ‘dediğimden çıkma’ mesajı gönderiyor! Zaten tüm ipleri elinde bulunduruyor ama yine de işi sağlama alamadanda edemiyor.

Bir diğer sorun ise; Türkiye kökenlilerle Suriye kökenliler arasındaki bitmek bilmeyen rekabet. PKK önderliği, Afrin doğumlu Mazlum Kobani ya da Mazlum Abdi gibi takma isimleri kullanan Ferhat Abdi Şahin’in yükselişinden ve girdiği ilişkilerden son derece rahatsız. Görünüşe bakılırsa Mazlum Kobani, onun bir üstü olan Cemil Bayık’tan daha popüler! Zaten PYD önderliği ve ona bağlı askeri kolu YPG’nin kritik noktalarında Suriye kökenliler geçmiş döneme kıyasla ağırlıkta olmaya başladılar. PKK’nın Türkiye’den yeterince eleman devşirip YPG/PYD’yekatamamasıda önemli sorunlardan birini teşkil ediyor. Göründüğü kadarıyla her iki kesim birbirini gözetliyor!

SURİYE HALKINA AİT

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık PKK’ya yakın Sterk TV’ye yaptığı açıklamlarda ABD’li şirket ile DSG (PYD/YPG) arasında gerçekleşen anlaşmaya yönelik olarak: “Suriye uluslararası alanda kabul edilen bir devlet. Bu yüzden Suriye'nin yer altında, yer üstünde bulunan tüm kaynakları halka aittir, birilerinin değildir. Yani kimse bunları mülkü yapamaz” dedi. Bu çıkış PKK önderliği ile PYD/YPG arasındaki bağın zayıflamaya doğru gittiğinin göstergesi. PKK önderliğinin saf dışı bırakılarak doğrudan PYD/YPG ile görüşülüp anlaşma sağlanması anlamlıdır. Düne kadar yaprak kımıldasa PKK önderliği anında haberdar edilir ve izin alınırdı. Şimdi ise durum değişmiş yol ayrımında mola verilir hale gelinmiş!

DSG ile ABD’li şirket arasındaki anlaşmaya Cemil Bayık şöyle yaklaşıyor: “Biz de basından bazı şeyleri takip ediyoruz. Gerçekliği nedir tam olarak bilmiyorum. Mesela bir petrol şirketi üzerinden ittifak yapıldığı söyleniyor, hatta Suriye rejimi de bunu kabul etmediğini, yasadışı olduğunu, “petrolümüzü çalıyorlar” gibi şeyler söyledi” sözleri önümüzdeki dönem PKK ile PYD arasındaki ilişkilerin sorgulanmasını mutlaka getirecektir. Kamuoyuna haberimiz yoktu, gazetelerden öğrendik, gerçekliği nedir bilmiyoruz ifadeleri acizliğin göstergesidir. PYD’ye söz geçiremeyen bir PKK ne zamana kadar dayanabilir? Bu sorunun yanıtını ilerideki günlerde göreceğiz.

ROJOVA YERİNE KUZEY-DOĞU SURİYE

Cemil Bayık anlaşma üzerine çok dikkatli bir dil kullanıyor. Rojova tekerlemelerini bırakması manidar! “Suriye uluslararası alanda kabul edilen bir devlet” diyen Bayık, şunları söylüyor: “Bu yüzden Suriye'nin yer altında, yer üstünde bulunan tüm kaynakları halka aittir, birilerinin değildir. Yani kimse bunları mülkü yapamaz. Biz de, Özerk Suriye yönetimi de petrol, yer altı, yer üstü zenginliklerinin hepsinin Suriye halklarının olduğunu söylüyoruz. Doğru olan da budur. Petrol şirketi ile yapılan anlaşmanın ne çerçevede olduğunu bilmiyorum. Eğer Suriye ve Kuzey-Doğu Suriye'de yaşanan ekonomik sorunları göz önünde bulundurarak o anlaşma yapılmışsa, bunun üzerinden bir ittifak kurulmuşsa bir şey diyemeyiz. Ama öyle değilse bunun üzerinde durulması lazım.”

Son olarak Barzanici ENKS ile DSG arasında gerçekleşen “ulusal birlik” adımı üzerine ise Cemil Bayık şu yanıtı veriyor: “Ulusal birliğe ilişkin de bazı adımlar atılıyor, açıklamalar yapılıyor, bunlar hangi esaslar üzerinden gelişiyor bilmiyoruz tabi. Öcalan’a değil de başkalarına teşekkür edilmesi gaflettir ve bu durumu kimse kabul etmez”

ŞİRKETİN YÖNETİCİLERİNİN SİCİLİ

ABD’li Delta CrescentEnergyLLC’nin yöneticilerine bakıldığında şu tabloyla karşılaşıyoruz: Suriye’nin kuzey doğusunda bir dönem petrol çıkarma girişiminde bulunan Gulfsand kurucusu John Dorir. ABD ordusunda albay rütbesine erişmiş “Delta Force” elemanı, TigerSwan güvelik hizmetleri şirketinin kurucusu JimReese. Tigerswan ABD’de karanlık ilişkilere girmiş ve CİA’nın emriyle işçi direnişlerinin kırılmasında görev üstlenmiştir. Avukat James Cain ise ABD’nin eski Danimarka Büyükelçisi. Aslında Delta CrescentEnergy tam bir gladyo şirketi görünümünde. Şirket petrol dışındakşi işlere daha fazla yoğunlaşacak.

Petrol uzmanlarının ortak görüşü; Suriye’de ki petrolün teknik yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle pahalıya mal olacağı yönünde. Bu haliyle çıkarılacak petrolün kalite bakımından da sorunlu olacağı konuşuluyor. Tüm bunlara rağmen tanınmayan ve mali gücü şüpheli bir şirketin DSG ile paravan bir anlaşmaya girişmesi şüpheleri artırıyor. Acaba, petrol kılıfı altında başka faaliyetler mi örgütleniyor?

2011 yılında ABD işgali öncesi Suriye günlük olarak 380 bin varil petrol üretiyordu. Şu an ise yaklaşık 60 bin varil üretilmekte ve bunun büyük bölümü ABD’nin işgali altındaki bölgede.

BİLMİYORUZ, BİLMİYORUM!

Cemil Bayık’ın sorulara bilmiyoruz diyerek yanıt vermesi ve ENKS ile DSG arasında varılan anlaşmayı “hangi esaslar üzerinden gelişiyor bilmiyoruz” diyerek cevaplaması PKK ile PYD arasındaki uyuşmazlığın düzeyini göstermesi açısından ilginçtir. Anlaşma sonrası Abdullah Öcalan yerine Barzaniye teşekkür edilmesi bir bakıma PKK’nın devre dışı bırakılmak istendiğininde mesajını taşıyor.

Bir devir kapanıyor ve yeni döneme ilişkin ise umutlar çoğalıyor. ABD emperyalizmi kaybetti, PKK kaybetti, PYD/YPG kaybetti, Barzanistan’da kaybedecek ve bölge halkları derin bir nefes alacak.

ulusal.com.tr

# pkkkck # cemil bayık