Halil Nebiler yazdı: Der misin?

Ulusal Kanal'da haftaiçi her gün 11.00'de Televizyon Gazetesi programını sunan usta gazeteci Halil Nebiler, 'Der misin?' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Nebiler, yazısında "Mesele isim verme, isim değiştirme meselesi değildir, egemenlik meselesidir. Cumhuriyet Tunceli diyerek "buralarda feodalizmin, ağalık-beylik-şeyhlik düzeninin kurmlarını, kurallarını tanımıyorum" demiştir. Biz de tanımıyoruz. Şimdi birileri Tunceli değil Dersim demekle Cumhuriyetin egemenliğini tanımadığını söylemeye çalışıyor. Olabilir. Söyleyebilir, bedeli vardır. Siz bu bedeli öderken üç buçuk emperyalist sizi koruyabilecek mi? Buralar Anadolu'dur. Mustafa Kemal, "Kurtuluş Savaşı'nı birlikte veren Türkiye ahalisine Türk Milleti denir" diyor. Biz Kurtuluş Savaşı'nı birlikte verdik ve kazandık." ifadelerini kullandı

Halil Nebiler yazdı: Der misin?

Halil Nebiler'in yazısı şöyle:

"İsim bazen bizi bulur, biz bazen adını koyarız. Bizim oralarda "Babanın oğula koyduğu ad, oğula gösterdiği yoldur" derler. Babam bana Halil demiş, dost, arkadaş demiş. Ben oğluma Deniz dedim. Adreslerimizdir, yollarımızdır adlarımız.

Bazen adları yolda buluruz, o adlarla yüzyıllarca eğleniriz, geçiniriz ama zaman içinde bir bakarız farklılaşmış, başka bir hale gelmiş. Halil İbrahim Halil İbo olmuş, Hamit Hamido, Mehmet Memo olmuş, Fatma'ya Fatoş, Güllü'ye Gülo demişiz. Ama Güllü'nün adını Janset diye değiştirelim dememişiz pek.

Kimi zaman olmamış mı? Olmuş. O adresin üzerinde yaşayanlar değişmiş, o mekan kendisi değişmiş, sahibi değişmiş, adı da değişmiş. Yoksa Batı Asya'nın göbeğindeki kentin adı neden İskender(un) olsun, Konya'nın ortasında Herakles'le (Ereğli) niye karşılaşalım?

Dediğim gibi biz pek değiştirmemişiz, onlar değişmişse değişmiş.

xxx

Bizans zamanında Kırklareli'nin Saranta Ekklesies idi ve “kırk kilise” anlamına gelmekteydi. Türklerin egemenliğine giren şehre, Osmanlılar tarafından “Kırk Kilise” adı verilmiştir. Osmanlı egemenliğinden çıkan şehir Kurtuluş Savaşı ile birlikte tekrar Türklerin eline geçmiştir. Şehrin adının halk dilinde ve resmi olmayan kullanımlarda Kırklareli veya Kırklarili şeklinde geçmesi nedeniyle şehrin adı TBMM tarafından “Kırklareli” olarak değiştirilmiştir.

Düşün... Ataların bir kenti Bizans'tan alıyor ve adını değiştirmiyor, Türkçe'ye tercüme ediyor. Çeviriyor yani. Üstelik adının içinde Hıristiyan bir unsur var, kilise.

xxx

İstanbul adının, Yunanca "eis tin polin" tamlamasından geldiği sanılmaktadır. Bu tamlama, o dönem Yunancasında "şehirde", "şehrin içinde", "şehiriçi" gibi anlamlara gelmekteydi. İkinci yüzyıldan kalma Ermeni kaynaklarında da Istanbol ya da Istınbol biçiminde anılan şehir adının, Türkçeye bu şekilde giriş yapmış olması olasıdır. Öyledir ya da değildir. Ayrı tartışılır. Ancak...

Kompleks yapmamışız, kentin adını Ermeniler koydu dememişiz.

Değiştirmemişiz.

xxx

Artvin'e bakın. İskitler tarafından kurulan kentin adı İskitçe dilinden geliyor. Osmanlı Döneminde Livane adı ile anılsa da, yerel halk tarafından Artavani olarak adlandırılıyor. Bir ortaçağ kenti olan Artvin’in, Artavani’nin zamanla değişmesiyle Artvin adını aldığı söylenmektedir.

İskitlerle bile bir sorunumuz yok, Kürtlerle niye olsun?

xxx

Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir “Hadrianopolis” adını almıştır. Hadrianus’un şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değişime uğrayarak Edirne halini almıştır.

Özeti, Hadrianus, Hadrian, Hadran, Hedren, Edren, Edrene, Edirne. Benim büyüklerim hala Edrene adını kullanır. E hani ırkçılıkla önümüze gelen yerin adını değiştiriyorduk. Değiştirsek Romalıların verdiği adı değiştirirdik.

xxx

Ha değiştirdiğimiz olmamış mıdır? Olmuştur. Bize meydan okunduğunda yapmışızdır, yine yaparız. İşte İstanbul. Kurtuluştan sonra da Avrupa'dan gelen ve üzerine Konstantinopol yazılan mektupları yerine ulaştırmamışız. Ta ki İstanbul yazana kadar.

Hala anlamayan varsa anlasın. Bu topraklarda adlar okunur, adlar değişir, adların tercümesi olur. Adlar şöyle yazılır böyle telaffuz edilir. Buna kimse bir şey demez.

Bir itirazımız şunadır. Bu topraklarda bin yıldır biz varız ve buralar bizden sorulur. Üç buçuk emperyalistin dürtmesiyle buralara ad vermeye kalkan bir buçuk işbirlikçi önce şunu bilecek:

Mesele isim verme, isim değiştirme meselesi değildir, egemenlik meselesidir. Cumhuriyet Tunceli diyerek "buralarda feodalizmin, ağalık-beylik-şeyhlik düzeninin kurmlarını, kurallarını tanımıyorum" demiştir. Biz de tanımıyoruz. Şimdi birileri Tunceli değil Dersim demekle Cumhuriyetin egemenliğini tanımadığını söylemeye çalışıyor. Olabilir. Söyleyebilir, bedeli vardır. Siz bu bedeli öderken üç buçuk emperyalist sizi koruyabilecek mi?

Buralar Anadolu'dur. Mustafa Kemal, "Kurtuluş Savaşı'nı birlikte veren Türkiye ahalisine Türk Milleti denir" diyor. Biz Kurtuluş Savaşı'nı birlikte verdik ve kazandık.

"Bu topraklarda Mustafa Kemaller yenilmez."

ulusal.com.tr

# tunceli # dersim # halil nebiler