Manisalı hoca ve müebbet

Çetin Ünsalan

Çetin Ünsalan

Köşe Yazısı

Bu ülkenin yetiştirdiği en nadide namuslu beyinlerden biri… Tam 73 yaşında… İktisatçı, üniversite hocası, profesör doktor, yılların gazetecisi, yazar… Seneleri sair bir biçimde memlekete milli olmanın ne demek olduğunu anlatan bir isim.

Dışa kapanmakla bağımsız bir ekonomi politikasının farkını dile getirdi kitaplarında, yazılarında, konferanslarında, katıldığı televizyon programlarında… Dış siyasetin suyunu gitmek değil, milli bir duruşla aktif rol oynamak gerektirdiğini söyleyip durdu. En az büyük usta Attilâ İlhan kadar emek verdi bu memleketin milli bilincinin oluşmasına…

Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, siyaset yapmadan, belgeleriyle, analizleriyle ışık tuttu topluma…. Yeni bir kitabı çıktığında yapılan toplantıların dolup taştığını, herkesin ‘Erol Hocam’ diyerek yanına gelip, bir imza koparabilmek için sıra beklediğini hatırlıyorum.

Prof. Dr. Erol Manisalı… Sadece bugünün gençleri için değil, hocalarının arka pencereden kaçıp kötü yola düştüğünü söyledikleri için de tartışmasız bir isimdi. Ta ki onlar küresel formayı giyene kadar. Hatta Cumburbaşkanı Gül, Sakarya Üniversitesi’nde asistanı olacak kadar iyi tanıyordu onu.

Hepimizin gazeteci olarak konuşmaktan, sohbet etmekten zevk aldığı, fikir jimnastiği yaparak akıl alışverişinde bulunduğu bir isim. Öyle ki ‘ben biliyorum’ edasıyla değil, karşısındakinin de fikirlerini dinleyip, analiz edip, katkı sağlayarak kabullenecek kadar mütevazi bir isimdir o. Elbette her insan gibi fikirlerinin seveni de vardı, sevmeyeni de. Ama herkes bilir ki Erol Manisalı bir değerdir. Hem de bu toprağa ait bir değer.

Sonra bir gün polis çaldı kapısını. Evinde arama başlattılar. İlginçtir polis gelmeden almıştı haberi. Çünkü TRT bangır bangır Manisalı’nın evinde arama yapıldığını duyuruyordu. O zaman Kanal Biz’de idim. Aradık Hoca’yı dedi ki ‘gelen giden yok. Ama haberlere bakarsanız gelecekler herhalde.’ Türkiye’nin kanalı savcıdan önce girmişti evine yani.

13 Nisan 2009 Pazartesi itibariyle, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Daha sonra mahkemeye sevk edilen Erol Manisalı tutuklandı. 4 Haziran 2009 Perşembe günü cezaevinde rahatsızlandı ve hastanede yapılan kontrollerde Prof. Dr. Erol Manisalı’nın beyin damarlarında tıkanıklık saptandı.

Bunun üzerine inme riskine karşı kan sulandırıcı tedavi uygulanmaya başlandı. Muayene sırasında memesinde de bir kitle saptanan Erol Manisalı’ya kanser teşhisi konuldu. Prof. Manisalı’ya yapılan başarılı bir operasyonla memesindeki kanserli doku alındı.

Tutuksuz yargılanmaya başlandı. Belki televizyonlarda göremiyordunuz. Ben de kendisiyle konuşup programıma davet ettim. Ama doktoru yasaklamıştı. Yayın heyacanı aşırı kalp çarpıntısı yapıyordu. Yani yorgun, ama belki de daha çok kırgın olan Manisalı Hoca’nın sağlığı izin vermiyordu.

Ama sanmayin ki sustu. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinden yine doğru bildiklerini anlatmaya, yanlışları ortaya koymaya devam etti. Şimdi Savcı verdiği mütalaada müebbet hapsini istiyor.

Nedense kimse bir dönem peşinden koştuğu Manisalı Hoca’dan yeterince bahsetmiyor. Sadece adı, listede müebbet istenenlerin arasında sayılıyor. Bu nedenle bugün köşemi bu ülkenin en önemli değerlerinden biri olan, ama bugün kitaplarını bulundurmanın suç sayıldığı, 12 Eylül zulmünden beter bir muameleye reva görülen Prof. Dr. Erol Manisalı’ya ayırdım.

O bu ülkenin kim ne derse desin, tarihe altın harflerle adı kazınacak bir değeridir. Dedim ya, şimdi savcı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıkmaya teşebbüsten hakkında hapis talep ediyor. Oysa o hiçbir zaman devlete karşı olmadı. Hükümetlerin ekonomiden Kıbrıs’a yanlış politikalarına dikkat çekti. Kanıtlarıyla yol gösterdi.

Ama şimdi Manisalı Hoca’nın adı müebbet istenenlerin listesinde geçiyor. Suçu ne? Milli bir bakış açısına sahip olmak. Bu ülkede eğer bir bakan uluslararası bir ortamda çıkıp ‘ben küreselcilerden yanayım’ diyor ve bu suç kabul edilmiyor, ama milli çıkarlardan bahseden bir üniversite hocasına, yazara müebbet isteniyorsa, el insaf denir.

İşte ileri demokrasi dedikleri bu olsa gerek. Bu bile ülkede fikir özgürlüğü olmadığının en açık kanıtı değil mi? Prof. Dr. Erol Manisalı bir değerdir ve günlük gelişmeler ne sonuç verirse versin, Türk Tarihi’nin altın yapraklarına değer olarak geçip, orada kalacaktır. Acil şifalar diliyorum Manisalı Hocam. Hem size, hem de değerleri karşısında yüreği körleşen canım ülkeme.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

# Manisalı # Hoca # müebbet