Avusturya'da Dollfuss tartışması

Kadim Ülker

Kadim Ülker

Köşe Yazısı

Bakan ve başbakanlar değiştirilince sorunların biteceği veya azalacağı sanılıyordu. Ancak öyle olmadı. Kimi rüşvetten, kimi görevini kötüye kullanmaktan, kimi ise siyasi tavrından dolayı tartışılmakta. Aralık ayının ilk haftasında Sebastian Kurz'un istifasıyla hükümette de önemli değişiklikler olmuştu.

Başbakan Karl Nehammer, içişleri bakanlığı koltuğundan kalkıp başbakanlık koltuğuna oturunca ondan boşalan koltuğa birinin getirilmesi gerekiyordu. İşte o kişi Avusturya'nın küçük kasabalarından Texingtal'in belediye başkanı Gerhard Karner oldu. Aşağı Avusturya eyaleti kasabası olan Texingtal, Avusturya faşizminin lideri olarak bilinen Engelbert Dollfuss'un doğum yeridir. Çiçeği burnunda içişleri bakanı Gerhard Karner'in belediye başkanlığı yaptığı ve Dollfuss'un doğum yeri olan bu kasabada Dollfuss adına bir müze bulunmaktadır.

İşte bu Dollfuss müzesi ile yeni içişleri bakanı, ülkede gündeme oturdu. Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve onun siyaseti destekçilerinin, Dollfuss ile aralarına bir mesafe koymadıkları bilinirdi. Önde gelen ÖVP'li politikacılar Dolfuss'dan övgüyle bahsederken, eski müzenin bakımını yaptılar. Ayrıca Avusturya faşizminin sembol ismi Dollfuss'un fotoğrafını parlamentoda grup odasında yıllarca asılı tuttular. Avusturya parlamento binasında birkaç yıl önce tamir ve bakım çalışmaları başlatıldı da nihayet Dollfuss'un fotoğrafı, grup odasından uzaklaştırılmış oldu.

DOLLFUSS KİMDİR?

Fotoğraf ve müze olayı dışında dışında Dollfuss'u ÖVP'li siyasiler sözlü olarak da onurlandırdılar. Aşağı Avusturya eyalet Valisi ve ÖVP'nin en güçlü şahsiyetlerinden olan Erwin Pröll, Dollfuss için “Büyük ve cesur bir yurtseverdi” derken, parti eski genel sekreteri Rheinhold Lopatka “Dollfuss günümüz Avusturya'sına inanan ve Hitler'e karşı mücadele eden adam” demişti. ÖVP'nin uzun yıllar parlamentoda grup sözcüsü olan ve partinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Andreas Khol de Dollfuss için “Avusturya'nın büyük bir yurtseveri, Nasyonal Sosyalistlere karşı mücadelede hayatını kaybetmiş çok büyük bir köylü önderidir” demişti. 2018 yılında ise Dollfuss'un mezarına ÖVP adına çelenk de konulduğu basına yansımıştı.

Müze konusuna gelince, “Bir köy veya kasabada müzenin bulunmasında ne var, bizim köyde de tanınmış hemşehrilerimizin adına bir müze var” diye sormayın. Dollfuss Avusturya faşizminin lideridir. 1892 yılında doğan Engelbert Dollfuss 1932 ile 1934 yılları arasında Avusturya'nın başbakanı olmuştu. Avusturya Hıristiyan Demokratlar hareketinin önderlerindendi. Köylülerin ve bazı paramiliter faşist çetelerin desteği ile 1932 yılında dışişleri bakanı ve sonra başbakan oldu. Almanya'da Nazilerin iktidarı almasıyla, Almanya ile birleşmeye karşı durdu ve İtalya lideri Mussolini'ye yaklaştı.

PARLAMENTOYU KAPADI

Dollfuss, 1933 yılında parlamentoyu kapattığını ilan etti ve partileri yasakladı. Avusturya'da otoriter, baskıcı ve faşist bir devlet kurdu. 1934 yılında sosyal demokrat işçilerin başlattığı Şubat Ayaklanması'nı kanlı bir şekilde bastırdı. “Karl Marx Hof” adlı Viyana'daki sosyal konut bu ayaklanmanın merkezi konumundaydı, Dollfuss bu sosyal konutu bombalattı ve yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu. Birkaç yıllık diktatörlük döneminde binlerce insanın öldürülmesine ve on binlercesinin hapislere atılmasına ve bir o kadar insanın da Avusturya'yı terk etmelerinin sebebi Dollfuss'un faşist rejimi olduğunu Avusturyalı siyaset bilimcileri de dile getirmekteler.

HÂLÂ NASIL ONURLANDIRILIYOR?

Avusturya faşizminin sembol ismi ülkenin en büyük partisi ve hükümetin güçlü ortağı ÖVP tarafından hala onurlandırılması, yeni seçilen içişleri bakanının şahsında tekrar tartışma yarattı. Hem koalisyon ortağı Yeşiller Partisi hem de ana muhalefet Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) tarafından yeni içişleri bakanı Gerhard Karner'in Dollfuss rejimi ile aralarına mesafe koymaları gerektiğini kesin bir dille ifade etmesini istediler. SPÖ adına parti sekreteri Christian Deutsch “Parlamentoyu kapatan, demokrasiyi devre dışı bırakan, idam cezasını yürürlüğe sokan, belediye evlerini bombalatan kişi saygı görmemeli ve yüceltilmemelidir” demiştir. İçişleri bakanı Karner'e de çağrıda bulunarak “Avusturya faşizmi ile aralarına mesafe konulduğunu açık ve kesin bir ifade ile ilan etmesi” gerektiğini de açıklamasına eklemiştir.

ÖVP ile koalisyon ortağı Yeşiller Partisi'nden Ewa Ernst-Dziedzic'in yapmış olduğu açıklamada, içişleri bakanı Karner'in müzenin yönetimini bırakması, Avusturya faşizmini reddetmesi ve müzenin içeriğinin tarihi gerçekliklere göre yeniden düzenlenmesini istediği dikkat çekti. Bu eleştirinin hükümet ortağı partiden gelmesiyle ve bugüne kadar bakandan konuyla ilgili ciddi bir açıklama gelmemesi hükümette yeni sorunlar doğurur da yeni bakan atanmasına sebep olur mu? Bunu zamanla göreceğiz.

# almanya # parlamento