Mehmet Yuva'dan Odatv'ye yanıt

Mehmet Yuva'dan Odatv'ye yanıt

Odatv adlı internet haber sitesi, 5 Ekim 2014 tarihli haberinde, “Aydınlık yazarı yalancı çıktı: Meğer Esad Erdoğan’ı destekliyormuş” başlığı altında şahsıma yönelik vicdan ve insaftan yoksun müptezel bir haber derledi. Bu sefil ve şahsımı hedef gösteren haberin altında Odatv’nin imzası var. Yazıyı kaleme alan münafık, ismini yazamayacak kadar korkak ve iffetsiz bir mahlûk. Kulağına fısıldanan yalanları, freni patlamış kamyon misali kullanıp saldırganlaşan bu provokatörü, sitenin değerli yazar ve araştırmacılarını tenzih etmek için “Habis Odatv Elemanı” olarak ayrı tutuyorum.

Belirtmek isterim ki yazımda kullandığım Faysal Mikdat’ın açıklamasının “servis edildiği” yönündeki ifadem haberin “dolaşıma sokulması” ve Odatv’nin bu bilgiyi doğrulatmadan kullanması anlamındadır.

Suriye’ye dayatılan kirli savaş sonrasında, AKP’nin yandaş gazetesi Yeni Şafak yazarı Çetiner Çetin, Suriye’de terör estiren cinayet ve harami şebekelerini aleni destekleyen habermerkezi.com sahibi Fatih Tezcan ve daha nice mahfil Odatv’nin bu müptezel yazarının kullandığı namert üslup ile saldırdılar, hedef gösterdiler. Fikir babam olarak “Silivri savcı ve polislerini” işaret edecek kadar iffetsiz olan bu mahlûka, Odatv’nin 26 Temmuz 2011’de, “Suriye’deki olaylara Türk medyasının bakışı” adlı araştırma yazımı “Şam Damaskus Üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Yuva” sıfatımı kullanarak yayınladığını hatırlatayım. Siyonist İsrail’in resmi sözcüsü gibi davranan Rafael Sadi’ye ev sahipliği yapan Odatv için freni patlamış kamyon demiştim. Siyonist İsrail sözcüsü gibi davran Sadi’nin Odatv’de yayınlan Filistin’de çekildiğini iddia ettiği fotoğrafların aslında Suriye’de terör estiren ve İsrail’in açık destek verdiği canilere ait fotoğraflar olduğunu deşifre etmiş ve bunu yazılı olarak Odatv yetkililerine bildirmiştim. Habis Odatv elemanın Tezkere sonrası kaleme aldığım ve farklı televizyonlarda defalarca paylaştığım görüşlerim ve ilkelerim ortadayken, kuyruğuna basılmış kedi gibi ciyaklamasının sebebi Siyonist yazarını deşifre etmeme duyduğu kızgınlık olabilir. Bilmeyenin bilene karşı savunacak bir savı olamaz. Olmadığı için çirkefleşir. Münafık ve fitneci olur.

SURİYE’DE NE OLDUĞUNU ANLAMAYA ÇALIŞIRKEN

Bugüne kadar Aydınlık gazetesinde 111 makale yazdım. Onlarca televizyon programlarına konuk oldum. Çok kimse henüz “Suriye’de neler oluyor?” sorusuna cevap ararken, “zalim Esad”, “diktatör Esad”, “Suriye halklarının özgürlük mücadelesi” diyerek solaklık yapanlar şaşkın ördek misali ortalarda dolaşırken, bugün piyasada Suriye uzmanları olarak palazlananlar korkup sinmişken, “görevli” diye iftira attığın Mehmet Yuva, Türkiye’nin her karış toprağında, onlarca panelde, etkinlikte Suriye’nin yanında, anti-Emperyalist, anti-Siyonist mücadele ilkesinden taviz vermeyen Esad’ın yanında dayatılan ve süren bu kirli savaşa karşı kelle koltuk altında mücadele vermiştir. Türkiye-Suriye halkı arasındaki dostluğun, barışın, huzurun kaim ve daim olması için her türlü provokasyonlara karşı direndik. BOP’a, BİP’e, etnik ve mezhepsel bölücülüğe karşı uyardık. Bu çalışmalarımızdan dolayı senin türün olanların “Suriye’de Ergenekon Yuvalanması” iftiraları ile “Türkiye’de yapılması planlanan bütün askeri darbeleri Esad ile planlayan” çirkef ve ahlaksız ithamlarına maruz kaldık. “Görevli” deyip hedef göstermeye çalıştığın Mehmet Yuva, Suriye üzerine Türkiye’de yazılan çok kitap için danışmanlık yaptı. Suriye’yi anlatan çok kitapta katkıları oldu. Şam ABD elçiliğini rahatsız eden, yabancı diplomat çocuklarının da eğitim gördüğü, Suriye’nin ilk özel okuluna ‘Kadim tarihten Günümüze Suriye’ kitabını İngilizce olarak derledi. Nutuk kitabını Arapça’ ya kazandıran kişi oldu... Irak’ta katil Bush’un suratına ayakkabı fırlatan gazeteci Muntazar El-Zeydi’nin bir müddet sonra Türkiye’de yayınlanacak kitabının tercümanı. Dört kıtada dört ayrı üniversitede eğitim aldı. 24 yıllık akademisyen. Hamd ve şükürler olsun, gök kubbenin altında bana ait bir evim yok. Üniversite maaşım, tercüme işlerimden elde ettiğim getirim ve Aydınlık gazetesinin bana ödediği asgari ücret dışında bir gelirim yok. Aile şeceresi ve 1977’den günümüze devrimci siyasi mücadele tarihi gurur kaynağımız.

ASIL OLGULAR

“Olgular ve gazetecilik ilkeleri” diyen sen mahluk, bütün bunları bilmeden ve araştırmadan kulağına fısıldanan yalan ve iftiralara nasıl itimat edersin? “Suriye’yi işgal planının ideologluğunu üstlenen Mehmet Yuva” sözünü hangi vicdanına sığdırıyorsun? “Esad’ın danışmanı ya da özel çevirmeni olduğunu söylüyor ki bu doğru değil. Bu durum geçmişte kaldı. Bir dönem Erdoğan’la Esad’ı kaynaştırma stratejisinin Şam’daki görevlilerinden olan Yuva’nın pabucu Suriye’ye karşı açılan savaşla dama atıldı” diye yazmışsın. Hayatımın hiçbir evresinde Esad’ın danışmanı olduğumu ne ifade ettim ne de yazdım. Bu sıfatı vermeye çalışan televizyon programcılarını uyardım. “Böyle bir sıfatım olsaydı bunu açık ifade etmekten onur duyardım” dedim. 2006’dan beri Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ın tercümanlığını yapıyorum. Türkiye’den gelen bütün resmi heyetlerin tercümanlığını yaptım. “Yuva’nın pabucu Suriye’ye karşı açılan savaşla dama atıldı” diyen ilke, olgu ve objektiflik yelleyen sen mahlûk, 2011’den günümüze, Suriye’de olamadığım dönemler hariç, savaş süreci boyunca Esad’ın yaptığı televizyon mülakatları ve görüştüğü heyetlerin çevirmenliğini yaptığımı fotoğraflar belgelemiyor mu? Bunu veya benim görevlerimi sorgulamak haddine mi, senin gibi ucuz diplomasız savcılara mı kaldı? Bu yalan malumatları sana servis eden haset ve kıskanç karanlık kaynaklarınla ne kadar iftihar etsen azdır.

‘SURİYE TEZKERE’Yİ DESTEKLİYOR’ DEMEDİM

Tampon bölgeyi savunduğumu veya Suriye’nin buna destek verdiğini nasıl yazarsın? Yazılarımda yer almayan, gazeteci Rafet Ballı’nın makalelerimden anladığı kadarıyla ortaya koyduğu bir yazı üzerinden nasıl bu kadar çirkefleşirsin? Yazısı yayınlandıktan hemen sonra Rafet Ballı’ya gönderdiğim elektronik postada; “Aydınlık gazetesi Cuma nüshasında “Şam tampon bölgeye karşı değil” ifadesi bana veya Suriyeli yetkililere aitmiş gibi bir intiba yaratılmış. Ne yazımda ne de sizinle yaptığım telefon sohbetinde böyle bir ifade kullanılmadı. Olumlu ve olumsuz, kabul edilebilir ve edilemez hususların altı çizilmiştir. Bu hususa dikkatinizi çekmek istedim” diye yazdım. Bana cevaben 3 Ekim’de yazdığı elektronik postasında: “Sevgili Hocam, Yazımda seninle konuşmamıza bir tek atıf var. O da Suriye’den ne zaman döndüğünle ilgili. Diğer bütün değerlendirmeler konuşmamıza değil, senin yazına dayandırıldı. Daha doğrusu yazında, aktardığın sözlere” demiştir. Benim yazılarımda iftirana dayanak olan “Suriye Erdoğan’ın Tampon Bölgesini Destekliyormuş”, “Suriye yönetimi Tezkereyi destekliyor”, “Suriye yönetimi Türkiye’nin IŞİD’le mücadele edeceğini düşünüyor” sözleri hangi yazımda yer almıştır?

TEMCİT PİLAVI

“Yuva’nın Suriye Devleti’ni temsil görevi yok” diye yazmışsın. Böyle bir görevimin olduğunu nerede yazdım veya ifade ettim? Akademisyen olarak benim temsil görevim üniversitemdir. Bre velet, bunu nereden biliyorsun? Suriye devleti sana resmi bir yazı mı gönderdi? Ancak bu iddia senin. İspat edemezsen şerefsiz, müfteri ve alçaksın. Bunu sana söyletenlerin amacı malumumuzdur. İyi ilişkiler döneminde, AKP’nin BOP içinde üstlendiği görevleri, bir Truva atı olduğunu, samimi olmadığını Suriye televizyonu ve üniversitede ifşa edip eleştirdiğim için, Esad’a yakın olmamdan rahatsızlık duyan benzer mahfiller, varlığımın onlar için tehdit ve tehlike oluşturduğunu bildiklerinden, senin üslubunla kumpas kurmaya çalıştılar. Başarılı da oldular. Temcit pilavı gibi aynı çürümüş metotla saldırmayacaktın. Kaynakların sana daha etkili bir saldırı aracı vermeliydi.

TEKRAR SORUYORUM

Yazımda Odatv’nin “Suriye Hükümetinden sert kınadı” yazısına yönelttiğim sorulara cevap vermedin. Tekrar soruyoruz: Suriye tarafının sanki Tezkere’yi kayıtsız şartsız desteklediğini veya Suriye hükümetinin resmi pozisyonunu yazmışız gibi hem bizi yalanlamaya, hem de bu tezkereye farklı bir yorum getiren İşçi Partisi kast edilerek, “Türkiye’deki bazı siyasi partiler ise TBMM’den çıkan tezkereyi Esad rejiminin desteklediğini iddia etmişti” denilmiştir. Şimdi bu heyecanlı ve tepkici arkadaşlara soruyoruz: Türkiye’de hangi siyasi partiler çıkan Tezkere’yi Esad rejiminin desteklediğini ifade etmiştir? Kast ettiğiniz siyasi parti ne zaman ve nerede “Esad rejimi” tabirini kullanmıştır? Faysal Mikdat, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini her şart ve koşulda “düşmanca bir saldırı” olarak mı telakki ediyor? Türkiye, Şam ile diyalog ve koordinasyon başlatırsa ve Tezkere’de atıfta bulunduğu “Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne” saygı duyarsa, Tezkere için aynı sert kınamayı mı yapar? Odatv’den Ömer Ödemiş kardeşimizi görevlendir. Gitsin Faysal Bey’e bu soruyu aynen sorsun. Bakalım benim tefsir ettiğim gibi bir cevap alır mı almaz mı? Alırsa ne yaparsın? Olgu, ilke ve başı dik olduğunu iddia eden mahkemelerin susturamadığı sen yüce mahluk oku ve idrak et:

“Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat’ın El-Mayadeen, El-Manar ve Press TV muhabirleriyle ayaküstü sohbetinde kullandığı ifade harfiyen şöyledir: “Türkiye’nin Suriye’de yapacağı her amel (iş, eylem, çalışma) düşman-i bir amel olarak telakki dilecektir. BM Güvenlik Konseyi Türkiye’yi kınaması gerekir.” Bunun Suriye Diplomatik dilindeki karşılığı, “benimle konuşmayan, beni muhatap almayan, direkt bütün iletişim kanallarını kapatmış ve ülkemdeki terörün sorumlusu olan bir ülkenin hükümeti benim topraklarımda egemenliğimi hiçe sayarak operasyon yapamaz. Ülkemin, bölgenin ve ülkesinin güvenliği ve egemenliği için kaygılıysa yapılması gerekenleri benimle koordine etmelidir. IŞİD’i bahane ederek benim topraklarımı işgal etmeye kalkarsan veya devletimi tehdit edersen bunu savaş sebebi kabul ederiz” demektedir... Tekrar ediyoruz: İçindeki saplantı haline gelmiş Esad düşmanlığı açıklamalarına rağmen, Tezkere ve bölgedeki gelişmeler, Ankara ve Şam arasında ilişkilerin tekrar canlanması için bir vesile oluşturmaktadır. Bu sağlanamazsa veya bunu sağlayacak irade dizginleri eline almazsa, 2006’da Lübnan’da ölü doğan BOP’un ikinci doğumunun herkes için felaket olacağını bilin “ görüşlerimin özü budur.

Bilen bilir bilmeyen habis Odatv elemanı gibi hedef gösterir. Zaman seninle aramızda hakem olsun.

Mehmet Yuva

Aydınlık

# odatv # suriye # ırak # türkiye # pkk # tsk # ışid # mehmet yuva