NATO’nun yayılması Türkiye-Rusya tarafından durdurulacaktır

Ali Mercan

Ali Mercan

Köşe Yazısı

26 Nisan’da Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya başvurusunun yakın olduğu bildirildi. Rusya’nın bu stratejik dengesizliğe kendi silahlanmasıyla tepki vereceği de açıklamalarda yer aldı. Ukrayna üzerinden Doğu’ya ilerletilmek istenen NATO şimdi de kuzeye yöneltiliyor. Böylece Rusya’nın tam kuşatılması planlanıyor. ABD’nin kontrolündeki saldırı örgütü NATO’ya karşı Rusya, Ukrayna’da olduğu gibi kuzeye doğru genişlemeye karşı da gerekli tedbirleri alacağını açıkladı. Avrupa’daki gözlemciler ve dışpolitika uzamanları bu gelişmelerin nükleer çatışma dahil tehlikeli gelişmelere yol açabileceğini belirtiyorlar.

KUZEY ÜLKELERİNİN TARAFSIZLIĞI GÖRÜNÜŞTE İMİŞ

Finlandiya ve İsveç'in Mayıs ayı ortasında NATO'ya katılmak için ortak başvuruda bulunacakları açıklandı. Böylece Helsinki ve Stockholm çok övülen “tarafsızlıklarından” vazgeçiyorlar. Finlandiya-İsveç'in NATO’ya yakınlaşması; savaşlarına katılmak ta dahil olmak üzere 1990'larda başladı. İki ülke de ittifaka o kadar sıkı bağlandı ki uzmanlar NATO'ya katılmanın sadece bir "resmileşme meselesi" olduğuna karar verdiler.

Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımı, Kuzey Kutbu'nun silahlanmasını azami ölçüde artıracaktır. Bu durum Rusya’nın 2. önemdeki nükleer vurucu kabiliyetini sağlayan Kuzey Filosunu yakından ilgilendiriyor ve Kuzeydoğu Avrupa'da yeni stratejik dengesizlikler yaratıyor. İsveç'in Gotland adası, Saint Petersburg ve Kaliningrad'a giden merkezi deniz yollarını kontrol ediyor; yaklaşık 1.340 km uzunluğundaki Finlandiya-Rusya sınırı NATO'nun dış cephesi olacak. Moskova derhal bu gelişmeye yeniden silahlanma önlemleriyle karşı koyacağını ve Kaliningrad'a nükleer silah yerleştirebileceğini açıkladı.

ERDOĞAN: BU ÜLKELERİN NATO’YA KATILMASINA SICAK BAKMIYORUZ

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması 14-15 Mayıs’ta, Berlin’de Dışişleri bakanları toplantısında, katılım çağrısıyla gündeme geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İsveç’in PKK-PYD terör örgütlerini açıktan desteklemesi nedeniyle karşı tutum aldı. İbrahim Kalın bu ülkelere NATO’nun kapısını kapatmıyoruz dese de, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan daha net bir tutumla, “sıcak bakmıyoruz” diye açıkladı. Berlin’deki toplantıyı takibeden günlerde her iki ülke resmen NATO’ya başvurdu.

Türkiye’nin tutumu Batı’da veto hakkını kullanacağı şeklinde algılandı. Neu Zürcher Zeitung “Erdoğan NATO üyeliğini bloke ediyor” diye yazdı. FAZ Türkiye aleyhinde haber ve gösterileri manşetten duyurdu. İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine desteği de “iddia edildiği üzere” şeklinde çarpıtılarak verildi. Türkiye’nin tavrını etkilemek için İsveçli bir heyetin ziyareti “zahmet etmeyin” şeklinde karşılandı.

Türkiye’nin tavrı neresinden bakarsak bakalım NATO içindeki ayrışmanın hızlanmasına hizmet eden ve ülkemizin örgütten çıkması eğilimini güçlendiren bir etki yarattı. Avrupa’da ise açıklamalar, Erdoğan’ın dikkatleri iç sorunlardan uzaklaştırmak, ABD’den savaş uçakları almakta pazarlık konusu yaptığı şeklinde yorumlandı. Oysa S400’de olduğu gibi Türkiye’nin savunma stratejisi adım adım değişiyor.

NATO’NUN GENİŞLEMESİ AB’DE NÜKLEER SAVAŞ KORKUSU YAYIYOR

NATO’nun doğuya ve kuzey hattında ilerleyerek Rusya’yı kuşatma girişimi iki dünya savaşının yaşandığı kıta Avrupasında kuşkuyla karşılanıyor ve nükleer çatışma tehlikesini gündeme getiriyor.

“Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımı, Alman silahlı kuvvetlerinin katılımıyla Kuzey Kutbu'nun askerileştirilmesini daha da hızlandırıyor. Bu, Kola Yarımadası'ndaki Rus Kuzey Filosunun üslerine nispeten yakın bir yerde yıllardır düzenli olarak gerçekleştirilen NATO manevraları ile gösterilmektedir. Özellikle, Rus deniz kuvvetlerinin nükleer kabiliyetinin büyük bölümünü sağlayan balistik füzelerle donatılmış denizaltıları orada bulunuyor. Moskova, düşman kuvvetlerinin bölgeye girmesini imkansız kılmak için tasarlanmış bir askeri kale tasarımı ile onları koruyor. Finlandiya ve İsveç'in kabulüyle NATO, Kola Yarımadası'ndan çok da uzak olmayan stratejik pozisyonlarını güçlendiriyor. Rusya yenilenen silahlanma adımlarıyla karşılık veriyor.” (Bilim ve Politika Vakfı (SWP), Ekim 2021)

NATO'nun kuzeye doğru genişlemesi Rusya'nın Kuzey Kutbu'ndaki Kola Yarımadasıyla ilgilidir. Yarımada batı askeri paktının gözdesi haline geldi. Yarımada, üzerinde Rusya'nın Kuzey Filosu’nun ana üssü konuşlu olduğu için stratejik bir öneme sahip. Bu üs (SWP)’nin yakın tarihli bir analizinde belirttiği gibi, "Kuzey Kutbu'ndaki tek buzsuz Rus limanı" olan Murmansk yakınlarındaki Severomorsk'ta bulunuyor. Rusya, Kola Yarımadası için de "Kuzey Kutbu'nda savunmacı bir duruş sergiliyor", ancak Moskova'nın bir çatışma durumunda "hızlı bir tırmanışa hazır" olduğunu belirtiyor. " (German Foerign Policy, 16 Mayıs bülteni)

“SESSİZ KUZEY ÜLKELERİ” YILLARDIR NATO’NUN ASKERİ MANEVRA ALANI

NATO ve üye devletler yıllardır genel olarak Kuzey Kutbu ve Avrupa'nın Kuzeyinde askeri faaliyetlerini yoğunlaştırmaktadır. 2018’de 250 uçak ve 65 savaş gemisiyle 30'dan fazla ülkeden 50.000 askerin yer aldığı NATO manevrası Trident Juncture yapıldı. Ana manevra alanı orta Norveç'ti; İsveç ve Finlandiya'nın hava ve deniz alanları dahil edildi. Tatbikat, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana NATO'nun en büyük ikinci tatbikatıydı. Rusya, ertesi yıl, Norveç karasularının hemen dışında faaliyet gösteren 70 gemi ve 58 uçağı içeren büyük Okyanus Kalkanı tatbikatı ile karşılık verdi. Bu süreç, Kuzey'deki silahlanma sarmalının nasıl yukarı doğru yükseldiğinin bir örneğidir. Alman Ordusu sürekli olarak buna katılıyor. Ana itici güç, ABD'dir. ABD Ordusu'nun Kuzey Kutbu Stratejisi, 19 Ocak 2021'de "Kuzey Kutbu'ndaki Hakimiyeti Yeniden Kazanmak" başlığı altında yayınlandı.

Batı, Avrupa'nın Kuzeyindeki manevralarını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda kışkırtıcı devriyeler de ekliyorlar. Kuzey Norveç'e odaklanan Soğuk Müdahale savaş tatbikatı düzenli olarak yapılıyor. Bu yıl 27 ülkeden yaklaşık 30.000 askerle yapılan Cold Response'a Alman askerler de katıldı. Tatbikat, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra NATO'nun Kuzey Kutbu'ndaki en büyüğüydü.

Rusya, Avrupa'nın Uzak Kuzey bölgesinin askerileştirilmesine yeni silahlanma adımlarıyla tepki veriyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey Shoygu, "Avrupa'daki askeri ve siyasi durumdaki dramatik bozulma" nedeniyle "500'den fazla gelişmiş silah sisteminin" Barents Denizi çevresinde konuşlandırılacağını açıkladı. 9 Mayıs'ta Murmansk'taki bir geçit töreninde, Rus silahlı kuvvetleri yalnızca şimdi Kuzey Filosu tarafından kullanılacak olan yeni Monolit-BR kıyı radarını değil, aynı zamanda örneğin kullanılan 3K60 Bal füze sistemini de gösterdi. deniz üslerini korumak veya kıyı sularını kontrol etmek. Ülkenin en kuzey doğusundaki Vardø'da karşıda bulunan Norveç radar sistemini, Kola Yarımadası'nda elverişli bir şekilde konuşlandırılırsa çok kısa sürede kapatabileceği bildiriliyor. NATO tarafından kuzeyin askerileştirilmesi ve genişlemesi, Avrupa'nın silahlanma sarmalını amansız bir şekilde yönlendiriyor.

TÜRKİYE ÇOK KUTUPLU DÜNYANIN KURULUŞUNDA ÖNCÜ KONUMDADIR

NATO’nun yayılmasının Rusya tarafından önlenmesi Türkiye için de kritik önemdedir. Türkiye’nin etrafı NATO üsleriyle çepeçevre kuşatılmıştır. Rusya’nın NATO genişlemesiyle kuşatılması, Türkiye’nin içerde ve dışarda karşısında zayıf kalmasına yol açacaktır. NATO’nun yayılmacılığına karşı Türkiye ve Rusya’nın kaderi ortaktır. Türkiye, bırakalım NATO’nun yeni katılımlarını veto etmeyi, bu ittifaktan derhal çıkmalıdır. Türkiye’nin NATO’ya karşı sağlam durması ve terör örgütlerinden bütünüyle kurtulması için acilen Suriye ile anlaşması zorunludur. Rusya ile ittifakın güvenilir ve sağlam temellere dayanması için bu şarttır.

Türkiye için NATO bir savunma şemsiyesi değil, bölücü terörü destekleyen, 15-16 Temmuz Gladyo darbesini düzenleyen örgüttür. Tek kutuplulukta tutunmaya çalışan Atlantik’in saldırı örgütü NATO’yu durdurmak ve çok kutuplu dünyanın kuruluşunu hızlandırmak için Rusya ve bölge ülkeleriyle ittifakları güçlendirmeliyiz. Emperyalizme karşı savaşın ön cephesi Batı Asya’nın öncüsü olan Türkiye bu şekilde Yeni Dünya’nın kuruluşunda öncü rollere devam edecektir.

# abd # türkiye # pkk # terör # cumhurbaşkanı # isveç # nato # savunma