Zemmour ve Macron’un yeniden seçilmesi
Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turu 10 Nisan 2022’de yapılacak. Resmi seçim kampanyası henüz başlamadı ama adayların ve aday adaylarının isimleri konuşuluyor. Anket kuruluşları ve medya Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yeniden seçilmesi için kolları sıvamışlar.
Macron henüz adaylığını açıklamadı ama kurmayları şimdiden çalışmalara başladılar. Olağanüstü bir gelişme olmazsa Macron yeniden aday olacaktır.
2017 seçimlerinde Macron, Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen ile yarışmıştı. Daha birkaç ay önce, 2022 seçimlerinin ikinci turunda da muhtemel rakibinin Marine Le Pen olacağı konusunda bir tereddüt yoktu.
Fakat son aylarda bir Eric Zemmour rüzgârı esmeye veya estirilmeye başlandı. Henüz adaylığını bile açıklamayan Zemmour anket sonuçlarında hızla yükseliyor ve Marine Le Pen’i zorluyor.
Geleneksel sağ ve sol partilerin ikinci tura kalma şansları en azından bugün görülmüyor. Anketlerde ilk beşe girenlerin durumu şöyle: Emmanuel Macron yüzde 23, Marine Le Pen yüzde 19, Eric Zemmour yüzde 15, Xavier Bertrand (Sarkozy’nin partisinden) yüzde 13 ve Boyun Eğmeyen Fransa Lideri Jean-Luc Melenchon yüzde 7.
Görüldüğü gibi Sosyal Demokratların (Sosyalist Parti) muhtemel adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ilk beşte değil. Oy oranı yüzde 7’nin altında görünüyor. Yeşillerin adayı daha da aşağılarda.
Zemmour, aşırı sağcı göçmen ve İslam karşıtı söylemiyle gündeme oturdu. Bu söylemi yeni değil. 1996'da sağ merkezli Le Figaro gazetesinde çalışmaya başlayan ve 2000’li yıllarda televizyonların ateşli tartışmacılarından olan Zemmour, o dönemde de aşırı sağcı ve ırkçı söylemleriyle tanınıyordu.
Fransa’da tüm sorunların kaynağının Müslümanlar, Araplar, siyahîler ve göçmenler olduğunu savunuyor. Bu söylemleri nedeniyle Le Figaro’daki işine son verilmiş ve cezalar almıştı. Irkçı söyleminden hiç geri adım atmadı. Seçildiğinde Fransa’da Muhammet adını yasaklayacağını ve yabancıların asimile olması gerektiğini savunuyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerle iş birliği yapan General Petain’e güzellemeler yapıyor. 1841'de Fransa'nın Cezayir'de Müslümanlara ve Yahudilere yaptığı katliamı savunan Zemmour, "Fransız olmak budur, ben bugün katliamı yapan General Bugeaud'nun yanındayım." diyor.
Fransa’da ve genel olarak Batı’da yoksulluk ve işsizlik korkunç boyutlarda. O uygarlığın merkezi olarak bilinen Batı’da kültürel çürümüşlüğün yanında sistem olarak partileriyle, seçim sistemleriyle siyasal yapılanmalarının da çöktüğünü görüyoruz.
Sistem kendisini mafyatik yöntemlerle medya ve anket kuruluşlarını manipüle ederek istenen aday ve partiyi yükseltiyor, karşıt olanları saf dışı bırakıyor.
Bu gelişmeler karşısında halk suskun mu? Değil elbette! En son Sarı Yeleklileri gördük. Sistemi salladı. Ama örgütsüzdü. İktidar acımasızca şiddet kullanarak hareketi ezmeye çalıştı.
Halk, seçimlerde de sistemin sağlı sollu ana partilerini cezalandırdı. Bu partiler dibe vurdular. Sistem karşıtı politikalarıyla Marine Le Pen büyük bir rüzgâr estirmişti ama sistem kendini Macron projesiyle korumaya çalıştı. Marine Le Pen ne kadar küreselleşme karşıtı ve ulusal çıkarları savunan bir çizgide olsa da yabancı düşmanı söylemleriyle lekeliydi.
Toplumda devrimci çözümler getiren bir örgütlenme olmadığı, olamadığı için meydan aşırı sağ uçtaki partilere kalıyor.
Marine Le Pen ile Eric Zemmour ’un toplam oyu yüzde 34. Zemmour Le Pen ile aynı seçmen kitlesinden destek alıyor.
Macron’u bu seçimlerde zorlayacak tek aday Marine Le Pen. Zemmour’un adaylığı Macron’a seçim kazandıracaktır. Le Pen ve Zemmour’un taraftarları iki adayın anlaşarak Macron’a karşı seçime tek adayla gidilmesinden yana. Daha adaylığını bile açıklamayan Zemmour’un nasıl bir tutum alacağı merak konusu. Adaylıkta direnirse Zemmour’un da Macron’un kazanması için piyasaya sürülmüş bir proje aday olduğu düşüncesini gündeme getirecek.
Batı’nın tüm çürüyen değerleri gibi “burjuva demokratik sisteminin sonuna mı geldik?” sorusu da önümüzdeki dönem çok konuşulacak konulardan biri olacak gibi görünüyor.