Rasmussen giderayak kulaklara İkinci Soğuk Savaş hazırlıklarını fısıldıyor!

Soner Polat

Soner Polat

Köşe Yazısı

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, görev süresini 1 Ekim 2014’te tamamlayarak, yeni seçilen Norveçli Jens Stoltenberg’e devredecek. Rasmussen’in Euronews’le yaptığı röportaj, geleceğe yönelik oldukça önemli ipuçları veriyor. Bu mülakattan kesitler sunalım:

Euronews : Avrupa’daki güvenlik ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rasmussen: Rusya’nın Ukrayna’daki yasa dışı askeri faaliyetleri bizim için kalk borusu niteliğindedir. Güvenliğin kendiliğinden sağlanmadığını bize hatırlattı. Yeni duruma uyum göstermeliyiz.

Euronews : Rusya’nın Doğu Ukrayna’daki faaliyetleri ve orada bulunan silahlar için ne diyorsunuz?

Rasmussen: Rusya’nın orada istikrarı bozduğuna dair hiçbir şüphe yok! Silah, cephane ve savaşçıların o bölgeye girmesine izin veriyorlar. Ruslara, ayrılıkçı gruplara destek vermemeleri ve sınırdaki birliklerini geri çekmeleri için çağrı yapıyoruz. Son dönemde sınırdaki birliklerini takviye ettiklerini biliyoruz.

Euronews : NATO, Rus sınırları civarında varlığını artırıyor mu?

Rasmussen: Baltık Cumhuriyetleri üzerindeki hava devriyelerimizi artırdık. Baltık ve Karadeniz’de askeri gemiler görevlendirdik. Polonya ve Baltık Cumhuriyetlerinde icra edilen tatbikat sayısını artırdık. Karada, denizde ve havada daha fazla NATO gücü var.

Euronews :

Rusya’yı bir ortak mı, yoksa bir rakip olarak mı görüyorsunuz?

Rasmussen:Rusya ile yapıcı ilişkiler tesis etmek için 20 yıl harcadık. Fakat Rusya bir ortak gibi davranmıyor.Ayrıca, askeri talimatlarına göre NATO’yu bir rakip (adversary) olarak görüyorlar.Doğal olarak biz de buna göre hareket etmeliyiz.

Euronews : Rusya’nın Ukrayna karşısındaki askeri taktiklerinden ne gibi dersler çıkarılabilir?

Rasmussen: Rus kuvvetlerinin çok hızlı hareket ettiğini gördük. 2008’deki Gürcistan’a saldıran kuvvetlerden daha modern birlikler vardı. Bu nedenle, savunma harcamalarımızı artırmalı ve ordularımızı modernize etmeliyiz. Rusya son beş yılda savunma masraflarını yüzde 50 artırırken, biz ortalama olarak yüzde 20 düşürdük. Artık kesintileri durdurmanın ve tedrici olarak savunma bütçelerini artırmanın zamanı geldi.

Euronews : Irak ve Suriye’nin bazı bölümlerini ele geçiren isyancı Sünni gruplardan nasıl bir tehdit bekliyorsunuz? Bu konuda NATO ne yapabilir?

Rasmussen: NATO müttefiklerini korumaya odaklanmış durumda. Bu çerçevede, Suriye füze tehdidi nedeniyle Türkiye’ye PATRIOT bataryaları konuşlandırdık! Ama genel olarak oradaki durum derin endişe yaratıyor. Irak’ın bazı NATO ülkelerinden yardım talep ettiği biliniyor.

Bu mülakatın ruhundan Batı’nın İkinci Soğuk Savaş için hazırlık yaptığı ve ilk aşamada kamuoyu oluşturmak ve daha sonra çok sayıda ülkeyi bu yöne çekmeyi plânladığını görebiliriz. Rusya’ya yönelik enerji savaşı ve mali savaş zaten başlatılmıştı. Şimdi ise bu iki savaş şiddetlendirilmeye ve buna koşut olarak stratejik mücadelenin alt yapısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Ayrıca, IŞİD’e karşı NATO’nun hiçbir şey yapmayacağı diplomatik bir dille ifade edilmiş. Her zaman olduğu gibi, İsrail ve ABD için Türkiye’de yapılan faaliyetler, sanki Türkiye’nin yararına imiş gibi sunuluyor.

Bu mülakatın üstüne İngiltere Başbakanı David Cameron’ın NATO liderler zirvesi öncesinde, üye ülkelerin liderlerine gönderdiği mektubun teması da Soğuk Savaş jargonuna uygun: “NATO, Rus tehdidi ile savaşmak için Doğu Avrupa’ya silah konuşlandırmalı! (NATO must deploy weapons in Eastern Europe to combat Russian threat!)

Diğer taraftan, Time dergisine (vol.184, no 5/2014- sayfa,23) demeç veren Obama yönetiminden üst düzey bir yetkilini söyledikleri de oldukça ilginç ve dikkat çekici: “Biz (ABD) tek başımıza Rusya karşısında istenilen etkiyi yaratamayız! Avrupa’daki müttefiklerimizle Rusya’yı tecrit etmek üzere ortak çalışma yapmalıyız.”

Zaten Ukrayna krizinden bu yana ABD, AB ülkelerini yanına çekmek, enerji savaşı ve mali savaşın bir parçası yapmak için elinden geleni yapıyordu. Şimdi sıra askeri ve stratejik boyutta önlem almaya ve NATO müttefiklerini bu yönde ikna etmeye geldi. Askeri harcamaların artırılması ve Rusya’nın yakın çevresindeki askeri birlik ve faaliyetlerin yoğunluk kazanması yönündeki çabalar, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yılları hatırlatıyor.

Ancak bu kez ABD, o dönemdeki gibi gönüllü ve kendini adayan hazır müttefikler bulmakta zorlanıyor. Çünkü hem koşullar değişti hem de ABD eski dönemlerdeki gücünde değil. Avrupa’daki her ülkenin Rusya ile özel ilişkileri var. Hiçbir ülke, çok önemli bir gelişme olmadıkça, konumunu radikal olarak değiştirmek istemiyor.

Ama tüm bu gerçeklere karşın, geçen dönemdeki gibi hızla olmasa da dünya yavaş yavaş İkinci Soğuk Savaş’a doğru sürükleniyor.

Gerileyen Batı, Üçüncü Dünya Savaşı çıkaramaz! Hiçbir koşulda Batı’da doğrudan müdahale seçeneği tartışılmıyor. Batı, elindeki tek koz olarak gördüğü İkinci Soğuk Savaş dönemini başlatmak ve böylece rakiplerini yıpratıp, bu zamanı kendi yaralarını sarmak için kullanmak istiyor.

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

# Rasmussen # giderayak # ikinci # soğuk # savaş