ABD'li elçinin sürpriz ziyaretleri artıyor

Deniz Adalı

Deniz Adalı

Köşe Yazısı

AKŞENER GÖRÜŞMESİNDE NE MESAJ VERİLDİ?

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi David Saterfield 15 Nisan'da İyi Parti Genel Merkezi'ni ziyaret etti. ABD'li büyükelçi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile 1,5 saat basına kapalı olarak görüştü. Basına tek bir kare görüşme fotoğrafı geçildi. Fotoğrafın analizini birazdan paylaşacağız ama bu görüşme nasıl yorumlanmalı önce ona bakalım. Bunun için de son dönemde ABD Türkiye ilişkilerine bakmakta yarar var. Malum; ABD ile Türkiye arasındaki saflaşma 2014 sonrasında başlıyor. Adı konulmayan savaşta karşılıklı birçok hamle yapıldı ve bu hamleler devam ediyor. 2014 sonrası FETÖ'ye başlatılan operasyonlar, ABD'nin FETÖ üzerinden yaptığı darbe girişimi, Suriye'de ABD'nin kara gücüne yapılan harekatlar, S-400 gerilimi, Rand raporu, Kafkaslar, Doğu Akdeniz, emeklilerin bildirisi , ABD'nin Karadeniz'i karıştırma planında Türkiye ile Rusya'yı üslerle kuşatması ve son olarak da ABD'nin Türkiye karşıtı soykırım yalanı. Şimdilik savaşın eşiğinden dönülen Karadeniz'de tansiyonun bir süre düşmeyeceği görülüyor. Bu konuların hepsini anlatmak bu yazıda pek mümkün görünmüyor, bu bildiğin kitap olur. Onun için biz 2019 sonrasına odaklanacağız.

BIDEN İTTİFAKI RAND RAPORUNDA

2019 Şubat ayında ABD derin devletinin hazırladığı RAND Corparation raporunda Türkiye'de hükümet karşısına CHP, HDP ve İyi Parti konuldu. Bu oluşumun desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Bu raporun yürürlükte olmadığını söyleyecek safdiller varsa yazıyı okumayı bırakabilir. Kaldı ki bu rapora ABD başkanı olan Biden'ın adaylık sürecinde Türkiye ile ilgili sözleri de eklenmeli. Ne diyor Biden; "hükümeti darbe ile değil seçim yoluyla devirmek için muhalefete açık destek vermeliyiz". Niye darbe demiyor? Çünkü 2016 yılında FETÖ üzerinden yaptığı darbe girişiminde ezildi. Darbe yapacak bir gücü kalmadı. ABD'nin rapora yazdığı Millet İttifakı'na Ak Parti'den kopan Atlantik yanlısı Babacan ve Davutoğlu'nun DEVA ile Gelecek Partisi'nin de katıldığını hatırlatarak devam edelim yazıya.

ABD SİYASİ CEPHEYİ OLUŞTURDU

Hükümetin karşısına tam teşekküllü olmasa da bir ittifak oturtan ABD, dış politikada tavizler koparmayı amaçladı. Doğu Akdeniz , S-400 ve hatta kuşak yolu engelleyecek sözde Doğu Türkistan kışkırtması bunların en bariz örnekleri. Millet ittifakı ve henüz açıklanmayan uzantıları ABD'nin işine yarayacak bu tavizleri sürekli dillendirse de Türkiye'nin milli cephesi bu konuda geri adım atmadı. Karşılıklı hamleler sürüyor. Bu süreçte iç cephe kritik. Hükümetin içinden bazı dar grupların bilerek ya da bilmeyerek kaşıdığı "Laiklik" ve "Cumhuriyet" hassasiyetleri üzerinden gerilim tezgahlanıyor.

KRİZ YARATMAK ABD'YE HİZMET EDİYOR

Son dönemdeki tartışmaları hatırlayalım. Emekliler bildirisi ve olmayan Montrö tartışması'nın arkasında CFR izlerini gördük. Bildiriyi hazırladığı belirtilen Ergun Mengi'nin GİF üyesi ve hatta İyi Parti yöneticisi olmasına da şaşırmadık. Bu konuda İyi Parti hala sessizliğini koruyor. ABD'nin destek vereceğini açıkladığı ve bu konuda hiçbir itirazın da gelmediği Millet İttifakı ve henüz açıklanmayan uzantıları son günlerde 128 milyar dolar tartışması başlattı. Serbest piyasa tahakkümlerine büyük bir direniş gösteremeyen hükümetin sorunun sistemden kaynaklandığını tam açıklayamaması da tartışmayı uzattı. Bazen hükümetin içinden gibi görünen birilerinin başlattığı ve blok halindeki muhalefetin her zaman manivela olarak kullandığı bu tartışmalar krizlerin devam etmesini sağladı. Bu krizlerden beslenen de her zaman ABD oldu. Süreç iyi takip edildiğinde her krizin ardından CHP,İyi Parti, Babacan, Davutoğlu ve Saadet Partisi seçimi gündeme getirdiği görülecektir. Hatta artık erken seçimin tarihi de açıklanmaya başladı. Erken seçim talebini ekonomik darboğaz ve salgın cenderesindeki hükümete ABD tehdidi olarak yorumlamak gerekiyor. Ve tabii sürekli gündemde tutulan seçim söylemlerine Biden'ın "seçimlerde Erdoğan'ın karşısındaki muhalefeti desteklemeliyiz" açıklamasını da eklemek gerekiyor. Yani muhalefet seçimler olduğunda ABD'nin kendisine destek vereceğini biliyor.

ABD'Lİ ELÇİNİN SÜRPRİZ GÖRÜŞMELERİ

24 Nisan'daki soykırım suçlamasından önce 4 Nisan tarihi, ABD-Türkiye cephelenmesinde oldukça kritik bir gün olarak tarihe geçti. 4 Nisan'da ABD, S-400 aldığı için CAATSA yaptırımlarını yürürlüğe koydu. Ve o gün, Türkiye'nin gündeminde emekli amirallerin bildirisi konuşuluyordu. Hani şu ABD derin devleti diye bilinen CFR'ye bağlı GİF üyesi ve İyi Parti yöneticisi Ergun Mengi'nin hazırladığı ortaya çıkan bildiri. Tuhaf mı? Değil! Peki, 2 gün sonra ABD Büyükelçisi David Satterfield kimi ziyaret etti? Daha önce Türkiye'ye S-400 ve ilaç üzerinden tehditler savuran ABD'li elçi, Gelecek Partisi Genel Başkanı, eski Başbakan ve nam-ı diğer "ABD'nin Ankara'daki adamı" Ahmet Davutoğlu ile görüştü.

DAVUTOĞLU: VERİMLİ BİR SOHBET GERÇEKLEŞTİRDİK

Bu samimi karşılama ile birkaç kare fotoğrafın paylaşıldığı görüşme ile ilgili Davutoğlu, "Kendisiyle, küresel ve bölgesel gelişmeler yanında Türkiye-ABD ilişkileri üzerine verimli bir sohbet gerçekleştirdik." ABD'nin Türkiye'ye yaptırım uygulamaya başlamasından 2 gün sonra Davutoğlu elçi ile nasıl "verimli sohbet " nasıl gerçekleştiriyor? Verimli sohbet böyle olmuş olabilir mi? "Yaptırımlar iyi oldu, bir de şu seçimi yaptırsak daha da iyi olacak. Yeni açılım ve ittifak için durum kritik. HDP'ye kapatma davasını iptal ettirmek için bastıracağız? Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya ile Türkiye'nin arasını açmak için hep birlikte mücadele ediyoruz. Şu Esad'ı da gönderirsek, çok verimli olacak"

AKŞENER -SATTERFİELD GÖRÜŞMESİ FOTOĞRAFI

Gelelim Akşener ve Satterfield görüşmesine. Tarih 15 Nisan 2021. Yer: İyi Parti Genel Merkezi. Satterfield'in Davutoğlu ziyaretinden sonraki görüşmesi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile oldu. Basına kapalı yapılan görüşmede Akşener'e Genel başkan yardımcısı Erozan da eşlik etti. Görüşme ile ilgili basına tek bir fotoğraf servis edildi. ABD'li elçi ile masada karşılıklı verilen bu poz ilginç geldi. Dikkatli gözle fotoğrafı inceledim. Samimi olduğu gözlenen görüşme ortamında masanın üzerindekiler dikkatimi çekti. Fotoğraflardan siyasi mesajlar vermeyi ABD'nin iyi yaptığı söylenir. İlk gözüme çarpan da ABD'li elçinin sağ elinin iki parmağının zafer işareti şeklinde olmasıydı. Üstelik Satterfield fotoğrafın o açıdan çekildiğini de biliyordu. Belli ki zafer işaretinin görülmesini istemişti. O sırada Akşener'in yüzünde maske olmasına rağmen tebessüm ettiği görülüyor. Zafer işaretini Akşener'in de farkettiğini ve bu yüzden tebessüm ettiği pekala düşünülebilir. Diğer dikkat çeken ayrıntı ise ABD'li heyete verilen İyi Parti amblemli ajanda. Siyah kaplı ajandanın üzerinde kalemlerin takıldığı bir bölüm var. ABD'li heyetin kalemleri yerinde dururken İyi Parti'li heyetin kalemleri yerinde değil. Akşener'in kalemi de elinde. Fotoğraf çekileceği için not almayı bırakıp ajandayı kapatmış ve kalemi elinden bırakmaya hazırlanıyor gibi bir görüntü veriyor. Bu görüntü ABD'nin söylediklerini Akşener'in not ettiğini akıllara getiriyor. Akşener'in ajandası da ters çevrilmiş. Fotoğrafın görüşme bitiminde çekildiği de büyük çoğunluğu içilmiş su şişelerinden anlaşılıyor. ABD'nin samimi görüşmede Akşener'e ne söylediği ya da nelerin not edildiği meçhul. Bu konuda İyi Parti'nin görüşme sonrası söyledikleri ya da söylemediklerine bakmak yeterli olacaktır.

ABD'Lİ ELÇİ KİMİ ZİYARET EDECEK?

Soykırım yalanı ile artan ABD-Türkiye geriliminde Atlantik'in hem içerde hem de dışarıda tam kuşatma planladığı açık. Hükümet gerilime yanıt vermek için Haziran ayında NATO'daki görüşmeyi beklese de Millet İttifakı ve uzantılarının ekonomideki zor durum üzerinden baskıyı artacağı görünüyor. Seçim taleplerinin artacağını söylemek için de kahin olmaya gerek yok. Cumhur ittifakının, şimdilik savunmada olduğu kuşatmaya karşı cepheyi genişletme hamlesine başlamamasının ABD ve desteklediği ittifakına moral verdiği kesin. Bu moral ile ABD'li elçinin yeni görüşmeleri de gelecektir. Aldığım duyumlara göre sıradaki ziyaret Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a olacak. Takipteyiz...

# makale # yazı # deniz adalı