Gönüldaş ailesi ya da yurtseverliğin diğer ismi!

Soner Polat

Soner Polat

Köşe Yazısı

Talat Paşa Komitesi’nin (TPK), ön yargılı her kesimi gerçeklerle yüzleşmeye davet eden Atina çıkarması ülke içinde ve ülke dışında geniş yankı yarattı. Yüksek tirajlı gazeteler bile artan ilgi nedeniyle konuyu sayfalarına taşıdı. Hürriyet gazetesi iç sayfasında, engellemelere rağmen Yunus Soner’in Atina’nın kalbinde Yunanca ve İngilizce basın açıklaması yaptığını okuyucuları ile paylaştı. Haberin satır aralarına sıkışan bir aile daha vardı. Sessiz sedasız Atina yollarına düşen iki kişi, Bay ve Bayan Gönüldaş’lar, Atina emniyetine götürülerek uzun süre sorguya çekilmişti. Gönüldaş’lar gittikleri gibi sessizce ülkeye döndüler. Ve yine sessizce, ülkenin neresinde yara varsa oraya merhem olmaya koşuyorlar.

Hasdal ve Silivri cezaevlerinde vatan nöbeti tutarken, açık ve kapalı görüş günlerinde beni ziyarete gelen eşim, her defasında bu ailenin ülkedeki tüm haksızlıklara karşınasıl olağanüstü bir mücadele verdiğini, bazen gözleri yaşararak anlatırdı. Yakından takip ettikçe, bu ailenin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisine, emsalsiz yaratıcılığına, ölümsüz bir aşka dönüşen vatanseverliğine yakından tanık oldum.

Ankara’daki sessiz çığlık eylemlerini doruğa çıkaran onlar!

Yargıtay’ın önünde temyiz duruşmasında sesimizi duyurmak isteyen onlar!

Anayasa Mahkemesi’nin önünde soğuk ve uykusuz geceler geçiren onlar!

Genelkurmay’ın önünde hak ve hukukumuzu savunan onlar!

Özel görevli mahkemelerde yargılanan tüm yurtseverlere nur yüzleri ile gülücükler saçan onlar!

Türkiye’yi, Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü hedef alan girişimlere karşı çıkmak için ülkedeki duyarlı kuruluşların yaptığı bütün eylemlere bütün güçleri ile destek veren onlar!

Malatya’da Zirve yayınevi davasında haksızlığa uğrayan yurtseverler için çırpınan onlar!

Her yerde, her şeyde, her zaman vatan için en öne fırlayan onlar!

Ama onları kimse tanımıyor; çünkü alçak gönüllü, öne çıkmayı sevmeyen, başkalarının önünü açan, yaptıklarını söylemekten utanan, yüce ve asil ruhlu, sadece bu topraklara aidiyet duygusu olan, mucizeler yaratan inanılmaz bir aile.

Hürriyet’te haberi okur okumaz, bu aileye bir e-posta mesajı gönderdim. Kısaca şunu söyledim: “Sizlerle bir kez daha gurur duydum. Yurtseverliğiniz, cesaretiniz ve fedakârlığınız karşısında saygı ile eğiliyorum!” Yine e-posta ile şöyle bir cevap aldım: “Aslında pek bir şey yapmadık! Keşke daha fazlası elimizden gelebilseydi! Siz de yerimizde olsanız, eminim aynı şeyi yapardınız. Biz de sizinle gurur duyuyoruz.”

Atina’daki olayı öğrenen ve analiz eden Emekli Büyükelçi Çavlan Süerdem bir mesaj yayınlamış. Bu mesajda yer alanGönüldaş ailesi ile ilgili kısmı, izninizle sizinle paylaşmak istiyorum:

“Bu Emekli Deniz Kurmay Albayımız ve Eşi ile iftihar ettim. Sağ olsunlar, var olsunlar! Türkiye Cumhuriyeti Bahriyesinin ve Türk Deniz Kuvvetlerinin her koşul altında vazgeçmediği ulusalcı karakterini bir kez daha kanıtlamış oldular… Ne acıdır ki, bu olay ne Türk medyasında ne de KKTC medyasında gerekli İlgiyi görmedi. Yazıklar olsun!”

Herkes Atina’ya sirtakiler eşliğinde tabak kırmaya giderken, bu ülkeye hapis yatmayı da göze alarak vatan için çıkarma yapanlar, Emekli Deniz Kurmay Albay Ali İhsan Gönüldaş ile zarif eşi Ümit Hanımefendi. Ne gittiklerini kimse biliyor ne de döndüklerini! Döner dönmez, bu konu sanki hiç yaşanmamış gibi değişik konularda yağmur gibi e-postalarını göndermeye devam ediyorlar. Sessiz çığlık eylemini, İzmir’deki sözde casusluk davasını ve daha birçok şeyi duyuruyorlar!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda gelecekte de güven içinde yaşayacaksa, bu ancak,Ali İhsan Albay ve Ümit Hanım gibi bu toprakların yetiştirdiği nadide değerlerin çabaları ile olacaktır. Onlar bu ülkenin özlemlerinin, acılarının, kavgalarının, fedakârlıklarının, cesaretinin, faziletinin temsilcileri. Sade, çıkarsız, özgün, taze ve tertemiz…

İçimizde her kesimden ve her meslek grubundan çok sayıda Ali İhsan Albay ve Ümit Hanım olduğunu biliyorum. Bu da geleceğe dair olan umutlarımı sürekli olarak canlı tutuyor. Biliyorum, görüyorum, hissediyorum: “Cumhuriyet kazanacak!”

Muhterem Ümit Hanımefendi, Sevgili Ali İhsan Albayım: “Biliyorum, böyle bir şeyi asla istemezdiniz; bu yazı nedeniyle bana kırılacaksınız ama bu satırları kaleme almayı bir görev addettim!”

Hem bir Türk vatandaşı hem de bir Bahriyeli olarak sizlerle gurur duyuyorum… Yolunuz ve bahtınız açık olsun!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

# da # YA # ismi # diğer # Ailesi # Gönüldaş