"Devletin bütün gücünü kucaklayıp seferber edecek hükümete ihtiyaç var" | Çıkış Yolu - Doğu Perinçek - Kadir Canpolat

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Dr. Doğu Perinçek ve Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat , Ulusal Kanal'da Türkiye'nin gündemini değerlendirdi.

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Dr. Doğu Perinçek ve Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat , Ulusal Kanal'da Türkiye'nin gündemini değerlendirdi.

Perinçek, 2002'de yapılan Millenium Challenge tatbikatını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

- Şimdi bu 24 Temmuz 2002 yılında Milenyum Challenge 2002 tatbikatı Amerika'nın Nevada çöllerinde yapıldı. Bu Amerika'nın tarihinin en büyük tatbikatı askeri tatbikatı. Bir kere bu NATO tatbikatı değil. Amerika. Çünkü son günlerde bazı böyle yayınlar da ortaya çıkacak. Bu NATO hayır NATO tatbikatı değil. Bu Amerikan silahlı kuvvetlerinin bir tatbikatı. Yirmi dört Temmuz günü başlıyor. Yirmi iki gün, yirmi dört Temmuz biliyorsunuz bizim Lozan Antlaşmasının imzalandığı gün. O güne denk düşürülüyor. Sonra yirmi iki gün sürüyor. O zaman Sayın Suphi Karaman abimiz dedi ki bak dedi Sakarya Savaşı da yirmi iki gün sürdü. Bu bunun intikamı o mesela öyle bir yorum yapmıştı. tatbikatın senaryosu ben İngilizcesi var. Lale Akalın o zaman rica ettik. Arkadaşımız önemli bir kısmını çevirdi. Ondan sonra ben de okudum. Hemen basın toplantısı yaptık biz. Hatta 25 Temmuz değil de tatbikatın başladığı gün yaptığımızı hatırlıyorum müddetçe. Fark etmez. Ben 24 Temmuz'da bir basın toplantısı yaptık.
- Ben o zaman Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, Başbakan Ecevit'e ondan sonra Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'e Genelkurmay Başkanımıza, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığımıza bütün bu tatbikatla ilgili bilgileri ve bütün senaryosunu 700 küsur sayfa ama bunu 80-90 sayfalık kısmı önemli. Geri kalanı askeri teknik bilgiler. Bunu o zaman yolladım. Ve bana Genelkurmay'dan ve Kuvvet Komutanlıklarından birer teşekkür mesajı geldi. Onun dışında hiç kimse tınmadı. O zaman işte bir takım Amerikancı çevreler, “Ya burada hedef Türkiye değil. Burada hedef İran” dediler. Halbuki senaryo şöyle. Bir ada var. Bu adada birden fazla devlet var. Ondan silahlı kuvvetleri bir darbe yapıyor. Ve adanın tamamını ele geçirmeye kalkıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri demiyor da işte hedef ülkenin, silahlı kuvvetleri. Onun üzerine Amerika'nın donanması ve 6. Filosu, o adayı kuşatıyor. Bir savaş Ve bu savaşın sonunda da 96 saatte o hedef ülke işgal ediliyor. 

"HEDEFTE İLK ÖNCE TÜRKİYE VAR"

Perinçek, ABD'nin Girit'ten Dedeağaç'a kadar silah yığdığını, hedefinin Türkiye olduğunu belirtti. Perinçek şu ifadeleri kullandı:

- Hedefte ilk önce Türkiye var, ABD Dedeağaç'tan Girit'in kuzeyine kadar Türkiye'ye karşı yığınak yapıyor

"ABD'NİN PLANINDA TÜRKİYE'Yİ TASFİYE ETMEK VAR"

Perinçek, ABD'nin küresel planının Türkiye'yi yok etmek olduğunu vurguladı. Perinçek şunları söyledi:

- Bakın cephe burada milli devlet meclisiyle oluşuyor. Bu milli devlet taraftarları var. Bir de Türkiye Devleti'ni dağıtmak isteyenler var. Yani cephe bu kadar somut olarak açık. Ve karşı tarafın bir nolu propagandası da Türk devleti yok. Devlet yok. Ordu yok. Asker yok. Polis yok. Yani bu Amerika Birleşik Devletleri'nin bin dokuz yüz doksan sonrasında küreselleşme programının özüne bizim gibi gelişen ülkelerin devletlerini yok etti. Yani tasfiye etmek. Yani o devletin birlikleri olmayacak, sınırları olmayacak. O devletin tarımı desteklemeyecek. O devletin kamu iktisadi teşekkülleri olmayacak. Milli ekonomisi olmayacak. Türk lirası olmayacak. Olacak, avro olacak. Değil mi? Yani tamamen milli de hedef alan dünyada bir Amerikan devleti olacak. Bir de onunla beraber diyelim işte Almanya, Fransa bu devletler olacak. Geri kalanları komplolara ben prensiplere dönüştürecek orduları, jandarma, polise dönüştürülecek. Ondan sonra boyun eğecek. Bu küreselleşme denen şey buydu. Bu tutmadı tabii. Bunun olması mümkün değil. Tersine Amerika yeniliyor ama ideolojik olarak bu şey hedef ne? Türk devleti. Devlete güveni yıkmak. Devletsiz bırakmak bizi. onun için 1990 Amerika'nın stratejik hedefleriyle bağlantılı. Bir de Türkiye'de sivil toplumculuk üretildi bu arada. Yani işte devlet kötüdür, şeytanlar vardır. Devletten yalnız zulüm zorbalık gelir. İşte bütün iyiliklerin, meleklerdir. Sivil toplumdan uçar havaya şeklinde bir sivil toplumculuk. Bakın bu olayda da birden bire sivil toplumculuk çıktı. Yok bilmem ne AHBAP yok. Babala neydi? Bunlar kurtaracak Türkiye'yi. Ya Türk Devleti kurtaramayacak. Türk ordusu kurtaramayacak. Türk polisi kurtaramayacak. Bir takım sivil toplum örgütleri kurtaracak. Ya bunlar neyse. Ha bunlar ne Amerika Birleşik Devletleri'nin devlet yıkıcı faaliyetinde rol alan ve bilerek bilmeyerek rol alan unsurlar.

"DEVLETİN GÜCÜNÜ EN VERİMLİ ŞEKİLDE HAREKETE GEÇİRECEK HÜKÜMETE İHTİYACIMIZ VAR"

Perinçek, Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye'nin içinden geçtiği süreçten ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Perinçek şunları söyledi:

- Depremi Türkiye'nin yaşadığı süreçten ayırarak karşılayamayız. Türkiye zaten bir zor dönemden geçiyor. Ekonomi de zor dönem. Güvenlik de tehditler. Biraz evvel onları konuştuk. Şimdi bu depremden sonra zorluklar daha da büyüdü. Ve bu zorlukların üstesinden devletin ve milletin güçleriyle mümkün olan en geniş gücü seferber ederek gelebiliriz. Dolayısıyla çözüm bir kere siyasetten başlıyor. Yani iktidar Konumlarından başlıyor. Demek ki Türkiye'de etin en geniş kesimlerini devletin en gücünü, en verimli bir şekilde harekete geçirecek bir kucaklayıcı seferber edici hükümette ihtiyaç var. Evet bugün Cumhur İttifakı işte daha çok Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde AK Parti ve MHP'yi kucaklıyor. Ama geçenlerde Sayın Kadir Canpolat da onu çok önemli belirtti. O Cumhur İttifakı'nın bir adım önüne geçecek çözümler lazım. Ya daha geniş güçleri toparlayacak. Çünkü Türkiye'nin zorlukları büyüdü. O büyüyen zorlukları büyüyen güçle evet karşı koyabiliriz. Büyüyen güçlerle çözümler yaratabiliriz. Yani öyle hükümetimizin olması lazım ki o milli, yerli Türkiye'nin bütün milli güçlerini yönlendirecek, seferber edecek ve devleti en verim Bir şekilde harekete geçirecek bir hükümet. Çözümün başlangıcı o. Kabine değil hükümet tabii kabine değil hükümet. Yani bakın anayasada kabine diye bir kavram yok. Anayasada kabine diye bir kavram olmadığı halde bugün de kabine toplandı. şimdi ne oluyor? Bu hükümetin etkisini, otoritesini halk katında zayıflatıyor. Şimdi eskiden hükümet diyoruz değil mi? Hükümetin önünden geçiyorsun. Bak kabinin önünden geçilmez. Hükümet vardır. Binası vardır. Yani yerleşmiş şeyler var. Evet. Kabine nerede var? Plajda kabine var. Yoksa işte pilotun kabinesi var. Yani şimdi hükümet gibi yüzlerce yıllık hatta binlerce yıllık bir kavramı terk ediyoruz. Onun yerine kabine gibi daraltan, halk üzerinde otoritesi olmayan, tarihi dayanakları ve kökleri olmayan bir Amerika'dan kavram ithal ediyoruz. Mesela hem bugün güçlü bir hükümete ihtiyacımızı ve ama güçlü hükümet de ben güçlüyüm diyerek değil, hakikaten halka dayanacak ve devletin bütün güçlerini çok iyi bir şekilde planlı olarak harekete geçirecek, seferber edecek bir hükümet. Bu çok çok önemli. Tabii bu olduğu zaman programlar da gelir, stratejiler de kurulur ama bir kere en baştan demin söylediğim gibi Türkiye'nin bütün devlet güçlerinin ve millet güçlerini kucaklayıp seferber edecek, halk üzerinde güçlü otoritesi olan, disiplin sağlayabilecek bir hükümet formülü Türkiye'nin önündedir. Bu tabi mevcut Cumhur İttifakı'nı dışlayan değil onu büyüten onu bir adım öteye geçiren, genişleten bir hükümet olmalı.

"MÜTHİŞ BİR KARA PROPAGANDA VAR"

Perinçek, deprem sonrası müthiş bir kara propaganda olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

- Şimdi bakın müthiş bir kara habercilik, kara propaganda, bilgi bozma, bir yalan habercilik var. Ama bir de milletin moralini bozmaya yönelik ondan sonra Bir habercilik var. Ve adlarını da vereyim. Cumhuriyet gazetesi, Sözcü gazetesi. Bilmem Tele1 televizyonu. Ondan sonra bazı yayını Fox TV, Halk TV, KRT televizyonu. Mesela solcu geçinen ama solculukla ilgisi olmayan BirGün gibi işte yok evrensel gibi organlar. Ya bunlar bakıyoruz devlet enkazın altında kaldı. Ondan sonra işte ordu yetişmedi. Devamlı bir moral bozma, yıkıcı bir faaliyet içerisinde. Yani çünkü deminde Söylediğimiz gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin tamamen strateji ve programı dahilinde çalışıyorlar. O da nedir? Milli devleti çökertmek. Sen. Milli devletsiz kaldın mı? Sömürge olursun. Yani sömürgenin tarifi nedir? Devletsizliktir. Sonuç itibariyle kapitalizm de azami karı neyle elde eder? Karşında devlet olmayacak. Gümrük olmayacak. Ondan sonra kamu iktisadi teşekkülü olmayacak. Sınır mır bilmem ne olmayacak. Gelecek istediği gibi ekonomik çizmeleriyle seni ırgatlaştıracak, senin sermayen olmayacak. Sanayicin olmayacak. Hepimiz ırgatı olacağız. Amerikan enfezinin Avrupa ve diyelim Japon emperyalistinin. Program bu. Bu programa uyan bir şey var unsurlar var. Yani cephe demeyeyim onlara yani. Ondan sonra Biden tayfası diyelim tayfa. Bunlar var.

"ÇÖZÜM ORDU, ASKER, DEVLET İLE BİRLİKTE OLUR"

Perinçek, felaketler karşısında çözümün devlet güçleriyle birlikte olacağını vurguladı. Perinçek şunları söyledi:

- Depreme karşı felaket bu. Askerle olur, orduyla olur, devletle olur, Bayındırlık Bakanlığıyla olur. Bilmem İçişleri Bakanlığıyla olur. Ve Enerji Bakanlığıyla olur. Hükümetle devletle olur. Devleti yıpratarak, hükümeti yıpratarak bu koşullarda sen o enkazın altında kalan vatandaşa ihanet ediyorsun. Bu çok önemli. O bakımdan haberciliğin de silkelenmesi gereken bir durum ortaya çıktı. Bunu gördüğüm için o sizin bahsettiğiniz savaşta habercilik şimdi savaşıyorsun kardeşim. Habercisin. Sen sen bu savaşın hangi cephesindesin? Deprem cephesinde misin? Türkiye cephesinde. Bak Türkiye depremle savaşıyor. Burada depremin müttefiki olan haberciler çıktı. Depremle ittifak kurdular.
# çıkış yolu # Doğu Perinçek # Kadir Canpolat