Türkiye ile İran Aynı Kaderi Bir Kez Daha Paylaştı

Gürkan Demir

Gürkan Demir

Köşe Yazısı

8 Kasım’da Aydınlık gazetesinde Türkiye İran iş birliğini konu edinen bir haber hazırlamıştık. Gazetenin manşetinde yer alan haber “İki Ülke Ortak Cephe” başlığı taşıyordu. Haberde konu edinen ortak tehditlerin bir pratik bir örneğini maalesef Irak ve Suriye’de acı bir şekilde yaşadık.

ABD'ye Daha Güçlü Yanıt Verilmeli

Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için fedakârca mücadele yürüten kahraman Mehmetçiklerimize yönelik terör saldırı düzenlendi. Saldırılarda 12 askerimiz şehit oldu. Son yıllarda PKK’ya yurt içinde ve sınır ötesinde ağır darbeler indirildi. Terör örgütü saklandığı mağaralardan kafasını neredeyse çıkartamaz noktaya gelindi. Üst üste yapılan nokta operasyonlarla üst düzey sözde yöneticiler etkisiz hale getirildi. Esasında PKK’nın bir maşa olduğu herkesçe malum. O maşayı tutan kuvvetin de ABD olduğunu mıh gibi beynimize kazımamız gerekiyor. Binlerce TIR silah, askeri araç gereç ve hatta askeri eğitimler ABD tarafından verildiği gizli saklı bir gerçek değil. Türkiye ve dünyanın gözü önünde bu süreçler işletildi. Yetmedi, İHA’mızı vurdular. Irak’ın kuzeyinden başlayıp Türkiye’nin güneyinden geçip Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılan bir terör devleti oluşturulmak istenirken, Türkiye de bunu önlemek için 3 büyük askeri hareket yaptı. Ancak Türkiye’yi yöneten Ak Parti hükümeti terörün kaynağını tamamen kurutma, ABD’yi Suriye’den çıkartma, Suriye’de barış ve istikrarın yeniden sağlanması noktasında yaşadığı zafiyetlere devam ediyor.

Saldırının Başmimarı ABD

ABD’nin bölgemizdeki ikinci maşası İsrail… Hali hazırda Filistinlilere yönelik korkakça bir savaş yürüten Tel Aviv’in de PKK/PYD terör örgütüne verdiği destek biliniyor. Kaldı ki Türkiye’nin güney sınırlarında oluşturmak istenen terör devleti “ikinci İsrail” olarak da tanımlanıyor. Filistin’i işgal eden İsrail, Suriye’nin de Golan Yaylarının bir kısmını yine uluslararası hukuku ihlal ederek işgal etti. Amerika Birleşik Devletleri de bunu tanıdı. 7 Ekim sonrası koyduğu hedeflere bir türlü ulaşamayan, hatta ağır askeri kayıplar yaşayan İsrail, Kızıldeniz’de de Yemen ordusunun hamleleri sonrası ekonomik olarak iyice yıpranmış durumda. Irak ve Suriye’deki ABD üslerine yönelik artan saldırılar da Washington’u her geçen gün endişelendiriyor. ABD ve İsrail’e göre, sürecin başından beri yaşanan bu gelişmelerin baş sorumlusu İran… Ve en nihayetinde önce 12 Aralık’ta 2 İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanına, 25 Aralık Pazartesi günü de daha yüksek rütbeli İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Razi Musevi’ye yönelik terör eylemi yaptılar. Musevi, 3 füzeyle evine yapılan saldırıda maalesef hayatın kaybetti. Daha önce de ABD benzeri bir saldırı ile Irak’ta İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’yi hedef almıştı. Aslında Atlantik cephesi kuvvetlerinin her olayda İran’a yönelik suçlamalar yapması, Suriye’deki saldırıya sözde meşruiyet kazandırmak amacı taşıyordu.

Yakıcı Çözüm: Silahlı Kararlılık

Özetle bir yanda Irak’ın kuzeyinde 12 kahraman Mehmetçiğimiz şehit edildi, diğer yanda da İran ordusunun seçkin komutanlarından birisi terör saldırısıyla hedef alındı. Maşalar farklı olsa da her ikisini de tutan kuvvet ABD… Yazının başında dikkat çektiğimiz haberde Türkiye ile İran’a karşı ortak tehditler olduğunu belirtilmiş, bu tehditlerin savuşturulması için bu iki kuvvetin güçlü iş birliğinin kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştı. Bu son iki ayrı noktada yaşanan hadise de “İki Ülke, Ortak Cephe, Ortak Tehditler” gerçeğiyle bizleri yüzleştiriyor. Ocak ayının ilk haftası Türkiye’yi ziyaret etmesi beklenen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın misafiri olacak. Bu konuların orada etraflıca ele alınması ve iki ülkenin var olan iş birliklerini daha da güçlendirecekleri kararlar alması iki ülke halkının da ortak beklentisidir. Bu ziyaret aynı zamanda Türkiye ve İran içinde iki ülkeyi birbiriyle karşı karşıya getirmeye çalışan kuvvetlere karşı da güçlü bir yanıt olacaktır. Türkiye’de televizyonlarda İran’ın terör örgütü PKK’ya destek verdiğine dair konuşan yorumcuların asıl niyetinin ABD ve İsrail’i gizlemek olduğunu da vurgulamakta fayda var.

Ayrıca hem Gazze’deki pratik hem de Suriye ve Irak sahasındaki gelişmeler bize gösteriyor ki, ABD ile İsrail, bölge ülkelerine silahlı kararlılıktan başka çözüm fırsatı sunmuyor.

# abd # iran # türkiye