İstanbullu olmak var ya!

Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

4. Kuvvet

İstanbul gerçekten bir başka. Neler yazıldı neler üstüne... “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” diyor Orhan Veli. “Bu akşam bütün Meyhanelerini dolaştım İstanbul’un” şarkısını söylüyor Turhan Oğuzbaş, Avni Anıl’ın bestesiyle... “İstanbul Sokakları”nı anlatıyor

Kurtuluş Türkgüven, Hasan Gencer’in bestesiyle... Nice şiirler yazıldı, besteler yapıldı yedi tepesi için İstanbul’un...

Altın aramaya gelenler oldu taşında toprağında. Kazdılar, talan ettiler. Gene güzel, gene güzel İstanbul. İki anakaranın, iki iklimin bir tanesi.

Ya gidenler terkedenler, özleyenler... Eksildi güzellikleri. Gene güzel, gene güzel...

 “Ah şimdi İstanbul’da olmak vardı anasını satayım” diyesim var Melike Demirağ’a öykünerek.

… Yayılmışız dünyanın dört bir yanına

Ben ta Stockholm’da, Josef Viyana’da
Kimisi ta Kopenhag'da, kimisi Paris

… Bedenimiz or'da bur'da dolanır amma
Çok, hem de çok uzak yerde kalbimiz,

… AH! Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım
Eski dostlarla, eski dostlarla...

( https://www.youtube.com/watch?v=juxgNK4OZ4E )

Aydınlık’taki yazılarından ve sosyal medya paylaşımlarından tanıdığım Attila Hakan Ganimgil’in Facebook sayfasında şöyle bir paylaşım görmüştüm.

- Sanat Hayatı’nda Bu Hafta Fotoğraf Sanatçısı Claudia Corintio Konuk Oluyor. Claudia, hümanizmiyle sosyalist olmamı sağlayan, anneannemin yeğenidir.. Benim de can kızkardeşim. Bugün 16.30'da..

Sanat Hayatı programı benim de zevkle, beğeniyle izlediğim, konuk da olduğum bir program. Sevgili Zafer Bilgin ile Nevzat Yılmaz Ulusal Kanal için hazırlıyorlar. Ganimgil’in kızkardeşinin konuk olduğu programı da tabii ki, izleyeceğim. Ama şimdi daha da çok merak ettim.  Atilla Hakan ile Claudia Corintio isimlerine bakıyorum... Nasıl akraba, merak ediyorum.

28 Ocak 2023 Cumartesi günü Saat 16.30’da geçtim televizyonun başına. Çok hoş, ilginç bir program izledim.

Claudia Corintio, İstanbul büyümüş, sarışın bir kadın. İskandinavlara benziyor. Daha çok da Finlere... İstanbullu...  Ailesi de İstanbul gibi çok renkli. Hiçbir çift aynı etnik kökenden değil. Örneğin babası İtalyan, annesi Macar. Annesinin Babası Macar, annesi Bulgar... Annesinin büyükannesi İskoç... Mao’nun dediği gibi, “yüz çiçek” aynı ailede kocaman bir bahçe oluşturmuş. Çocukluğu değişik etnik kökenden insanların yoğun olduğu Cihangir’de geçmiş. Bakkal ile Fransızca, Manav ile Fransızca konuşuyormuş. “Üç ayrı kıtada, İngiltere, İtalya, Amerika, Uruguay gibi ülkelerde yaşadım, İstanbul bambaşka. İyi ki İstanbullu olmuşum” diyor. Türkçe, İtalyanca, Fransızca ve Rumca dillerinin kendisine İstanbullu olmanın hediyesi olduğunu söylüyor. Buna bir de İngilizce ve İspanyolcayı eklemiş. Altı dili konuşuyor şıkır şıkır akıcı.

Çok yönlü bir insan. Ailesinde ressamlar, heykel yontucuları, müzisyenler var. Kendisi psikoterapist ama fotoğraf sanatçısı olarak çalışmayı yeğliyor. Şiire, resme, müziğe meraklı, Piyano çalıyor. Ama kendisini fotoğrafla ifade etmeyi seviyor. On yıldır Uruguay’da oturuyor. Eşi de Uruguaylı bir heykel sanatçısı...

Zafer Bilgin Claudia’yla İstanbul’da buluşup, yalnız sanat hayatını değil; hayat sanatını da konuşuyor. Sanatın yaşamdaki yerini tartışıyorlar. İnsanların her zaman, her koşulda kendilerini anlatabilecekleri bir sanatla uğraşabilecekleri, sanatla uğraşarak mutlu olabilecekleri noktasında buluşuyorlar.

Mutlu, umutlu bir gelecek inancıyla sonlandırıyorlar programı. (Sanat Hayatı, 28 Ocak 2023:  https://www.youtube.com/watch?v=4kdECYQ8S5U )

Değerli fotoğraf sanatçımız Claudia Corintio’yu dinledikçe ünlü İsveçli Yazar Jan Myrdal ile eşi Gun Kessle’nin seyahatleri ve İstanbul anıları aklıma geldi. İsveçli çift İsveç’ten Hindistan’a 1957 – 1962 yılları arası, beş yıl süren bir turistik gezi yapmışlar. Hindistan’dan çıkarlarken sınırda polis pasaportun yapraklarını evirmiş çevirmiş, gülmüş ve, “You have been a tourist for a very long time now sir”, “Siz ne kadar uzun bir zamandır turistsiniz bayım” demiş. 

Myrdal, İstanbul’dan iki yazıyı 1958’de İsveç dergilerinde yayınlamış; 1987 yılında da tüm gezi anılarını “Bir Turistten Mektuplar (Brev Från en turist”) kitabında toplamıştı.

Bazı satırlar aklımdan çıkmadı. Sizin için kitabı aradım buldum. O satırları okuyorum:

- Orta yaşlı sarışın İsveçli kadın dudak bükerek şark hakkında, pislik hakkında, dar sokaklar hakkında konuşuyor. Yırtık paltolu, kirli şapkalı seyyar satıcı malını satmak için şarkı söyler gibi bağırmayı kesip kadına dönüyor ve kadınla Fransızca konuşuyor. Ya da Almanca. Ya da Rumca. Ya da Rusça. Ya da İtalyanca. Ya da tüm dillerde. Çünkü bunların hepsi İstanbul’a geldi. Sokakta oynayan çocukların hepsi değişik. Biri ipek sarısı saçlı ve mavi gözlü; diğeri siyah saçlı ve kara, çekik gözlü. Buradan tüm halklar geçti ve tüm ırklar birbiriyle karıştı

İşte İstanbul öyle renkli insanlarla dolu; program yapımcısı Karadeniz – Bafralı esmer Zafer Bilgin ile Cihangirli sarışın Claudia gibi...

Belki Claudia benim, Bafa kökenli Cihangirli siyahi akrabalarım Küçüktepe ailesini de tanır Büyük oğul İlhan, “Ayşecik”; küçüğü İhsan da, “Ömercik” filmlerinde oynamıştı... Her biri dağıldı bir yana. Yalnız İrfan’la haberleşiyoruz zaman zaman. O da artık Cihangir’de değil, Antalya’da yaşıyor. Şimdi bizden, Kazancı Yokuşu’nun orada kuzenlerim Okan ve Burçkaan oturuyor. Bir de Stockholm’de okumuş, yazar arkadaşım Yavuz Çekirge eski kitap ve antika dükkânı açtı Cihangir’de... Bu gidişle biz de hısım çıkabiliriz hani.

“Sanat Hayatı” Ulusal Kanal’da Cumartesi günleri 16.30’da yayınlanıyor. Bence bir de tekrarı konmalı.

Marc Aryan’ın İstanbul İstanbul  şarkısını dinliyorum gözlerim kapalı. Siz de dinleyin İstanbul’u Türkçe sözleriyle - Avec paroles français - With english lyrics.

İSTANBUL İSTANBUL: (https://www.youtube.com/watch?v=0bMl1Sir-Lk)

# istanbul