Son pişmanlık neye yarar?

Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

4. Kuvvet

Herkes bugünlerde Abdüllatif Şener’i konuşuyor.

Eski AKP bakanı CHP’den milletvekili yapılmıştı ya,
TV programında dalgasını geçti,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğluna oy vermediğini açıkladı.
1. Turda Sinan Oğan’a,

2. Turda geçersiz oy vermiş.

CHP’liler tutanağı incelemişler.

Geçersiz oy yok.

Eeee?
Ee’si, Şener oyunu galiba gene eski reisi Erdoğan’a verdi...

Tokatı yiyen CHP’liler şimdi feci kızıyorlar.
CHP’nin olası yeni Gn. Bşk adayı Özgür Özel özür diledi:
Hem Abdüllatif’i milletvekili yapmak için hakkını yedikleri gerçek CHP’i adaydan,
hem de oyları CHP’li yerine Eski AKP’liye giden CHP seçmeninden...

CHP Sözcüsü Faik Öztrak da basın toplantısında Abdüllatif Bey üzerine sorulan soruyu bir fıkrayla yanıtladı:

- Adamın biri gece gündüz birine küfredip duruyormuş. Küfrü yiyen adama söylemişler. Adam durmuş, düşünmüş sonra da demiş ki: Ya hu benim bu adama hiçbir iyiliğim dokunmadı ki, neden bana küfredip duruyor? Herkes bundan gereken kıssadan hisseyi çıkarsın.

!?.

Bir dostum da sosyal medyada bir fıkra paylaşmış. Şöyle:

Dervişin biri devesine binmiş, çölde gidiyormuş.
O sıcakta perişan, gariban bir bedeviye rastlamış.
Bedevi Allah rızası için bir yudum su dilenmiş.
Derviş su vermek için hemen deveden inmiş.
Bedevi birden fırlayıp deveye binmiş,
Hadi yallah, kaçarım Allah!
Derviş arkasından bağırmış:
“Tamam, deve de üstündeki mallarım da senin olsun!
Aman sakın kimseye bunu anlatma!”
Bedevi şaşırmış, durup sormuş:

“Ya hu, bu ıssız çölde soyulduğunu, aç, susuz, yaya kaldığını dert etmiyorsun da
dolandırıldığını mı dert ediyorsun?”

Derviş yanıtlamış:

“Evet. Çünkü bu haber duyulursa bu kuş uçmaz kervan geçmez yerde kimse kimseye yardım etmez, bir yudum su vermez”

Ve dostumuz kıssadan çıkardığı hisseyi de yazmış:

“Çöl yok, derviş yok, bedevi de yok ama Abdüllatif Şener gibiler hep olacaklar”

Doğru. Ama aslında zaten bile bile lades.

CHP’lilerin ilk dolandırılışı değil ki bu.

Her CHP’li ailenin CHP’ye gidecek oyunu topladılar, paketlediler,

kırmızı kurdelalı yaldızlı paketle HDP’ye sundular,
HDP’liler gizli buluşmaları, pazarlıkları, verilmiş sözleri hatırlatıp tehdit ettiler.

İyi Parti’ye milletvekilleri verip grup kurdurdular,

kraliçe masayı terkediverdi.

Ekmeleddin’i cumhurbaşkanı adayı yaptılar,
Oylar tıpış tıpış ekmek için Ekmeleddin’e gitti

Ekmeleddin MHP’den milletvekili oluverdi.
DEVA, Gelecek, Saadet ve DP bir milletvekili bile çıkaramayacakken

Bunlara CHP listelerinden otuz sekiz milletvekili kazandırdılar.
Şimdi onlar kendi aralarında birleşip grup kuracaklar,

Abdüllatif’i örnek alacaklar,
önümüzdeki yerel seçimlerde CHP’ye oy vermeyecekler...

Hadi ben de bir fıkra anlatayım:

Zengin bir adam dükkanının karşısındaki kıraathanede iri yarı, ensesi kalın bir adam görmüş.
Sadistlik mi diyelim muziplik mi neyse, yanında çalıştırdığı uyanık delikanlıya,

“şu karşıdaki adamın ensesine bir tokat atarsan sana beş yüz kağıt” demiş.

Delikanlı düşünmüş, ne güzel avanta para; arkadan usulca adama yaklaşıp enseye tokatı yapıştırmış. Adam fena sinirlenmiş geri dönmüş, “Ne oluyor ulan?!.” diye bağırmış.

Delikanlı çok çok özür dilemiş, "Sizi bir arkadaşıma benzettim, biz onunla böyle şakalaşırdık, kusura bakmayın" deyince tokatı yiyen adam "la havle vela" demiş, çekip gitmiş.

 Aradan iki hafta geçmiş gene o iri yarı adam karşıdaki kıraathaneye gelmiş oturmuş.  Zengin adam, delikanlıya dönmüş, “karşıdaki adamın ensesine bir tokat daha çak sana gene bir beş yüz TL”.  Delikanlı “tamam” demiş.  Gitmiş, şişman adamın ensesine bir tokat daha çakmış. 

Tokatı yiyen adam aynı delikanlıya gene feci kızmış, “bu defa niye vurdun ulan?” Delikanlı gayet üzgün bir tavırla, " Ayağım kaydı, bir yere tutunayım derken, elim sizin ensenize geldi, vurmuş gibi oldu. Çok çok özür dilerim" diye mazeretler sıralamış... Adam gene "fesuphanallah, sen sabır ihsan eyle ya rabbi" diyerek kıraathaneyi terketmiş...

 Aradan yine biraz zaman geçmiş ve aynı şey tekrarlanınca tokatı yiyen kalın enseli adam artık çıldırmış, "Ulan yine mi sen! Senin ananı avradını..." diyerek delikanlıyı yakalamış. Uyanık, delikanlı bakmış yalan dolanla kurtulamayacak, patronunu göstererek itiraf etmiş:

“Abicim, özür dilerim ama bak oradaki patronum her tokat için bana beş yüz TL veriyor. Onda bu para, bende bu fakirlik sende de bu ense varken sen daha çok tokat yersin”...

Ensesi kalın adam söylene söylene çekmiş gitmiş ve bir daha da o kıraathaneye adımını atmamış.

Başta Kılıçdaroğlu, Öztrak ve Özel olmak üzere herkes kıssadan hisseyi kendisi çıkarsın.

Tüm CHP’li dostlara Müslüm Baba’dan “SON PİŞMANLIK NEYE YARAR” şarkısını armağan ediyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=2q8lkGj6Qas

Günler sessiz

Mahzun sensiz

Günler her zaman telaşlı

Yanlış nerede aklım sende

Suçum neydi sormadın

Çektin gittin

Dinlemeden

Bana birşey söylemeden

Yıllar sonra dönsen de ne

Son pişmanlııııık

neye yarar

herşeyin

bedeli var

olmadı yaaaaaaar!

Son pişmanlııııık

neye yarar

herşeyin

sebebi var

buraya kadaaaar!

Firar eder aklım başından uçar gider.

Ziyan olmuş yıllara varsın olsun yeter.

# abdüllatif şener # abdullah gürgünz