PKK/HDP’nin vekili Figen Yüksekdağ ve ESP

Murat İnce

Murat İnce

Köşe Yazısı

Türkiye’de sosyalist solun en büyük değişimi yaşadığı yıllar olarak 1980 sonrası tarihlenebilir. 1980 öncesi maceracılığın, sekterizmin, bölünmelerin, iç sorunları şiddete başvurarak çözmenin yanlışlığı artık tartışılmaz. Çünkü o günlerin yanlış eylem çizgisinin solu nasıl yiyip bitirdiğini yaşayarak gördük. Özelliklede Amerikan emperyalizminin Yeni Dünya Düzeni projesinin hayata geçirilmesi sürecinde farklı sol fraksiyonlarda kullanıldı. Ama bunların içinde etnik bölücülüğün örgütü PKK sıranın başındaki yerini aldı.

Barzanici, Kürtçü haber sitesi Darkamazi’de 2 Kasım’da ilginç bir yazı imzasız yayınlandı. 29 Ocak 2010 yılında Figen Yüksekdağ başkanlığında kurulan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üzerine hazırlanan yazıda, “ESP’nin şaibeli ahlaksızlığı”na vurgu yapılarak Figen Yüksekdağ’ın geçmişine yönelik, “bilinmeyen bir isim” tespiti yapılıyor.

Yazıda pek çok konuya değiniliyor ama biz meselenin sadece Figen Yüksekdağ ile ilgili kısımlarına bakacağız. ESP’nin Diyarbakır lokaline “duvar yazısı” ile saldırı yapıldığı savıyla Barzanistancıları hedef alan ESP için ilgili yazıda şöyle söyleniyor:  “Aslında gerçeği söylemek gerekirse ESP tüm yorumları yapmaya değmeyecek kadar küçük bir yapıdır. Fakat derler ya “sinek küçüktür ama mide bulandırır”. ESP’nin bu ahlaksız kurgusu ve haberine cevap vermemizin nedeni sadece arkasındaki zihniyeti açığa çıkarmaktır.”

ESP’nin küçük bir parti olması PKK açısından çok önemli değil. Kullanılacak figür PKK/HDP için yeterli olmaktadır. Sahte TİP’in başındaki Erkan Baş’ında dişe dokunur bir kuvveti olmadığı halde vekil seçtirilmiştir. Vitrin süsü hasebiyle kullanarak kamuoyunu ikna etmede enstrüman olarak değerlendiren PKK’nın eline düşenler, yakalarını kolay kolay kurtaramazlar. Sıkıysa PKK/HDP’ye cephe alsınlar da görelim ne ile karşılaşacaklar!  Yazının sonuna doğru kısa bir ESP değerlendirmesi yapacağız.

Yazıda ilgimizi çeken bölüm ise şöyle, “ESP ve ilk başkanı Figen Yüksekdağ’ın bilinmeyen tarihi. ESP 2010’da kurulmuş bir parti.  Hakkında hiçbir doğru dürüst belge yok. Birdenbire yerden bitmiş gibi bitmiş bir parti.  Toplasanız 1500 civarında oyu var tüm Türkiye’de. Ama gelmiş Kürtlerin başına tünemiş. Tabi söylemeden geçemeyeceğiz ESP, Figen Yüksekdağ’ın da bir zamanlar başkanı olduğu parti.  Hatta kurucularından. Figen Yüksekdağ’da partisi gibi bilinmeyen bir isim. Hiç siyasette yer etmemiş, hiç kimse tek bir gün görmemiş, ismi cismi yokken birdenbire İmralı’dan HDP Eşbaşkanlığı için önerilmiş.  Gelmiş Kürtlerin başına konmuş. Van’dan birinci sırada vekil olmuş. Bir Türk hiç Kürt mücadelesi içinde yer almamış, hiçbir vasfı yok, tek kelime Kürtçe bilmez ama gelip Kürtlerin en büyük şehrinde vekil olmuştu. Hatta haddini aşmıştı. Yerden biter gibi bitip gelip Kürtlerin içine ağalık yapan, hatta haddini aşarak Kürtlere ayar veren ESP gibi yapılar şaibeli yapılardır.  ESP aslında MLKP’nin bir parçasıdır. Bunlar kendi arkadaşlarını bile cezaevinde canlı canlı yakanlardır. Bunlar Kürt toplumunu içten içe kemirip Kürt damarını kesmeye çalışan kemirgenlerdir.”

Yazının bütününe baktığımızda maddi hataların yoğunluğu dikkatleri çekiyor. Hem örgüt isimlerinin kullanışında ve hem de sola bakış açısında sakatlıklara rastlıyoruz. Ancak şimdilik konumuz bu değil.

Yukarıda uzunca yaptığımız alıntı esas olarak doğruları içeriyor. ESP tipi sahte solcu, halk düşmanı örgütlerin provokatörce hareket ettiklerini ve kullanıldıklarını açıkça belirleyebiliriz. ESP ve onların önderlik saflarından PKK/HDP’ye geçiş anlaşmalıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi; PKK/HDP-MLKP/ESP anlaşmasının neticesinde Figen Yüksekdağ milletvekili olarak seçilmiştir. Bunlara milletvekili sıfatı yakıştırmak yerine PKK/HDP vekili demek daha doğru olur. Bu yöntem PKK’nın solumsuları ardına takmada kullandığı oltadır. EMEP ve en son seçimde Erkan Baş’ın (sahte TİP) PKK/HDP vekili seçilmesi hep aynı nedene dayanmaktadır. Bakalım PKK gelecek seçimlerde kancayı hangi örgüte takacak?

ESP DENİLEN PROVOKATÖR ÖRGÜT

Garbis Altınoğlu ve arkadaşları tarafından kurulan TKP/ML Hareketi ilk başlarda İbrahim Kaypakkaya çizgisini sürdürdü. Fakat Kaypakkaya’nın hayata uymayan analizlerini görerek zaman içinde o çizgiden epey uzaklaştılar ve Türkiye’yi yarı feodal yarı sömürge bir ülke olarak değil kapitalist bir ülke olarak analiz ettiler. Enver Hoca’cı bir çizgiye giren örgüt anarşi ve terörün ülke sathında yaygınlaşmasında yer almıştır. 1980 öncesi maceracı bir çizgi izleyen örgüt 1980 sonrası dağılmayla yüzyüze kaldı.

TKP/ML Hareketi’nin organlarından İleri Yayınları arasında Nisan 1986’da yurt dışında çıkan “Bir Dönemin yargılanmasına Giriş-Yenilgi Ve Görevler Üzerine” 105 sayfalık R. Tanyeri (Garbis Altınoğlu) mahlasıyla yayınlanan kitapçık içerik olarak geçmişe ağır eleştiriler yöneltiyordu. Her ne kadar kitapçığın 64. Sayfasında “12 Eylül yenilgisi devrimin yenilgisi değildir” denilse de aslında kitapçık yenilgiyi kabul ediyordu. Garbis Altınoğlu MLKP çizgisini mahkûm ettiği gibi silahlı mücadele denilen terör eylemlerine de karşı çıktı.

MLKP’nin kuruluş süreci sonrası kısa bir dönem örgütte kaldıktan sonra Garbis Altınoğlu bir daha birleşmemek üzere örgütten ayrıldı, daha doğrusu tasfiye edildi. Garbis Altınoğlu bir dönem Ermenistan’ın Başkenti Erivan’a gitti. Orada da aradığını bulamayınca Belçika’nın Başkenti Brüksel’e geldi ve 14 Ekim 2019 tarihinde hayatını kaybetti.

MLKP 1994 yılında TKP/ML Hareketi ile TKİH’in (THKP-C/ML yani Devrimci Halkın Yolu’dan arta kalanlar) ile birleşerek MLKP adını aldı. Örgütün ana gövdesini ağırlıklı olarak TKP/ML Hareketi oluşturuyor. TKP/ML Hareketi’nin TKİH ile birleşmesine karşı çıkanlar TKP/ML Hareketi PHB (Proleter Halkın Birliği) grubunu oluşturdular. Bir kısmı ise Yeni Toplum Çevresi olarak birkaç yıl oyalandıktan sonra mücadeleyi tamamen bıraktılar.

MLKP denilen örgüte sahte solcu demek bile onu ödüllendirmektir! Tüm gücüyle her türlü yıkıcı faaliyetin içinde yer alan örgüt yurt dışından yönlendirilmekte ve karanlık ilişkiler ağının ortasında yer almaktadır. Bugün PKK/HDP bu türden örgütlerden sonuna kadar yararlanmaktadır. İç kargaşalığın artmasını hedefleyen örgütlerin yolu PKK/HDP ile çakışmaktadır.

İşte ESP denilen ve Darkamazi’de açıkça belirtilen Figen Yüksekdağlar kaderlerini Amerikan emperyalizminin kara gücü PKK/HDP’ye bağlamış halk düşmanı unsurlardır. Bunlarla yürüyenler halkla yürüyemezler.

Yukarıda yazdıklarımız sır değil, daha fazlasını bu örgütlerin sayfalarına ya da dergilerine ulaştığınızda görürsünüz. Türkiye’de HDP gibi bir örgüte yasal alanda faaliyet sürdürülmesine müsaade ediliyorsa, ESP tipi örgütlerde istediği gibi ülke sathında cirit atar! Bizler PKK/HDP’nin kapatılmasının zorunluluk olduğunu söylerken, aynı zamanda ESP gibi kontra örgütlerin sığınaklarının yıkılacağını ve faaliyet alanlarının daralacağını öngörmemizdendir. 

# figen yüksekdağ # halkların demokratik partisi # Ezilenlerin Sosyalist Partisi # pkk