Fransa'nın korkuları üzerine strateji geliştirmek

Metin Akgerman

Metin Akgerman

Köşe Yazısı

Fransa ile son yıllarda yıldızımız barışmıyor.

Libya'daki TSK kontrolündeki Vatiyye (al-Watiya) askeri hava üssüne Temmuz 2020'de yapılan hava saldırısını hatırlayalım. Saldırıyı Fransa imalatı Rafal uçaklarının yaptığını biliyoruz ancak bu uçakların hangi ülke bayrağı altında ve ne milletten pilotlar ile yapıldığı konusu belirsiz. Yapılan saldırıda uçaklardaki radar karıştırma ekipmanları (Spektra radarı?) kullanıldı ve Türk hava savunma sistemleri kör edildi. Doğrusu bu seviye bir operasyonu Fransa yapmamış dahi olsa Fransa'nın en üst seviyeden onay ve desteği olmadan yapılması akla pek inandırıcı gelmiyor. Saldırını sonucunda ne tür zarar oluştuğu konusunu geçelim.

Saldırı döneminde Mısır ile de aramız Libya ve Müslüman kardeşler konularından bozuk idi ve Mısır'ın elinde de bu uçaklardan vardı ancak bu seviye bir operasyonu desteksiz yapabilme kabiliyetleri tartışmalı bir konu. Libya politikalarında karşı cephemizde olan Rafal sahibi diğer ülke ise BAE.

YUNANİSTAN

Yunanistan bu uçakların Libya performansından memnun olacak olmalı ki saldırının hemen ardından Ağustos ayında 18 tane Fransa'dan satın alım anlaşması yaptı. Bu uçakların bir kısmı teslim edildi ve faaliyete alındı, bir kısmı ise teslimat sürecinde. İlave olarak geçen ay ( Eylül 21) Yunan tarafı 6 Rafal daha sipariş verdi.

Fransa ile Yunanistan, geçtiğimiz ay ilave olarak yeni bir ikili savunma anlaşması imzaladı ve anlaşmada açıkça NATO üyesi ülkelere ( Türkiye kastediliyor elbette) karşı anlaşmanın çalışacağı belirtildi. Bu anlaşma ile Yunanistan birkaç milyar dolarlık savaş gemisi vs. siparişi daha Fransa'ya verdi.

Önümüzdeki süreçte de Fransa'nın Türkiye'nin karşısındaki cephede her kim olursa ona savaş uçakları, gemileri vs. satacağından pek kimsenin şüphesi yok.

AKDENİZ

Türkiye'nin Libya operasyonları için gönderdiği ticari gemilere " Libya silah ambargosu bahane edilerek" Akdeniz'de Fransız gemileri tarafından hukuksuz ve yetkisiz şekilde engelleme yapıldı ve bir kaç kez başarısız şekilde teşebbüs edildi.

Fransa Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı yapılan her türlü askeri tatbikata donanmasını gönderip destek vermekte. Hem Türkiye'ye karşı yapılan askeri operasyonları desteklemekte hem Türkiye'yi dışlayan Doğu Akdeniz'deki petrol, gaz boru hattı gibi çalışmaları desteklemekte.

SURİYE VE IRAK

Sınırımızın az ötesinde, hem Suriye'de, hem Irak'ta nedense yıllardır Fransa asker bulunduruyor ve Türkiye'nin milli menfaatlerine aykırı istihbarat ve askeri faaliyetlerinde bulunuyor. Birçok Fransız asker ve istihbarat görevlisi ( emeklilik dönemine giren) sosyal medya kanallarında Suriye ve Irak'taki çeşitli faaliyetleri hakkında yarı açık bilgiler vermekte. Bölgede faaliyetleri olan çeşitli Fransız şirketlerinin IŞİD’e para aktardığı konusunda medyaya yansımış dosyalar var. Hem Fransa'nın çimentocu şirketi, hem Mersin'deki Fransız petrol terminali şirketi bu işlere bulaşmış. İlave olarak kuzey Suriye'deki Fransız çimento fabrikasını askeri üs olarak Fransız asker ve istihbarat ekiplerinin Amerikan askerleri ile ortak kullandığı biliniyor. Neyse ki Türkiye'nin 2019 operasyonları sonucunda ABD bölgeden kısmen çekildi ve Fransa da muhtemelen ABD ye lojistik destek konusunda bağımlı olduğu için çekilmek zorunda kaldı.

KAFKASYA

Kafkasya cephesinde Fransa 20 senedir Azerbaycan'ın işgal edilen toprakları konusunun diplomasi yolu ile çözülmesini engelleyen tarafta oldu. Fransa, Ermenistan tarafının Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmesinin önündeki engellerden biri oldu ve olmaya devam ediyor. Kafkasya'da Türk-Ermeni dostluğunu Fransa anlamsızca baltalıyor, oysa oluşabilecek dostluk köprüsünden ve kurulacak trans-Kafkasya demiryolu hatlarından hem Fransa hem Avrupa'nın geneli Çin ile ticarette faydalanabilecek.

JEOPOLİTİK

Jeopolitik sorunlarda Fransa'yı daima Türkiye’nin karşı cephesinde görüyoruz. 2013'te Sisi'nin iktidara gelmesi ile Türkiye ile Mısır'ın ilişkileri bozuldu ve çatışma noktasına yakın seviyelere gelindi. Bu süreçte, Fransa Mısır'a milyarlarca dolarlık askeri ekipman sağladı. 24 Rafal savaş uçağı, 4 korvet, 1 firkateyn ve 2 helikopter gemisi ve ilintili silah sistemleri satıldı.

Kıbrıs Rum kesimi ile Fransa 2017'de savunma anlaşması imzaladı ve Türkiye'ye karşı askeri faaliyetleri yoğunlaştırdı. Güney Kıbrıs'taki deniz üsleri Fransız askeri gemilerinin yanaşabileceği şekilde büyütüldü.

Türkiye'nin Rusya'dan S-400 almasının sebeplerinden biri Amerikalıların hava savunma sistemi satmamasıydı. Ancak öncesini unutmamamız gerekir. Temmuz 2017'de Fransız-İtalyan konsorsiyumu ile SAMP-T hava savunma sistemlerinin ortak üretimi konusunda anlaşmalar yapılmıştı ancak Fransa bu konuda Türkiye'yi yarı yolda bıraktı.

Fransa sadece Türkiye'nin komşularında yıkıcı faaliyetlerde bulunmakla kalmıyor, PKK ve ilintili örgütlere de uzunca zamandır destek olduğu biliniyor.

FRANSA'NIN ÖZGÜRLEŞTİRDİKLERİ

Fransa'nın Türkiye karşıtı politikalarını bir kenara park edelim. Fransa'nın son yıllarda dünyanın farklı bölgelerinde bizzat yaptığı veya destek verdiği askeri operasyonları hatırlayalım. Bu operasyonlar dünyayı daha iyi hale getirdi mi? Cezayir bağımsızlık savaşındaki katliamlar, Körfez savaşları, Libya müdahalesi, Suriye müdahalesi, Mali'deki, Batı Sahra’daki, Zaire'deki, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki, Angola'daki, Nijer'deki Çad’daki, Fildişi Sahilleri'ndeki, Afganistan'daki, Ruanda'daki operasyonlar. Destek verilen Afrikalı savaş lordları. Bunlar Fransa halkına ne kazandırdı? Bu ülkeleri ne hale getirdi?

Fransa'nın Kuzey Afrika ve çeşitli koloni ada ülkelerine karşı siyasi ve askeri sömürgeciliği maalesef biraz form değiştirmiş dahi olsa devam etmektedir. Afrika'da günümüze kadar uzanan askeri darbe faaliyetlerinin bir kısmının arkasında Fransa'nın izlerini görmek üzücüdür. Bu ülkelerde sivil iktidar belki başarılı olacak belki olamayacak ancak bu halklara bunu deneme şansı dahi verilmemektedir.

Kısa dönemde Fransa'nın Türkiye'ye karşı hasmane tavrından kendiliğinden vazgeçeceğini düşünmek saflık olacaktır. Türkiye'nin, Fransa'nın tehditkar ve hasmane yaklaşımına aynı şekilde uzun dönemli ve kararlı politikalar ile cevap vermesi gerekir.

FRANSA'NIN KORKULARI:

1- EGEMENLIK VE NATO

Fransa'daki tartışmalardan biri egemenlik konusundadır. Fransa egemen bir ülke midir yoksa dış politika konularında ve askeri konularda ABD'nin vasalı mıdır? Fransa'da ABD'ye göbekten bağlı olunduğu ve bağımsız dış politika ve savunma politikası yapılamadığı görüşü baskındır. NATO'dan çıkılması konusundaki görüş hem sol hem sağ cenahta güçlenmektedir ve önümüzdeki senelerde NATO'dan kopuş sürpriz olmamalıdır.

2- GERILEME

Fransa'daki diğer bir korku, ülkenin hızlı bir gerileme döneminde olmasıdır. Bugünkü nesil babalarının, dedelerinin neslinden daha zor bir hayat yaşayacaktır. 60 lı yılların sonu, 70 lerin başında, zirve noktasındaki Fransa'yı hatırlayalım... Fransa NATO'dan çıkmış, yabancı NATO askerlerine kapı gösterilmiş. TGV ve Concorde gibi mühendislik harikası hızlı tren ve uçak projeleri tüm dünyada hayranlık uyandırmakta. Nükleer enerji konusunda dünyanın en ileri teknolojileri geliştirilmiş ve sanayisi kuruluyor. Ülke dünya devi firmalara sahip. Alüminyumda Pechiney firması on binlerce personel ile 50 ülkede onlarca üretim tesisi ile faaliyette. Alstom firması mühendislikte en uç noktada. Nükleer teknolojide lider olan Areva'nın öncülü firmalar mevcut. Fransa ekonomisi dünyanın 2. büyük ekonomisi durumuna gelmiş ve dünya gelirinin 6% kadarını üretiyor.

Bugüne gelelim. Devletin sahip olduğu Pechiney firması artık yok, zaman içinde parçalanmış ve çok uluslu firmalara satılmış. Alstom'un enerji birimini Amerikalılar almış. Areva'nın yöneticisi önce rüşvet suçundan ABD'de hapse atılıyor sonra Areva yeniden yapılandırma sürecine sökülüp farklı bir şirket altında yeni ortaklar ile yola devam ediyor. Concorde uçakları artık yok. TGV'nin ise daha gelişmişleri birçok ülkede faaliyette.

3- LİBERAL POLİTİKALAR

Fransa'da geçtiğimiz on yıllarda Fransa'yı Fransa yapan dev firmalar özelleştirme ve benzeri neo-liberal politikalar ile kamunun yönetimi dışına çıkartıldı. Bu firmaların oluşmasında birkaç neslin büyük emeği ve fedakârlığı vardı. Nükleer enerjideki liderlik kaybedildi hatta mevcut nükleer parkın devamlılığı sorgulanır halde. Bu firmalar özelleştirilirken yöneticilerine cömert ödemeler yapıldı. Günün sonunda 60 milyon Fransız vatandaşı fakirleştirildi, bir avuç zengin daha da zenginleşti.

4- İŞSİZLİK VE İŞ NİTELİKLERİ DEĞİŞİMİ

Dün, üniversite bitiren bir Fransız iyi bir maaş ile nitelik ve eğitimine uygun şekilde işe başlayabiliyordu (genelde Fransız firmasında). Bugün durum değişti. Üniversite mezununun ne işi hazır ne de başlangıç maaşı eskisi ile kıyaslanabilir seviyede. Bugün piyasada hazır olan işler daha çok asgari ücretli işler. Fransa ekonomisi ikinci sıradan yediye düşmüş. Dünyada üretilen gelirin 6% sını üretirken bugün bu oran 2,3% civarında ve her sene azalıyor. 10 sene içinde ilk 10 da olmayacak. Yani Fransa aşağıya iniyor, Fransızlar bunu görüyor, yaşıyor ve kötü yönetime isyan ediyorlar. Mevcut liberal ekonomik sistemi ve içinde oldukları askeri müttefiklik yapılarını sorguluyorlar.

Türkiye ile bu noktada kısa bir karşılaştırma yapalım. Türkiye önüne çıkartılan her türlü engele, özenle planlanan etnik, dinsel, kültürel, siyasi iç çatışma tuzaklarına ve beceriksiz politikacılara rağmen Cumhuriyet tarihi boyunca gelişmiş ülkeler ile aradaki farkı kapatmaya devam etti. Bugün hala bu gidişat devam etmekte. Hem 2020'de hem 2021'de, büyüme oranlarından da görüleceği üzere gelir üretme kabiliyeti açısından Avrupa ile fark kapanmakta. Fransa 1970'de zirveyi gördü ve inişe geçti, Türkiye'nin ise dünya ekonomisindeki ağırlığı her sene artıyor. Türkiye, bir yol kazası yaşamaz ise, 2050'den önce Fransa'yı milli gelir sıralamasında geçecek.

5- DEMOGRAFİK DEĞİŞİM VE GÖÇMENLER

Fransa'daki diğer bir korku demografi konusu. Fransızlar, özellikle Afrika ülkeleri kaynaklı göçler sebebiyle ülkelerindeki nüfus ve kültür yapısının hakiki(!) Fransızların aleyhine değiştiğini düşünüyorlar. Sol kesim bu değişimi nispeten kabul ediyor ve kültürel zenginlik ve Fransız kimliğinin gelişimi olarak görüyor, sağ kesim ise son derece rahatsız. Hem ülkeye çok göçmen geliyor hem göçmenlerin nüfus artış oranı daha yüksek. Kültürel değişim endişelerinin merkezinde gelen göçmenlerin Müslüman olması var. Hem Fransa hem Avrupa Birliği katı bir Hristiyan kulübü olarak kabul edilmese bile Hristiyan kültürünün baskın olması ve bozulmaması isteniyor. Gelen göçmenler İtalyan, Yunanlı ise pek sorun yok ama Cezayirli ve Faslı olduğunda sorun var.

6- ABD'YE BAĞIMLILIK

ABD'ye hem siyasi hem askeri aşırı bağımlılık konusu ayrı bir problem. Bir kesim Rusya ile ilişkilerin iyileştirilmesini ve Rusya'ya karşı ambargoları desteklemenin Fransa'nın çıkarına olmadığını düşünüyor. Rusya'nın potansiyel olarak dost bir ülke ve ileride olabilecek Çin tehdidine karşı son kale olarak görüyor. Bu kesime göre Rusya, Batı kulübünden dışlanmasa ve işbirliği eli uzatılırsa, Rusya'da Asya'daki ittifaklarını bırakıp Batı'ya yönelebilir. Amerika ise güvenilir müttefik imajını Fransa gözünde hızla kaybetmekte. Fransa'yı peşinden sürüklediği savaşların hepsi bir felaketle sonuçlandı. Irak, Libya, Suriye ve Afganistan. Bu büyük hataların farkına önemli bir kesim vardı ancak vakit de çok geç oldu. İşgal altındaki Filistin meselesinde, hemen tüm Batı dünyasında olduğu gibi sol kesim az veya çok Filistin tarafında. Hükümete genelde hakim olan merkez sağ kesim ise İsrail tarafında.

Amerika'nın Fransa'ya attığı denizaltı kazığı konusundan sonra Amerikan karşıtı söylemler hızla güçlendi ve eski defterler karıştırılmaya başlandı. ABD'nin kurduğu Anglosakson savunma ittifakından endişe duyuluyor. ABD , İngiltere ve Avustralya birleşerek, Çin tehdidine karşı aralarında yeni bir askeri birlik kurdular (AUKUS Paktı) ve Fransa kendisini dışlanmış hissediyor.

Julian Assange'in ortaya çıkardığı ve wikileaks olarak yayınlanan belgeler ile ABD'nin istihbarat ajansları arasında olan NSA'nın 2006-2012 arasında Fransız devlet başkanlarını dinlediği, şirketlerin 200M USD üzerindeki tüm kontrat işlerindeki e-postaları takip ederek ekonomik casusluk yaptığı ortaya çıktı ve bu konu Fransa'da ilave güvensizlik yarattı.

Fransa, uçak gemilerinin Amerikan mali katapult sistemine ABD tarafından bir dönem yedek parça ambargo tehdidi yapıldığını (ve ABD desteğini çekerse kendi uçak gemilerinden bir süre sonra uçak kaldıramayacaklarını) bu dönemde tekrar hatırladı.

Fransa'da bir kesim Fransa liderliğinde Avrupa Birliği Ordusu kurulmasını destekliyor ancak önemli bir kesim de siyasi birlik olmadan bu askeri birliğin çalışmayacağını ve Fransa'nın tek başına tekrar güçlü ve bağımsız hareket edebilen bir askeri güç olması gerektiğini savunuyor.

7- NEOKOLONYALİZM

Fransa'nın Afrika, Atlantik ve Hint okyanusundaki koloni ve eski kolonileri ve askeri operasyonları konusunda da farklı görüşler mevcut. Bir kesim Fransa'nın bu bölgelere daha az kaynak ayırması ve daha az müdahil olmasını ve Fransa içini düzeltmeye odaklanmasını savunuyor diğer kesim ise tam tersi görüşte. İlk görüşü savunan asker ve istihbaratçı kesim de var. Bunlara göre Afrika'da yıllardır Fransız ajansları tarafından ekonomik istihbarat faaliyetleri yapılıyor ve Fransız şirketlerine ekonomik imtiyazlar sağlanıyor. Bu imtiyazlar kimi zaman petrol sahaları kimi zaman uranyum madenleri kimi zaman liman ve demiryolu imtiyazları oluyor. Ancak sorun şurada ki vatansever istihbaratçıların bir ömür harcayarak çöllerde, fakir Müslüman coğrafyada yerde, bazen camilerde yatarak ve hayatlarını riske atarak yaptığı operasyonlar ile kazanılan ekonomik imtiyazlar, günün sonunda Fransız halkının değil, bir avuç küreselci zenginin cebini dolduruyor ve firmalar da er geç Fransızların kontrolünden çıkıyor. Bu gerçek ortadayken "bunca askerin hayatının Afrika operasyonlarında tehlikeye atılması gerekli mi?" sorgulaması yapılıyor.

8- B.M. GÜVENLİK KONSEYİ KOLTUĞU

Fransa'da son dönemde yaşanan diğer ilginç konu ise B.M. Güvenlik Konseyi üyeliği ile ilgili. İngiltere'nin etkili gazetesi Daily Telegraph'ta, Fransa'nın AB ordusuna karşılık BM daimi güvenlik konseyi koltuğunu takas edebileceği ile ilgili bir haber çıktı. Haber üzerine Fransa, B.M. Güvenlik konseyi koltuğundan vazgeçmeyeceğini açıkladı ancak konu tartışılmaya devam ediliyor.

9- NÜKLEER POLİTİKALAR

Nükleer Silahlar ve Nükleer enerji politikaları konusu Fransa'daki diğer tartışma konusu. Bir kesim nükleer silahların bakımı ve yeni teknolojilere göre geliştirmesini gereksiz buluyor ve konvansiyonel savaşlar için gereken kaynağı azalttığını düşünüyor. Bir kesim Nükleer enerji santrallerinin bakımının çok maliyetli olduğu ve alternatif kaynaklara geçilmesi gerektiğini savunurken diğer kesim Fransa'nın yeni tip nükleer rektörlerin tasarımı konusunda geride kaldığını ve daha çok yatırım yapması gerektiğini savunuyor.

Askeri yatırımlar ile ilgili diğer bir tartışma konusu ise ikinci uçak gemisinin gerekliliği konusu. Bir kesim "Uçak gemisi dönemi bitti ve savunmaları çok zor, donlara yatırım yapılmalı" derken diğer kesim "Çin aynı anda 7 uçak gemisi yapıyor biz ikinciyi tartışıyoruz, derhal yapılmalı" görüşünde.

EMANÜEL

Makron'un bugünlere nasıl geldiğine değinmekte fayda var zira ibretlik bir olay. Makron'un akademik başarısı üst seviyede değil ve Fransa'nın prestijli okullarına kabul edilmemiş. Makron, 15 yaşında okul öğrencisi iken, sınıf arkadaşının annesi olan mevcut eşi Brijit ile tanışıyor. Brijit o dönem evli, 3 çocuk annesi ve 40 yaşında. Milyoner bir ailenin kızı. Daha sonra boşanıyor ve Makron ile evleniyor. Makron mezuniyetten sonra bir dönem kamuda çalışıyor, siyasi parti faaliyetlerine katılıyor. Ardından Rothschild & Co yatırım bankasına geçiyor, hızla ortak seviyesine yükseliyor (veya yükseltiliyor) ve görev aldığı bazı birleşme ve satın alma operasyonları ile milyonerler kulübüne ikinci defa profesyonel kapıdan giriyor. Bankadan ayrılıyor, siyasi hayata Ekonomi ve Sanayi bakanı olarak üst seviyeden devam ediyor. Son adımda ise Le Pen'in karşısında kurucusu olduğu parti ile başkan adayı olmayı başarıyor. Fransa’daki çeşitli siyasi fraksiyon destekçileri, aşırı sağcı Le Pen iktidar olamasın diye karşısındaki adaya oy veriyor ve Makron'un başkanlık dönemi başlıyor.

İBRET

Makron'un başkanlık olma örneği Türkiye'nin de ibret alması gereken bir konu. Bir iktidardan kurtulmak veya iktidara bir "öcü" nün gelmesini engellemek için toplum, yeterliği olmayan, tarih bilgisi olmayan, güvenlik konularını bilmeyen, birilerinin paraşütle indirdiği banker bir adaya topluca yöneliyor. Koca bir ulusun kaderini belirlemesi için bu şekilde açmaza sokulması demokrasinin ruhuna ne derece uygundur? Türkiye'de de benzer senaryoları yaşamadık mı? 80 darbesi sonrasında halkın önüne askere alternatif olarak ne seçenek konuldu? Erbakan "Öcüsüne" karşı halkın önüne ne seçenek kondu? 2023 seçimlerinde ekonomik dertlerden illallah etmiş halkın önüne "öcü" den kurtulmak için hangi büyük siyasi mücadeleden gelmiş lider adayı alternatif olarak konacak? Bunlar doğal olaylar değil, siyasi mühendislik çalışmaları.

İĞNE VE ÇUVALDIZ

Fransa'nın Suriye'deki politikaları, Yemen'deki politikaları yanlıştı da Türkiye’ninki doğru muydu? Hayır. Fransa’da, Türkiye’de birinci körfez savaşını destekledi. Türkiye, Fransa ile Suriye konusunda büyük oranda aynı (ve yanlış) cephede yer aldı. Suriye'nin bugünkü halinden Türkiye'de en az Fransa kadar sorumludur. Fransız uçakları Kaddafi Libya'sını bombalarken Türkiye ne yapıyordu? Fransa Suudi Arabistan’a Yemen'i bombalaması için silah satarken Türkiye ne yapıyordu? İğneyi kendimize, çuvaldızı Fransa'ya batıralım.

TÜRKİYE - FRANSA İLİŞKİLERİ STRATEJİ

1. Fransa ile mücadelede müttefik ülkeler ile ortak politika geliştirilmelidir. Bu mücadele çok boyutlu (ekonomik, siyasi, askeri, kültürel) olmalıdır. Ekonomik mücadele kimi coğrafyalarda petrol kaynakları üzerinden, kimi coğrafyalarda finansal regülasyonlar ve otomotiv pazarı korumacılığı üzerinden kimi coğrafyalarda ise madencilik veya gıda dağıtımı politikalarında kendini gösterebilmelidir.

2. Fransa'nın Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile askeri ortaklığının benzeri Türkiye ve Cezayir arasında yapılabilir. Türkiye miyop siyasi perspektif ile Cezayir'in düşmanı, Fransa'nın yakın dostu olan Fas'a askeri dron ihracatı yapmıştır. Bu anlaşmanın çok daha büyük ve kapsamlısı Cezayir ile yapılmalıdır. Özellikle deniz hedeflerine karşı etkili olacak ve yeterli menzili olacak şekilde dron, torpil vs. ekipmanların Cezayir'e satılması gerekir. Savaş gemisi, radar karıştırma, füze vs. ekipmanlarının da ihraç versiyonları satılabilir. Cezayir'de TSK gemileri için bir askeri liman yapımı uygun olabilir.

3. Kuzey Afrika ülkelerindeki Türk elçiliklerinin bütçesi artırılmalı, diplomatlarımız, Fransa'nın bölgedeki faaliyetlerini yakından takip edip gerekli eylemler planlanmalı. Fransızca konuşulan ülkeler için belki ülke gruplamaları bazında uzmanlaşma ve özel politikalar üretilebilir.

4. Fransa ikinci dünya savaşını kaybetmiş bir ülkedir. Doğru düzgün savaşmadığı ve hızla işgal edildiği için ikinci dünya savaşına katılmış birçok ülkeden daha az insan kaybına ve yıkıma uğramıştır. Savaş sonunda ise ABD'den en yüksek ikinci Marshall yardım fonunu alarak hızla zenginleşmiştir. Savaş kazanmamış olmasına rağmen adaletsiz şekilde nükleer silahlara sahip olması ve BM güvenlik konseyine kalıcı üye olan 5 üye içinde olması sağlanmıştır. Nüfusu dünya nüfusunun sadece binde 8'i kadardır. BM güvenlik konseyinde Afrika temsil edilmemektedir, Latin Amerika yoktur, hiçbir Müslüman ağırlıklı ülke temsil edilmemektedir ancak birkaç sene içinde dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde dahi olmayacak Fransa bulunmaktadır. Bu durum meşru değildir ve değişmesi yönünde Türkiye politik çaba gösterilmelidir. Hem Güvenlik konseyindeki daimi koltuğundan vazgeçmeli hem nükleer silahsızlanma programına sokulmalıdır. Türkiye'nin BM Güvenlik konseyine daimi üye yapılması BM'nin meşruiyetini artıracaktır. Nükleer silahı olmayan bir ülkenin BM güvenlik konseyine alınarak veto hakkına kavuşması ayrıca dünyada nükleer silahlanma eğilimini azaltacaktır. En azından Fransa yerine Avrupa birliğinin üye yapılması dahi olumlu yönde bir adım olur.

5. Fransa'nın koloniliğinden ayrılmak için hareketlerin olduğu ve dönem dönem referandum yapan bazı ada ülkeleri mevcut. Bu ülkelerdeki diplomasi faaliyetleri artırılmalı.

6. Kanada’nın Fransızca konuşan bölgesi Fransa için önemli bir bölge. Kanada'da hem Anglosakson hem Frankofon bölgelerde dışişleri ayrı ayrı politika üretmeli.

7. Avrupa ordusu konusu üzerinde çalışılması gereken bir konu. Bir tarafta Türkiye için ilave risk oluşabilir, diğer tarafta uzun vadede ABD etkisinin azalarak, Avrupa'nın Asya ile daha çok bütünleşmesinin ve Asya'daki çatışmaların azalmasının yolunu açabilir.

8. Fransız askerlerinin ve istihbarat elemanlarının Suriye ve Irak'tan tam olarak çekilmesi ve bölgede etnik çatışmayı körükleyen ve ülkeleri parçalamaya yönelik faaliyetlerini durdurmaları sağlanmalı.

9. Afrika ülkelerinde Fransa’nın yatırım, insani yardım, özelleştirme vs. konularındaki tüm faaliyetlerinde pazarlığı kızıştırıcı tavır alınmalı. Fransa'dan Afrika'ya aktarılan kaynağın artırılması için medya çalışması dahil gerekli çalışmalar yapılmalı.

10. Fransa'daki Afrika kökenlilere Türkiye'nin destek olması gerekir. Bu kişiler Fransa'da kazandıkları parayı kendi ülkelerine aktarıyorlar ve bazen zorluk yaşıyorlar. Paraları Türkiye üzerinden aktarmaları kolaylaştırılabilir. Hukuki sorunlarda gerekli hukuk desteği sağlanabilir.

11. TRT'nin Frankofon ülkelerdeki etkinliği artırılmalı. TRT, Fransızca yapımlarının kalitesini ve sayısını artırmalı.

12. Türkiye'de araç satan ancak üretim yapmayan Fransız otomotiv üreticileri Türkiye'de üretim yatırımı yapmaya (kuvvetli şekilde) davet edilmeli.

13. Türkiye'de Fransızca eğitim veren lise ve üniversitelerdeki Fransız akademisyenlerin standartları yükseltilmeli. Geleneksel olarak bu okullardaki frankofon Türk hocaların seviyesi yüksektir ancak Fransa'dan gönderilen hocaların yeterliliği düşüktür. Bu okulların eğitim standartlarını ve öğrenci değişimi imkanlarını artırmaları sağlanmalı. Öğrencilerin ikinci yabancı dil seviyeleri yüksek olarak mezun olmaları sağlanmalı. Afrika’nın Frankofon ülkelerinden Türkiye’deki Fransızca eğitim yapan lise ve üniversitelere daha çok öğrenci kabul edilmeli.

14. Fransa ile Türkiye arasındaki ticaret onlarca senedir dengesiz seviyede Fransa lehinedir. Fransa'nın Türkiye'den ithalatının önemli bölümü zaten kendi şirketlerindendir. Özellikle tüketiciye direk satılan ürünler için Fransa'nın Türkiye'den daha çok ürün alması ve daha az ürün satması yönünde gerekli ekonomik tedbirler alınmalıdır.

15. İngiltere ile belki Fransa'ya karşı Türk SiHA’larının ve donanmasının konuşlanması için bir anlaşma yapılabilir. Ayrıca Fransa'ya karşı İngiliz donanması ile Atlantik'te tatbikat yapılabilir. Daha etkili bir hamle ise Atlantik'te Fransa'ya karşı Rus donanması ile yapılacak ortak tatbikat olabilir.

16. Fransa'daki tüm etnik ve kültürel ayrılıkçı hareketlerinin yakından takibi ve politik ilişkilerin kurulması uygun olabilir. Korsika, Alsace, Bröton, Katalan, Bask vs. bölgelerinde bu çalışmalar yapılabilir.

17. Kuzey Afrika ve Sahra bölgesinde Fransa'nın desteklediği ancak pek de halk desteği olmayan bazı otokrat liderlerin Fransa'ya tavır konusunda tutum değiştirmesi konusunda telkinler yapılabilir.

18. Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticareti artırmak için özel bir lojistik planı hazırlanabilir. Liman işletmeciliği, konteyner gemisi işletmeciliği, demiryolu işletmesi, gümrükler ve depo işletmesi konuları bu kapsamda çalışılmalı.

19. Özellikle Fransa'nın askeri üslerinin olduğu Afrika ülkelerinde yangın erken tespiti, orman koruma, meteorolojik tahminler, terörle mücadele vs. konularında İHA'lar devreye alınabilir.

20. Elektronik istihbarat konusunda denizaltı kablolarına uygun sinyal güçlendirici ekipmanların takılması, İHA'ların gerekli alıcılar ile devreye alınması konuları çalışılabilir. Türkiye ve Libya arasındaki deniz alanından geçen yeterince kablo mevcuttur.

21. Fransa 2019'da uydu konuşlu anti-uydu lazer silah sistemleri geliştirme çalışması başlattı. Hindistan'ın uzay yörüngesinde kendi uydusunu yer istasyonundan ateşlediği füze ile 2019 da imha etmesi güzel bir askeri kabiliyet gösterisi oldu. Bu yetkinliğe sahip birkaç ülke mevcut. Bu yetkinlik Türkiye için zaruridir. Uçaktan veya yer istasyonundan atılan füzeler ile uzayın belirli kademelerindeki uydular imha edilebiliyorlar. Türkiye bu sistemi SİHA tabanlı da geliştirebilir.

22. Vatiyye hava üssündeki Türk ekipmanlarının savaş uçakları tarafından imhası konusunda Türkiye bir açıklama yapmadı. Bu konu Türkiye müttefiklerine bazı sosyal medya kanalları üzerinden acizlik ve zayıflık olarak yansıtıldı. Türkiye bu uçakların geldiğini tespit edemedi ve hava savunma sistemi olmasına rağmen bu sistemler ateş dahi edemedi. Saldırı sonrasında ise saldırıyı kimin yaptığını tespit edemedi ve açıklayamadı şeklinde durum yansıtılıyor. Bu durumdan gerekli dersler çıkartılmalı. Hava savunması, radar karıştırmaya karşı koyma, kara, deniz ve hava konuşlu radar sistemleri ve uydu izleme konularında gerekli eksiklikler hızla tamamlanmalı.

23. Fransa’da Türkiye ye karşı düşmanca tavır alan siyasi liderler ve çevreleri ile ilgili yapılan araştırmacı gazetecilik çalışmalarına desek verilmeli.

24. Adalar Denizi'nde, Fransa destekleri sonucunda Yunanistan lehine değişmekte olan hava ve deniz savaş gücüne karşı gerekli işbirlikleri yapılmalı. Mevcut seçenekler içinde en gerçekçi ve caydırıcı işbirliği Rusya ile olabilir gibi görünmekte. Ayrıca Doğu Akdeniz'de Türkiye ye karşı açılmakta olan güç yığınağını dengelemek için de Rusya ile işbirliği her zamankinden daha önemli gibi görünmekte. Mısır, Tunus, Filistin, Lübnan, Cezayir, Ürdün ve Suriye'nin bu tehditlere karşı Türkiye cephesini desteklemeleri sağlanmalı. Kazakistan, Özbekistan ve Pakistan bayrakları altında Türkiye imalatı savaş gemilerinin de önümüzdeki senelerde Adalar Denizi'nde görev yapması uygun olabilir.

25. Fransa’nın Pasifik'te farklı adalarda donanma üsleri mevcut. Endonezya ve Malezya civarında Türkiye'ye askeri üs amaçlı da kullanılabilecek bir ada veya bölge tahsisi önümüzdeki yıllarda yaşanacak jeopolitik gelişmelerde Türkiye'nin elini güçlendirebilir.

26. Fransa'nın dünyanın farklı bölgelerinde yapmış olduğu nükleer bomba denemeleri konusunda araştırma yapılması, bölge halkına ve çevreye etkilerinin incelenmesi, ilgili belgesel ve yayınların yapılması ve etkilenen bölge halklarına tazminat ödemesi konusunda destek olunması uygun olabilir.

27. Birçok ülkenin aksine Fransa da etnik temelli istatistik çalışması yapılması yasak. Bu yüzden Fransa’da oluşan birçok etnik temelli eşitsizlik konusunda doğru politikalar oluşturulamıyor ve körlemesine gidiliyor. Misal İngiltere'de iş başvuruları olsun, trafik veya ekonomik konular olsun göçmenlerin etnik aidiyetleri anketler ile ölçülüyor ve buna uygun politikalar geliştirilebiliyor. Fransız hukukunu çiğnemeyecek şekilde sosyal medya kanalları veya farklı ülkeler üzerinden bu araştırmaların yapılması Fransız halkının aydınlanması için uygun olabilir.

28. Fransa'dan özellikle üretim temelli ( otomotiv, savunma, havacılık yan sanayileri, kimya vs.) bazı firmaların Türkiye'ye taşınması veya satılması konusunda gerekli teşvikler sağlanabilir.

29. Fransa’da daha az vergi ödemek isteyen şirket sahibi çok sayıda Fransız, farklı ülkelere şirket merkezlerini taşımakta. Bu konuda Kıbrıs Türk Cumhuriyeti veya Türkiye cazip çözümler sunabilir.

30. Fransız askerlerinin ve şirketlerinin Irak, Suriye, Libya, Cezayir, Mali vs. ülkelerde sivil halka vermiş olduğu zarar, insan hakları ihlalleri veya IŞİD, PKK vs. benzeri terör örgütlerine verdikleri destek konusunda gerekli tanıklar bulunarak hukuki mücadelenin Avrupa mahkemelerinde, yerel mahkemelerde veya Türk mahkemelerinde yapılması teşvik edilebilir. Bu konuda ilgili vakıflar ve STK lar ile ortak çalışmalar yapılabilir.

31. Fransa'nın eskimekte olan nükleer santrallerinin bakımlarının düzgün yapılması, santral atıklarının düzgün ve sorumlu şekilde depolanması, uranyum zenginleştirme işlemlerinin sorumlu, güvenli ve tüm ilgili mevzuatlara uygun şekilde yapılması konusu Türkiye ve Avrupa güvenliği için önemli konulardır. Bu konulardaki araştırmaların ve yayınların desteklenmesi ve Fransa'nın bu konularda maksimum güvenliği sağlayacak ilave bütçeyi ayırması teşvik edilmelidir. Bu santrallerin uranyumunun sağlandığı Afrika'daki madenlerdeki insan sağlığı için tüm tedbirlerin alınmış olması ve çevre halkına bu madenlerin işletilmesi için gerekli ödemelerin yapılması sağlanmalıdır.

32. Cezayir Fransa'ya askeri uçuşlar için hava sahasını kapattı. Aynı tavırı Libya'nın da alması uygun olacaktır. Libya’ya bu kontrolü sağlayabilmesi için gerekli teknik destek verilebilir.

33. Fransa sivil havacılık uçak üretimi konusunda çok büyük gelir elde etmekte. Bu konuda Türkiye'nin büyük ticaret açığı mevcut ve tüm uçaklarını Fransa ve ABD'den satın almakta. İlgili firmalar Türkiye'ye üretimlerinin önemli bölümünü kaydırırlar ise bu alımlar devam edebilir aksi takdirde Türkiye'nin sivil havacılık konusunda öncelikli olarak Rusya veya Çin ile, olmaz ise diğer alternatif ülkeler ile ( Brezilya, Endonezya vs.) Türkiye merkezli ortak üretim yatırımı yapması uygun olacaktır. THY bu amaç ile yeni bir marka yaratabilir.

34. Fransa'da sadece İslam değil çeşitli Hristiyanlık tarikatları ve birbirleri ile etkileşimi konusunda sosyal araştırmalar yapılmalı ve uygun dini diyalog çalışmaları yapılmalıdır. Sosyal medya çalışmaları benzer kapsamda ele alınabilir.

35. Türkiye'de gıda güvenliği konusu stratejik bir konu olarak ele alınmalı ve Fransa başta olmak üzere yurtdışından ithal edilen gıda ürünleri, mayalar, süt tozları vs. konularında standartlar yükseltilmeli, ilave güvenlik önlemleri ve kontroller yapılmalıdır.

36. Türkiye'de özellikle yabancı kökenli market zincirleri konusunda fiyat politikaları, rekabet politikaları, satılan yabancı marka çeşitleri ve yerli tedarik kanalları konusunda standartlar yükseltilmeli ve denetiler artırılmalıdır.

37. Kökeni Türk Petrol Şirketi varlıkları olan Fransız petrol firmasının faaliyetleri konusunda inceleme yapılmalı. Özellikle Hazar bölgesi, Katar ve Libya'daki varlıkları ilgili otoritelerce incelenmeli. İlgili firmanın Afrika'daki mevcut ve planlanan faaliyetleri takip edilmeli.

38. Siber güvenlik alanında Fransız şirketleri ve şahıslarından gelebilecek sinyallere karşı gerekli savunma yazılımları devreye alınmalı. Özellikle savunma, uzay, havacılık firmalarından sinyal gelmesi muhtemel.

39. Havalimanı yönetimi gibi milli güvenlik ile ilgili alanlarda yabancı ve yerli sermayeli şirketlerin özellikle kimlik bilgileri, x-ray bilgileri, kamera görüntüleri, uçuş ve kargo bilgileri, kredi kartı harcama bilgileri gibi bilgilere ulaşamaması, işleyememesi ve dağıtamaması sağlanmalı. Bu bilgiler sadece yetkili kamu kurumları tarafından işlenebilmeli.

40. Sigortacılık ve bankacılık alanlarında Türkiye'de faaliyet gösteren Fransız ve diğer yerli ve yabancı firmaların kişisel bilgi güvenliği, kredi ve diğer finansal işlemlerinin milli menfaatlere, rekabet kanunlarına uygunluğu, işlemlerin rayiç değerler ve risk seviyeleri ile uyumluluğu gibi konularda gerekli denetim ve raporlama sistematiği kurulmalı.

41. Fransa yılda 7 milyar şişe şarap üreterek 12 milyar EUR gelir üretiyor. Bazı petrol üreticisi ülkelerin petrol gelirlerine denk bir rakam. Türkiye ise tarihsel olarak şarabın anavatanı olmasına rağmen büyük potansiyele sahip olduğu bu alanda gerekli üretimi yapamıyor, geliri üretemiyor. Bu konuda gerekli adımların atılması ve Fransa şarabının küresel pazar payını azaltıcı şekilde üretim ve pazarlama desteklerinin Türk çiftçisine verilmesi gerekir. Özellikle Çin pazarındaki dağıtım ağına yerli üreticilerimizin yatırım yapması gerekir.

42. NATO'nun önümüzdeki dönemde dağılma veya yapısının ciddi şekilde değişme riski gün geçtikçe artıyor. Türkiye'nin hem NATO dan en az sorun ile çıkış hazırlıklarını yapması gerekir hem de NATO içinde bağımsız hareket etme becerisini kazanması gerekir. GPS sinyallerinin kaynak çeşitliliği bu noktada iyi bir başlangıç noktası olabilir. NATO’dan tam çıkış öncesinde ortak komuta uygulamasından çıkış konusu da ele alınabilir.

43. Türkiye Fransa başta olmak üzere bölgedeki tehditlere karşı yanına Rusya'yı çekmek istiyorsa (ki istemelidir), Ukrayna politikasını gözden geçirmelidir. Ukrayna ile sivil işbirlikleri devam edebilir ancak Rusya'ya karşı askeri işbirlikleri Türkiye'nin menfaatine gözükmemektedir. Benzer durum Suriye için de geçerlidir.

44. Türk donanması tarafından nükleer denizaltıların takibi, tespiti ve imhasının yapılabileceği sistemlerin geliştirilmesi için gerekli ARGE projesi başlatılabilir.

45. Fransa'nın Cezayir’de uyguladığı vahşetin soykırım olarak ilgili ülkeler tarafından tanınması, soykırım konusunda anma günleri, belgeseller vs. yapılması konusunda Cezayir'e destek verilmesi uygun olabilir. Fransa'nın ilgili olaylar konusunda özür dilemesi ve tazminat ödemesi de uygun olacaktır.

46. 1994 yılında insanlık tarihinin gördüğü en büyük katliamlardan olan Ruanda soykırımda Fransa'nın rolünün herkes tarafından anlaşılması için belgesel, kitap, anma günleri vs. çalışmalar desteklenebilir. Paris'te bu soykırımlar konusunda anma günleri ve yürüyüşleri düzenlenmesi uygun olabilir.

47. Bugünkü Avrupa birliği içinde, Suriye'deki yıkımdan en çok sorumlu olan ülke Fransa. Ancak milyonlarca Suriyeli göçmeni kabul etme konusunda en isteksizi de Fransa. Faturayı ya hiç ödememek veya Avrupa ile bölüşmek istiyor. Almanya'nın Suriye'deki günahı çok daha az ancak Avrupa içinden en yüksek Suriyeli göçmen kabulünü Almanya yaptı. Kuzey Afrika'dan gelen göç konusunda da aynı şekilde sorumlu ülke Fransa ve yine aynı olumsuz göçmen karşıtı tavır sergilenmekte. Türkiye’nin göçmenleri zorla sınırları içerisinde tutması makul değildir ve beklenmemelidir. Fransa'nın bu göçmenleri barındıracak, doyuracak imkanları vardır ve bu trajedide büyük sorumluluğu vardır. Fransa'nın Suriye ve Kuzey Afrika göçmenleri konusunda gerekli faturayı ödemesi sağlanmalıdır. Fransa'da hayat kurmayı arzulayan göçmenler için gerekli lojistik, hukuki ve kısmen mali destekler konusunda girişimde bulunulmalıdır.

48. 2021 Mayıs'ında Fransa'da başkanlık seçimleri olacak. Seçimlere kadar popülist, İslam karşıtı, Türkiye karşıtı söylemlerin ve "kabadayılık" eylemlerinin artmasını beklemeliyiz ve seçimlere yönelik gerekli siyasi hazırlıkları yapmalıyız.

# türkiye # libya # yunanistan # tsk # saldırı # mısır # türk # fransa # doğu akdeniz # nato # askeri tatbikat # Müslüman # rafale