'İyi/Kötü', Emperyalizm ve Cumhuriyet

Ragıp Ferda AYDINALP

Ragıp Ferda AYDINALP

Cephe

‘İyi, Kötü’ kavramları günümüz modern dünyasında tarihi, felsefi/geleneksel/kültürel manasından uzaklaştırılıp ortak kabuller dışında genel manada sübjektif olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama ve kabul şekli de özellikle Atlantik coğrafyası dışındaki ülkelerin milli refah ve huzur rotasından uzaklaştırılmalarına yol açmaktadır. Bu hafta ‘İyi ve Kötü’yü ‘Emperyalist ve Cumhuriyet’ kültürleri ölçeğinde değerlendirirken Cumhuriyetimizin 100.yıl dönümünü kutlamakta olduğumuz bugünlerde Cumhuriyet ve değerlerine verilecek önemin altını çizeceğiz.

Diğer canlılar gibi insan da kendisini koruma, neslini iademe ettirme yolunda çabalayarak türünün realitesi doğrultusunda yol alır. Bu ilerleyişin diğer canlıların yol alışından farkı yoktur. Ne var ki, insana has başka bir özellik vardır ki; O’nu diğerlerinden ayırır, O’nu Eşref-i Mahlukat sınıfına taşır. Bu özellik insanın maneviyat/ahlak ve zekada yükselebilme kabiliyetlerinin bileşkesidir. Doğada sadece insan manevi/ahlaki yön ve zekada kendisini yükseltmeye çalışır. İşte bu çaba insan ve toplum için ‘İyi ve Kötü’yü belirler.  Bir başka deyişle kendisini koruyan, neslini devam ettiren insanın iyi ya da kötü oluşu manevi/ahlaki ve zekâ açısından kendisini geliştirip geliştirmemesine bağlıdır. Bu yönde kendini geliştiren insan iyi, bu yönünü ihmal eden insan ise kötüdür…

Kötü, hayatı kendini korumaya ve neslini idame ettirmeye indirger sadece; kamu yararından, erdemlerden, ailevi/insani/milli duyarlılıktan, üretim/kültür/sanat/doğa ve spordan uzak yaşarken, şahsi konfor putunun emrindedir, maddi çıkarları için erdemleri reddeder, maddi rahata ulaşma yolunda onun için her yol mubahtır; hareketsizdir, uyuşuktur, gayreti, fedakarlığı sevmez…

Emperyalizm ‘Kötü İnsan’ ister. Arzuladığı model, mal/mülk sahibi olmayı yaşamın stratejik amacı olarak kabul eder; rutin halde alkol, uyuşturucu, yeme/içme, fuhuş , eşcinsel kültür oluşturma labirentlerinde yol almaya çalışan uzaktan kumandalı bir tipten başkası da değildir; ‘Modern Dünyanın bu Kötüsü’  aynı zamanda maddi zevklerin kölesi, bencillik putunun esiridir…

Temeli kültür, kamu yararı, gelişmiş insan olan Cumhuriyettin arzuladığı insan tipi ise çok farklıdır. Cumhuriyet kültürü yurttaşların iyi insan olmalarını ister. Bu insan için ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’, o ‘Yurtta barışı, dünyada barış’ı insanlık için temel ilkelerden biri kabul eder, spora büyük önem verir; bilir ki ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’; halkçı/toplumcu kabulleri vardır, ona göre üretimin kamu yararına olması fazilettir, gerek ekonomi gerek savunmada bağımsızlık temel karakter özelliğidir, sanata o kadar önem verir ki; ‘Sanatsız kalmış bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir’…

Sevgili dostlar, özetle Cumhuriyetin insanı ‘İyi İnsan’dır; o manevi/ahlaki ve zihni yükselişe, toplumsal yararlığa kendisini adamıştır; insan sadece kendisini koruyan, neslini devam ettiren sınırlı bir varlık değildir…

Gelin hep beraber Cumhuriyet’i koruyalım, yaşatalım, yükseltelim…

# cumhuriyet # emperyalizm