Vay başıma gelenler: İlhan Başgöz

Mustafa Mersinoğlu

Mustafa Mersinoğlu

Köşe Yazısı

Evvel zaman içinde

Kalbur saman içinde

Gerçek yitmiş yalan dolan içinde

Deve tellal iken

Eşek berber iken

Anam mutfakta iken

Babam yatakta iken

Ben uyandım sekizde

Okul başlar dokuzda

(...)

Uzun sözün kısası

Sakallısı kösesi

Yok mudur bu memlekette, polis amca

Bir güzel bir temiz baş

Bir doğru lekesiz baş?

Vay benim başıma gelenler

Vay senin başına gelenler*

40’ların Cadı Kazanından ABD’ye oradan Van Üniversite’sine; Bilmeceler, Tekerlemeler ve Maniler dolu bir Yaşam - Uğur Mumcu 40’ların Cadı Kazanı adlı kitabının Nisan 1990’da yazdığı sunuşunda ’40’lı yıllar, yazın tarihimizin pek aydınlanmayan bir bölümünü oluşturuyor.’ demiş ve ayrıca ‘40’lı yıllarda yer alan bu olayların hemen hepsi ayrı ayrı incelenmeye değer konulardır. Söz gelişi, Köy Enstitüleri ya da Dil Tarih Coğrafya Fakültesindeki olaylar, Irkçılık-Turancılık davası başlı başına inceleme konularıdır. Bunun gibi Hasan Ali Yücel’in kişiliği, yaşam öyküsü ve Türk milli eğitimine yaptığı unutulmaz katkılar ayrı incelemeleri gerektirir’ demiş. Kitabında ayrıca Tan Matbaası, Dr. Şefik Hüsnü ve Nazım Hikmet olayı ve başka o dönemin olaylarını da incelenmiş. Bu dönem Türkiye Cumhuriyet’inin dünya finans kapitali ve Nato’nun Gladyosunun eline düşmesi dönemidir. Yakın zamanda yaşadığımız Ergenekon, Balyoz davaları ve son günlerdeki Bildiri gibi psikolojik savaş operasyonları, o zaman da bağımsızlık taraftarı aydınlarımıza karşı kullanılmış. İlhan Başgöz bu operasyonların 40’lardaki hedeflerinden biri. DTCF’de açılan Behice Boran, Pertev Boratav ve Niyazi Berkes’e soruşturma dosyasından Uğur Mumcu şu kısmını alıntılamış:

‘Berkes’in “Sabahattin Ali ile temas ettiğini”, Boratav’ın ‘Komünist tanınan İlhan Başgöz’ü himaye ettiğini’ suçlamasını.

Aslında Pertev Naili Boratav’ın “Hayatımın ilk övünülecek ve güvenilecek meyvesi” dediği öğrencisi İlhan Başgöz’ün başına gelenler böyle başlamış. İlhan Başgöz, Gemerek Nire Bloomington Nire Hayat Hikayem (2017) kitabında kendi yaşam öyküsünü gayet güzel anlatıyor. Bu kitabında Can Yücel, Enver Gökçe, Yaşar Kemal, Andreas Tietze, Sabit Müdami, Fikret Otyam, Kemal Tahir ve Aziz Nesin gibi nice dostlarını anıyor. Atatürk’ün 1937 ve 1938 yıllarında Büyük Millet Meclisi açılış konuşmalarında Doğu illerinde Van gölü sahillerinde bir üniversite açılması isteği ve direktifi çok geç kalınarak 1982 yılında kurulan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde 2000 yıllarında görev yaparken İlhan Başgöz ilk Feto-Gladyo kumpaslarının başlangıcına da şahit olmuş. Bunu okumaya değer bir yazısında anlatmış.

İlhan Başgöz, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1945’te bitirdi. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Pertev Naili Boratav ve Wolfram Eberhard gibi önemli hocaların öğrencisi oldu. Enver Gökçe ile dostluğu fakülte yıllarında başladı ve Gökçe’nin ölümüne dek sımsıkı sürdü. Halk Edebiyatı Kürsüsü’nde asistanken siyasi nedenlerle kürsü kapatılınca Tokat Lisesi’ne sürüldü. O yılların komünist avı sırasında Sansaryan Han’da sorguya çekildi. Öğretmenlik yapmasına izin verilmeyince

1960’ta ailesiyle birlikte Ford Vakfı bursuyla önce Londra’ya gitti. O sırada BBC’de çalışan Can Yücel’le beraber Londra’da kaldı, araştırmalar yaptı. Daha sonra California Üniversitesi Los Angeles Kampusu’nda iki yıl görev yaptı ve Türkiyenin Eğitim sorunları

üzerina kitap yazdı. Sonra Berkeley’de çalıştı ve Andreas Tietze ile beraber Bilmece: A Corpus of Turkish Riddles kitabını yazdı.1965’te gittiği Indiana Üniversitesi’nin Ural- Altay Dilleri Bölümü’nde, Türk Araştırmaları Programı’nın yöneticiliğini üstlendi. 1997 yılında emekli olduktan sonra Türkiye’de çeşitli üniversitelerde çalıştı. Her biri başlı başına halk bilgimize önemli katkılar olan Doğu Anadolu'da Folklor Derlemeleri (1947), İzahlı Türk Halk Edebiyatı Antolojisi (1956), Manilerimizden (1957), Köroğlu (1959), Karac'oğlan (1977), Geçmişten Günümüze Nasrettin Hoca Folklor Yazıları (1987), Yunus Emre (1990), Türkiyenin eğitim çıkmazı ve Atatürk (2005) gibi kitaplar ve birçok makale yazdı. Büyük bir halk edebiyatı arşivi oluşturdu. Yüz yıllık yaşamı boyunca birçok öğrenci yetiştirdi.

Son yıllarda Amerika’da sağlığını yitirince tek arzusu ülkesine dönmek oldu. Bunu bir çok yerdeki dostları, öğrencileri hatta haklarında yazdığı Giresun’un Yağlıdere ilçesi halkının ve Giresun Üniversitesi Halk Bilimi öğretim görevlilerinin ilgisiyle, Dallas, Teksas’taki halk kültürü sevenlerin destekleriyle, arayıp sormaları gibi insani desteklerle ve tüm dünyadaki Aydınlık okuyucularının da katkısıyla büyük bir imece ile en başta da Türkiye Cumhuriyeti Şikago Konsolosluğunun ve Sağlık Bakanlığının organizasyonu ile ambülans uçak yetkililerinin özel ilgileriyle sevgi dolu olarak sevgili ülkesine kavuştu ve huzur içinde gözlerini yumdu. Eserleri sonsuza kadar yaşayacaktır. Topladığı bilmeceler, maniler ve her türlü halk edebiyatımız dilden dile dolaşacaktır. Anılarını yazdığı kitapla son sözü kendisine bırakalım: "Arpalar Gemerek'te temmuz veya ağustos ayında biçilir. Hangisi olursa olsun, sonbahar gelecektir ardından. Yahya Kemal çok sevdiğim bir dörtlüğünde der ki:

Bir merhaleden güneşle derya görünür

Bir merhaleden her iki dünya görünür

Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer

Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür

Hayat bana henüz bir rüya gibi görünmüyor. Okuyorum, yazıyorum, dostlarımın ve öğrencilerimin yüreklerine dokunuyorum. Gerçek bunlar, rüyadaki gibi cansız ve hareketsiz değiller. Ama artık hazan faslına da yaklaşmışız. 'ceres feryad mizened ki ber bend-i mahmil ha.' (Göç davulu çaldı, artık yükünü sar, hazırlan). Çoğu zaman böyle olur, benim düşündüklerimi, duyduklarımı şiirimiz ve türkümüz benden daha iyi anlatır. Aşık Garip, yedi yıl gurbette yaşadıktan sonra sılaya dönmek üzere Halep'ten ayrılırken benim dilimden konuşur:

‘’İşte geldik gidiyoruz şen kalasın Halep şehri çok nan u nimetin yedim helal eyle Halep şehri bâkisi düruğ-u binihayet, temmet. geri kalanı bitmeyen bir yalan, son."

---------------------------------------------------------------------

* Halk bilimci İlhan Başgöz'ün, Van ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi üzerine yazdığı yazı

21 Aralık 2009 http://www.ercisnet.com/bilesenler/forum/baslik.php?baslik_no=1612

# gündem # makale # yazı # İlhan Başgöz