Hüseyin Vodinalı yazdı: Dünya savaşına doğru
Suriye'deki kimyasal provokasyon haberleri; ABD Devlet Başkanı Donald Trump'un gün içinde yaptığı "füzeler geliyor" açıklaması; Rus Lider Putin'in verdiği yanıt ve Türkiye'nin yapacağı hamle... Bölgede sular ısındı... Aydınlık gazetesi yazarı Hüseyin Vodinalı, bugün kaleme aldığı yazısında son gelişmeleri değerlendirdi. Vodinalı, "Trump’ın tweet atıp füzeleri yolluyoruz cevabına Rusya’nın yumuşak yanıt vermesi sizi aldatmasın. Stavka’da (Rusya Genelkurmay Başkanlığı’na verilen kısa isim) karar alındı bile" dedi.
Hüseyin Vodinalı'nın Aydınlık'taki yazısı şöyle:
"Asıl mesele, Hitler’in çizmelerini giyen ABD’nin hiçbir suçtan dolayı yargılanmaması ve suç işlemeye devam etmesi.
60 milyon insanın ölümünden sorumlu Hitler ve Nazi şürekası iyi-kötü yargılandı Nürenberg’de.
Ama Almanya’nın yenilgiyi kabulünden sonra Dresden’de 200 bin sivili bombardımanda öldüren, Japonya’da 300 binden fazlasını atom bombası ile yakan ABD bunların hesabını hiç vermedi.
Dünyada sivillerin üzerine acımasızca atom bombası atan tek devlettir ABD.
Dünyanın öte yanındaki Kore’yi birbirine kırdırdı.
Vietnam’da Monsanto üretimi orange gazını sivil halkın üzerine boşaltan, köyleri Napalm bombasıyla yakıp kavuran ABD, bunların da cezasını ödemedi.
Ardından Irak’ı ateşlere attı, iki işgal saldırısında bir buçuk milyondan fazla insanı öldürdü.
Vietnam’da Tonkin körfezinde kendi gemisi batırılmış diye yalan sebeple savaş ilan etti.
Fransa ve ABD saldırganlığıyla 21 yıl süren savaşta 5 milyon kişi hayatını kaybetti.
Yugoslavya’yı parçalarken de, vururken de hukuk, insan hakkı filan takmadı.
Irak’ta olmayan kitle imha silahlarını bahane etti.
BM onayı filan hak getire.
BM’nin sahibi de kendisi zaten!
Libya’ya saldırırken de hukuk guguk takmadı. Suriye’de iç savaş çıkartıp, teröristleri desteklerken de.
Küçük kardeşi İsrail ve kuzeni İngiltere de onun gibi.
Afrika’da milyonlarca insanı katleden diğer kuzeni Fransa da aynı.
Emperyalist için hukuk, çıkarının olduğu yerdir.
Irak'ın 2003'te işgal edilebilmesi için kitle imha sailahlarıyla ilgili söylediği yalanlarla tarihe geçen eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, bu kez kimyasal saldırı iddiaları üzerinden Suriye'ye askeri müdahale için devrede.
Bush çetesiyle birlikte savaş suçlusu olarak yargılanması gereken Blair, hâlâ bik bik konuşuyor.
Goldman Sachs kontenjanından Fransa’ya müdür yapılan Macron, Selman’la el omuzda daraloğlan pozları veriyor.
Dinci teröristler ve PKK göbek atıyor, 'Esad’ı vuracaklar' diye.
Emperyalist batı ve uşakları hukuk, insanlık ve laftan anlamıyor.
ABD’nin BM’deki temsilcisi yelloz, biz onay çıksa da çıkmasa da vururuz Suriye’yi diyecek kadar rahat.
BM Güvenlik Konseyi’nden karar filan çıkmadan Trump, füzeleri yolluyoruz diyor.
Tam bir Teksas düzeni, orman kanunu, emperyalizmin raconu.
Şu içinde bulunduğumuz günler, artık bu düzen için devam mı tamam mı denecek günler.
O yüzden çok kritik.
Bu aşamada 3. Dünya Savaşı’nın çıkması da ihtimaliyat hesapları içinde.
Esad’a yenilmenin kuyruk acısıyla kuduran ABD ve uşakları, kan isteriz çığırtkanlığında.
Aslında bu savaşı isteyen, dünyayı yöneten elitler.
Yani para babaları.
Oligarklar.
Dünyanın kanını emen ve emmeye devam etmek isteyen aşağılık asalaklar.
Wall Street baronları, City dükleri, bunların attığı kemiklerle beslenenler, Körfez’de onların petrol bekçisi bedevileri, Siyonistler.
Trump’ın tweet atıp füzeleri yolluyoruz cevabına Rusya’nın yumuşak yanıt vermesi sizi aldatmasın.
Stavka’da (Rusya Genelkurmay Başkanlığı’na verilen kısa isim) karar alındı bile.
Bu karar Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından, 'ABD saldırısının çok ağır sonuçları olur' şeklinde açıklandı.
Bu şu anlama geliyor: Eğer ABD saldırısı bir tek Rus askerinin ölümüne yol açarsa bu, savaş anlamına geliyor. İnfo Savaşı, Siber Savaş, Ekonomik Savaş, Vekalet Savaşı filan da değil, bildiğiniz Dünya Savaşı.
Trump her zamanki palyaço haliyle zırvalıyor.
72 saat içinde bir saldırı beklentisi tüm dünyaya hakim.
Putin sessiz.
Trump’ın ekonomik savaş ilan ettiği Çin derinden bir hazırlık içinde.
Bu krizin sonunda Avrasya cephesinin de kararlılığı test edilmiş olacak.
Eğer Çin ve Rusya birbirini satarsa, İran Suriye’yi, Rusya da Türkiye’yi satar.
Türkiye’nin bu sahte kimyasal saldırı krizinde verdiği sınav zaten son derece kötü.
Rusya, eğer geri adım atıp ABD ile bir şekilde anlaşıp, Esad’ı satarsa, sırada Ankara var.
ABD bu hamlesinde başarılı olursa, Türkiye için bölünme süreci de başlar.
Eğer aksi olur da, Çin ve Rusya sağlam durur, ABD geri adım atıp mağlubiyeti kabul ederse, Avrasya güçleri sırasıyla herkesten hesap sorar.
Bizim için tam bir kaybet-kaybet durumu."
ulusal.com.tr