Zeytinburnu'nda binanın çökmesiyle ilgili soruşturma
Zeytinburnu'nda ocak ayında bir binanın çökmesi sonucu iki kişinin ölümü 17 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu tamamlandı
İstanbul Zeytinburnu'nda 2 kişinin ölümü 17 kişinin yaralanmasına neden olan bina çökmesine ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, Zeytinburnu Belediye Başkanlığı yetkilileri ve site yönetim kurulu üyelerinin sorumlu oldukları belirtildi.
Zeytinburnu'nda 13 Ocak'ta bir binanın çökmesi sonucu Mehmet Akbaş (60) ile Mehmet Özdener'in (5) hayatını kaybetmesi, 17 kişinin yaralanmasına ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında, inşaat mühendisi, iş güvenliği uzmanı ve mimar-mühendis olarak görev yapan 3 kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor ise tamamlandı.
Söz konusu raporda, binanın sisteminin "labil (oynak)" hale geldiği ve ani göçme durumunun ortaya çıktığına vurgu yapılarak, yapı ruhsatı tarihi 1993 olan binanın binanın yapımına yaklaşık olarak 23 yıl önce başlandığı belirtildi.
Yapımdaki aykırı inşaat uygulamaları, denetim ve fenni mesuliyetlerin o tarihlerde geçerli olan mevzuat ve sorumluluklarla ilgili olduğu ifade edilen raporda, bodrum veya zemin katta bina taşıyıcı sistemini etkileyen ve sonradan yapılan bir girişim söz konusu ise de bunun kimler tarafından yapıldığına dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı vurgulandı.
Raporda, 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun kapsamında Zeytinburnu Belediye Başkanlığının süreci uyguladığı, site yönetiminin işlemler devam ederken güçlendirme talep ettiği anlatılarak, ancak imar mevzuatına aykırılık bulunması nedeniyle güçlendirme talebinin belediye tarafından kabul görmediği ve kısa bir süre sonra da binanın yıkıldığı kaydedildi.
İlgili kanun ve yönetmeliğe göre, yıkım sürecinin takip edilmesi ile beraber sonlandırılması hususunda ''Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'' ile birlikte belediyenin de görevli ve sorumlu olmasının yasal mevzuat gereği olduğu vurgulanan raporda, mülki amirin yıkım görevini icra etmek için değil, kolluk kuvvetini sağlamakla görevli olduğuna yer verildi.
''Yıkım için ilgililere süre verilmiş''
Raporda, olay günü itibariyle yol veya yaya trafiğini güvende tutmak için bina çevresinde bulunan tretuvar, cadde ve sokaklarda Zeytinburnu Belediye Başkanlığı tarafından önlem alındığı yönünde herhangi bir bilgi, belge ve görüşe rastlanılmadığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Soruşturma dosyası içinde bulunan mevcut belgelerden site yönetim kurulu toplantılarında kat malikleri sayısının tutarsız olduğu ve ayrıca site yönetimi tarafından ya da site denetçisi tarafından yapılmış olağanüstü genel kurul çağrılarının olmadığı, ilk toplantıya katılan kat maliklerinin büyük bir kısmının ikinci toplantıya katılmadığı ve katılmayan sakinlerin yerine diğer kat maliklerince imza atıldığı görüldüğü ve bu durumun 634 sayılı kat mülkiyet kanununa aykırı olduğu saptanmıştır.''
Bina ruhsatına, fen ve sanat kurallarına aykırı olarak yapılan imalatlar, beton sınıfının çok düşük olması ile olası dinamik tesirlerin ve sonradan yapılan tadilatların neticesinde göçme modunda olduğu tespit edilen yapı taşıyıcı sistemin sünmesi (zamanla oluşan şekil değişimi) sonucunda ani göçme olayının gerçekleştiği bildirilen raporda, Zeytinburnu Belediye Başkanlığının ilgili kanunda süreci uyguladığı, yıkım ve tahliye konularında kaymakamlık ve site yönetimi ile gerekli olan yazışmaları yaptığı, tapu siciline "riskli yapı" şehrini işlettiği, alt yapı hizmetlerini keserek, tahliye ve mühürleme işlemlerini yaptığı ve yıkım için ilgililere gerekli süreleri verdiği kaydedildi.
Raporda, Zeytinburnu Belediyesinin prosedürün uygulanmasına yönelik olarak görevini yerine getirdiğinin görüldüğü belirtilen raporda, yıkım sürecinin sonlandırılması hususunda takipçi olması gerektiği, belediyenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ikişer aylık periyotlar halinde bilgilendirilmesinin esas olduğu, yıkım sürecinin takibi ve sonlandırılmasında belediye ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nünde yasa karşısında görevli ve sorumlu olduğu ifade edildi.
Riskli yapı, yapı sahipleri tarafından yıkılamamışsa belediye tarafından ve yine yıkılmadığı takdirde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkılması gerektiği vurgulanan raporda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulamanın gerektirmesi halinde yıkımı bizzat yapabileceği, yıkımı ifa görevinin kaymakamlık makamı olmadığı ve kaymakamlık makamının yıkım için kolluk kuvveti sağlamakla görevli olduğu bildirildi.
''Kaymakamlık makamı sorumlu değil''
İmar ve çevre güvenliği açısından görevli ve sorumlu kurum olan Zeytinburnu Belediye Başkanlığının binayı tahliye ederek kapısının demir donatıyla mühürlediği anlaşılmakla beraber, bina çevresinde bulunan kamuya açık tretuvar, cadde ve sokaklarda yaya ve taşıt trafiğinin güvenliğini sağlayacak ek önlemleri aldığı gösterir bilgi, belgeye ulaşılmadığı tespitlerinde bulunulan raporda, bu bağlamda uzman ve şahısların ifadelerinden yaşanan olayın sonuçlarından belediyenin kamusal alandaki güvenlik için tedbirlerin alınması hususunda gerekli olan özeni göstermediği anlatıldı.
Raporda, site yönetim kurulunun 30 Mayıs 2014 tarihinde ''Binanın Kentsel Dönüşüme Girmesi'' gündemli olağanüstü genel kurul toplantısından sonra yapılan çalışmalar neticesinde ''Riskli Bina Raporu'' alındığı belirtilerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu rapor neticesinde kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar başlamış ve bina tahliye tarihi olan 15 Mayıs 2015'e kadar bir çözüm getirilmemiştir. 25 Temmuz 2015 tarihli genel kurul toplantısında 'Kuran Sitesinin Yeniden Yapılandırılması' gündemi ile alınan karar neticesinde 'binanın yıkılmayarak güçlendirilmesi' kararı çıkmıştır. Soruşturma dosyası içinde bulunan mevcut evraklarda her iki toplantıda da kat malikleri sayısının tutarlı olmadığı ve ayrıca site yönetimi tarafından ya da site denetçisi tarafından yapılmış olağanüstü genel kurul çağrılarının olmadığı, ilk toplantıya katılan kat maliklerinin büyük bir kısmının ikinci toplantıya katılmadığı ve katılmayan sakinlerin yerine diğer kat maliklerince imza atıldığı görüşmüş ve yine dosya içinde herhangi bir vekaletnameye rastlanılmamıştır. Bu toplantılardaki kararlar doğrultusunda ilgili makamlarda işlemler yapan site yönetim kurulu başta olmak üzere toplantıda kat maliklerince yetki verenlerin işlem yapma ve temsil yetkilerinin 634 sayılı kat mülkiyet kanununca geçersiz sayılması gerektiği ve bu işlemlerden şahsi sorumluluklarının olduğu anlaşılmıştır.''
Raporun sonuç kısmında, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile Zeytinburnu Belediye Başkanlığı yetkililerinin yıkımı geciktirmesi nedeniyle sorumlu oldukları, site yönetim kurulu üyelerinin bina tahliye edildikten sonra göçme anına kadar olan süreyi uzattıklarından sorumlu oldukları, yapı ruhsatına, fen ve sanat kurallarına aykırı olarak yapılmış binanın müteahhidi, fenni mesulü ve yapıyı denetleyen kamu görevlilerinin zaman aşımı nedeniyle sorumlu olmadıkları, yıkımı ifa görevi kaymakamlık makamı olmadığı için sorumlu olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.'' ifadelerine yer verildi.
İstanbul Zeytinburnu'nda, 2015 yılının aralık ayında boşaltıldığı belirtilen 6 katlı bina 13 Ocak'ta çökmüş, enkaz altında kalan Mehmet Akbaş (60) ve Mehmet Özdener (5) hayatını kaybetmiş, 17 kişi yaralanmıştı.