“Hiperaktivite Türkiye'deki çocuklarda daha fazla“

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneğinin 39 ilde 5 bin 842 çocuk üzerinde yaptığı araştırma, dünya ortalaması yüzde 5-10 arasında olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (Dehb) Türkiye'de yüzde 11,7 olduğunu ortaya koydu.

“Hiperaktivite Türkiye'deki çocuklarda daha fazla“

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği'nin yaptığı araştırma, Türkiye'deki çocuklarda psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığının dünya ortalamasının gerisinde olduğunu ancak dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (Dehb) görülme sıklığının ortalamanın üzerine çıktığını ortaya koydu.

Dernek Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde çocuklarda ruh sağlığı bozukluklarının sıklığını araştırdıklarını belirtti.

Ankara, İstanbul ve İzmir'in de aralarında olduğu 39 ilde 157 çocuk psikiyatristinin katılımıyla çalışma yaptıklarını, 5 bin 842 çocukla en az 1-2 saatlik tanı görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade eden Ercan, çocukların anne-baba ve öğretmenleriyle de bir araya geldiklerini söyledi.

Araştırma sonunda Türkiye'de çocuk ruh sağlığı bozukluğu sıklığının yüzde 13,6 olduğunu gördüklerini aktaran Ercan, "Her 7-8 çocuktan birinin psikiyatriste gitmesini gerektiren ruhsal bozukluğu olduğunu gördük. Bu üzülecek bir rakam değil. Çünkü dünyanın her yerinde hemen hemen böyle. Hatta bizimki dünyanın alt sınırlarında çıkan bir rakam." diye konuştu.

Depresyon ve anksiyete ortalamanın altında

Türkiye'deki çocuklarda en çok rastlanan psikiyatrik rahatsızlığın Dehb olduğuna dikkati çeken Ercan, "Dünya genelinde Dehb yüzde 5-10 sıklıkta. Bizim ülkemizde biraz üzerinde, yüzde 11,7'lerde çıkıyor. Bu biraz da bizim ülkemizde hiperaktivite yatkınlığı olarak düşünülebilir. Depresyon, anksiyete bozukluğu gibi hastalıklar ise dünya çocuklarına göre biraz daha düşük." dedi.

Araştırma sonuçlarına göre çocuklarda kaygı bozukluğu görülme sıklığının yüzde 2.6, depresyon ve tedavi gerektiren majör depresyon oranının ise yüzde 1,4 olduğu bilgisini veren Ercan, şöyle konuştu:

"Diğer psikiyatrik hastalıklar, dünyadaki normal değerlerin alt sınırında. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu daha sık görülüyor. Biz göçmen bir toplumuz, bunun çok etkisi var. Bunlara neden olan insan beyninde hipofiz adı verilen bir bez var. Bu hipofizin yer aldığı kemiğe 'Sella Turcica' yani 'Türk semeri' deniyor. Dehb yatkınlığının sebebi at üstündeki bir ırk olmamızın yansıması olabilir."

Tedavi edilmezse bağımlılık riski var

Dehb fazla olduğu için önlem alınması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Ercan, durumu fark eden anne ve babaların öncelikle okulların rehberlik servisine ya da psikiyatristlere başvurabileceğini aktardı.

Tedavi gören Dehb hastası oranının ancak yüzde 10-20 civarında olduğunu söyleyen Ercan, tedavi olmayan çocuklarda gelecek yıllarda alkol, sigara ve teknoloji bağımlılığının ortaya çıkabileceğine dikkati çekti.

Ailelerin, ruhsal hastalıkları da göz, kalp hastalıkları gibi önemsemesi gerektiğini belirten Ercan, tedavi edilmeyen Dehb'in çocukların geleceğini derinden etkilediğini dile getirdi.

Son günlerde "Türkiye'deki çocuklar mutsuz" algısının yaygınlaştığını vurgulayan Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Bu algıya ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Ülkemizde çocuklarda depresyon oranı dünya ortalaması sınırları içinde hatta alt sınıra yakın. Mutsuz demek çok mümkün değil. Majör depresyon tedavi gerektiren bir hastalık. Çocukların en önemli gereksinimlerinden biri belirlilik, çocukların sağlıklı büyümesi için ayaklarının yere basması gerekiyor. Ülkemizin etrafında da savaşlar var. Dünya genelindeki ekonomik kriz de çocukları etkileyebilir ama çocuklarımız mutsuz değil, kaygılı olabilir. Diğeri spekülasyon olur."

hiperaktivite