Hüseyin Vodinalı yazdı: Asıl vurulan Türkiye'dir
Amerika'nın Suriye'ye saldırısı sonrası kim ne dedi? Aydınlık yazarı Hüseyin Vodinalı; ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'ye saldırısını ve sonrasında yapılan açıklamaları köşesinde değerlendirdi. Yazısında "Böyle olaylar kimin aslında kim olduğunu da ortaya çıkarıyor asit testi gibi" diyen Vodinalı, asıl vurulanın Türkiye olduğunu belirtti.
Hüseyin Vodinalı'nın Aydınlık'taki yazısı şöyle:
"Birinci Dünya Savaşı’nda Amerikalı ve Avrupalı emperyalistlerin paylaşamadığı neydi?
Osmanlı yani Türkiye
1924’ten itibaren Mısır’da kurulan Müslüman Kardeşler’i kullanarak tüm İslam aleminde Atatürk düşmanlığı yapanlar?
İngilizler.
Çanakkale’de kimlerle savaştık?
İngiltere ve Fransa.
Ermenileri üzerimize sürenler?
Çarlık Rusyası, Fransa ve ABD.
Kurtuluş Savaşı’nda Yunan’ı kim üzerimize sürdü?
İngiltere ve ABD.
Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında dinci ve Kürtçü isyanları kim destekledi ve başlattı?
İngiltere.
Kıbrıs’tan bizi atmaya çalışanlar?
ABD ve Avrupa.
PKK terörünü 1984’ten beri başımıza saranlar?
Kısmen SSCB, çokça ABD ve İsrail.
1991’den sonra yüzde 90 ABD, 1998’den sonra komple ABD, İngiltere, İsrail ve Avrupa.
1971, 1980 ve 2016 FETÖ’cü Amerikancı darbelerinin arkasında kim var?
ABD.
Binlerce insanımızın öldüğü 1970-80 arası kontrgerilla terörünün hamisi?
ABD.
Türkiye’de onlarca terör eylemi yapan El Kaide, IŞİD ve EL Nusra gibi vahabi selefi terör örgütlerinin arkasında?
Suudi Arabistan ve Körfez Arapları taşeronluğunda ABD.
Irak’ta nükleer ve kimyasal silah yalanıyla 1 buçuk, 2 milyon Müslümanı öldüren ve başımıza bölücü terörü ve Barzani’yi bela eden kim?
ABD.
Afganistan ve Pakistan’da insansız ve insafsız uçaklarla düğünleri köyleri zevkine bombalayan ve teröristlerle mültecileri üzerimize salan?
ABD.
Libya’yı hiçbir hukuki dayanak olmadan bombalayarak yakıp yıkan?
Fransa, İngiltere ve ABD.
Bizi de mahveden Suriye’deki yangını başlatanlar?
ABD - İsrail ile Suudi Arabistan-BAE.
KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM
NATO’ya girdiğimizden beri kendimizi kandırmayı milli spor haline getirmiş bir milletiz.
Suriye’ye yönelik son emperyalist saldırının hedefi ne Esad’dır, ne de İran.
Bu saldırının asıl hedefi Türkiye’dir.
Albay Ralph Peters’in BOP haritası için yapılan bir saldırıdır.
Fırat Kalkanı, El Bab, Afrin operasyonlarını biz kime karşı yaptık?
ABD ve kara gücü PKK’ya karşı.
Esad mı Türkiye’yi bölmeye çalışıyor yoksa ABD ve hempaları mı?
ABD, küresel hedef tahtasına Çin ve Rusya’yı koydu.
Bölgedeki temel hedef ise Türkiye.
Onun için yıllarca içimizi oydular her yere ajan ve casus doldurdular.
FETÖ ve tüm tarikatları, Sovyetler’e karşı Yeşil Kuşak ayağına besleyip büyüttüler.
Atatürk’ün Cumhuriyeti’ni bunun için yıkmak istiyorlar.
Türkiye düşmeden ne İran düşer, ne de Suriye.
Peki, şimdi neden bunların füzelerine alkış tutuluyor?
Dışişleri Bakanlığı neden böylesine anlamsız bir açıklama yaparak emperyalist saldırıyı alkışlıyor?
Hem Putin hem Trump ile görüşmeler yapan Cumhurbaşkanı bu yapılanı neden doğru buluyor?
Daha yeni Ankara’da İran ve Rusya liderleriyle o meşhur Avrasya pozunu veren kendisi değil miydi!
Bunun tek mantıklı açıklaması, Batılı emperyalistlerin yenilgi görüntüsünü ve öfke nöbetini giderecek bir kozmetik danışıklı dövüş olabilir.
Hadi siz de bir kerecik vuruverin kardeşe bakalım türünden.
Ama ben yine de böyle bir şeyi kabul etmeyenlerdenim.
Artık yeter!
Canı sıkılınca bağımsız ülkelerin meşru yönetimlerini bombalayan bir ülke görmek istemiyoruz dibimizde.
Her an bir dünya savaşı korkusuyla yaşamak da istemiyoruz.
Ey Trump, Macron ve Teresa…
Bir kerecik, tek seferlik filan diye avutuyorlar kendilerini.
Danışıklı dövüşünüzü de alın defolun gidin.
Bu sadece bir dehşet dengesi değil, aslında en temel etik meseledir.
Sadece bizim için kötü veya iyi olan değil mesele.
Temel soru şu: Kötülüğün mü yanında olacağız, doğrunun mu?
Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül, bunun cevabını çok net vermiş, tebrik ediyorum.
Karagül şunları yazdı: “ABD, İngiltere ve Fransa'nın Şam'ı bombalamasına dair Dışişleri açıklaması ‘bir adım sonrası hesap edilmeden’ yapılmış sanki. Batılı ordular bizim coğrafyada hiç bir zaman ‘insanlığın vicdanı’ olmadılar. 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da, Terör kuşağında bizi vuranlar kimlerdi? Şimdi yine onların insafına mı sığınacağız? FETÖ ile, PKK ile, DEAŞ ile vuranlara mı?”
Saadet Partisi de emperyalist saldırıya verilen desteğe “zillet” tanımlamasını yaptı. Kutluyorum.
Ama mesela eski Refah Partili yeni CHP’li Mehmet Bekaroğlu, alkış tuttu.
Böyle olaylar kimin aslında kim olduğunu da ortaya çıkarıyor asit testi gibi.
Bakın Kanadalı ünlü anti emperyalist muhalif isimlerden Prof. Michel Chossudovsky, son yazısında olayı çok net koymuş:
“America is at War with both Syria and Turkey”
Türkçesi; ABD hem Suriye hem de Türkiye ile savaşta.
Biz ise bize karşı savaşta olan bir ülkeyi alkışlıyoruz resmi olarak!
Hem de diplomatik dille söyleyim, mevcut rejimi bildiğiniz ruh hastası olan bir ülkeyi!
Evanjelizm, Armageddon ve Fırat Nil arası İsrail hayali kuran bir manyaklar güruhundan söz ediyorum.
Bunlarla danışıklı dövüş de olmaz."
ulusal.com.tr